Bundan yedi yıl önce Amerikan ordusu terörle mücadele ve Afganistan'da güvenlik ve kalkınma sağlama bahanesiyle bu ülkeye saldırdığında Tahran üniversitelerinden birisinde görev yapan bir Afgan öğretim görevlisi Afganistan hükümetinde bakan olarak görevlendirilmişti. Bu hoca İranlı dostlarından ayrılırken sevinç ve gururla şöyle diyordu: "Bundan beş yıl sonra Afganistan gelişmişlik ve kalkınma açısından İran'ı geride bırakacak ve bölgede örnek bir ülke haline gelecek" O bu sözleri Amerikan vaatlerine dayanarak söylüyordu ve söylediklerine kesin olarak inanıyordu.

O konuşmanın üzerinden bugün yedi yıl geçiyor ve Afganistan'da kalkınma ve gelişmişlik izlerinin görülmemesi bir yana durum yedi yıl öncekinden bile daha vahim bir halde. Afganistan'da güvensizlik ortamı hâkim, ekonomik sıkıntılar ve fakirlik halkı bitme noktasına getirmiş, uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı birkaç kat artmış, hükümet günden güne zayıflıyor ve yasaların üstünlüğü diye bir şey söz konusu değil.

Taliban tarafından geçtiğimiz hafta on Fransız ve on diğer NATO askerinin öldürülmesi Afganistan'daki gelişmeleri yeni bir aşamaya soktu. Olay öncesinde ve sonrasında Batılı ülkelerin liderlerinin ardı ardına Afganistan'a ziyaret düzenlemeleri, bu geziler esnasında sivil halkın Amerikan uçaklarıyla bombalanması ve ABD ve NATO karşıtı protesto gösterilerinin yaygınlaşmaya başlaması durumun NATO ve Batılı ülkeler için kritik bir hal aldığının göstergesi.

Bu gezilerin etrafındaki tartışmalar NATO ve Batı ülkelerinin kendi içlerindeki meseleleri de açığa çıkarıyor. Cuma günü İngiliz askerleri arasında onların cesaretlerinden ve direnişlerinden bahseden İngiltere Başbakanı Gordon Brown'a hiçbir asker en küçük bir yakınlık göstermediği gibi ona el sallamaya bile tenezzül etmediler.

Aynı şekilde Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'de Afganistan'daki Fransız askerlerinin yılgın ve ümitsiz haletiruhiyeleriyle karşılaştı. Sarkozy on Fransız askerinin ölümünden bahsederken beraberindeki kabine üyeleri ağlıyorlardı. Fransa Cumhurbaşkanından önce ABD'li yetkililer de Kabil'e olan ziyaretlerinde durumun vahametini yakından görmüş ve NATO'nun Afganistan'da ne kadar zor şartlar içinde bulunduğunu fark etmişlerdi. Bu isimler üzüntü ve teessür içinde Washington'a geri döndüler. Condoleezza Rice Kabil'e yaptığı gezide sinirini gizleyememiş, Demokrat Partinin başkan adayı Obama durumun bildiğinden daha kötü olduğunu belirtmiştir. NATO liderleri ve Batılı güçler için acı verici bu gerçek yalnızca Amerika'nın ülkede terörizm ile mücadele ettiği ve güvenlik, demokrasi ve kalkınma yolunda çaba gösterdiği yalanını ortaya koymakla kalmıyor Taliban ve diğer kaos ve terör güçlerinin ülkede hakimiyeti ele geçirmek üzere olduklarını da hatırlatıyor. Yeni hükümetin kurulmasının ardından ülkeye başlayan göç akımı şu anda tersinden göçe dönmüş durumdadır. Nitekim özellikle komşu ülkelerden Afganistan'a dönen mültecilerin birkaç katı yasal olmayan yollardan yeniden ülkeden çıkmaktadırlar. Onlar Afganistan'da iş ve güvenliğin bulunmadığını, kendilerinin ve ailelerinin canını korumak ve gelir elde edebilmek için ülkeden çıkmaya mecbur kaldıklarını söylüyorlar.

Son yedi yıldır önemli oranda artan uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı ülkede güvensiz ortamın oluşmasında ve yasa dışı grupların artmasında önemli bir katkı sahibidir. Kendisini Afganistan halkının şiddetli protestoları ve itirazlarıyla karşı karşıya göre NATO'nun önünde bir yol ayrımı var. Birinci yol Afganistan'ı terk etmek ikinci yol ise şiddet kullanarak halkı bastırmak. NATO liderleri iki yolu da değerlendirmeye ve nihai karar vermeye çalışıyorlar ancak bunda da sorunlarla karşı karşıyalar. Bir yandan Afganistan'dan çekilmek NATO'nun dosyasına önemli bir yenilgi olarak kaydedilecek, diğer yandan kalmak ve şiddete başvurmak bir sonuç vermeyeceği gibi gelecekte NATO liderleri için daha büyük problemlere yol açabilecektir.

Bütün bunlar Afganistan'daki birçok NATO ülkesi askerinin çekilmesi ve ülkede yalnızca ABD askerlerinin kalması olasılığını güçlendiriyor. İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin Afganistan cenderesinden kurtuluşu için bu en basit yol görünüyor.

 

Dünya Bülteni için çeviren: Hakkı Uygur