İran?ın resmi düşüncelerini yansıtan gazete muhtemelen bilinen fakat açıkça konuşulmasından çekinilen bir şeyi ilan etti. Benzer şekilde yorum; İran?ın Afganistan?da oynanan oyun ile ilgili duygularını samimi bir şekilde açıkladı. Zayıf politik kurumlarla, kötü yönetimle, yolsuzlukla, diktatörlükle, yavaş giden yeniden yapılanmayla, uyuşturucu trafiğiyle, mafyayla ve koalisyon güçlerinin aşırılığıyla ilgili stratejiyi kapsamlı bir tekrar gözden geçirmeyi yapmazsa NATO?nun Afganistan?da krizin zirvesinden başka bir yere varamayacağının analizini yaptı. Yorum; Pakistan?ın Taliban?ı eğitmesine ve onlara ?politik ve lojistik? destek vermesine parmak bastı. Son günlerde İslamabat?ı ziyaret eden ABD savunma bakanı Robert Gates?in sorunu dile getirmekten kaçınıp bunun yerine Pervez Müşerref ile yakınlaşmayı seçtiğinin altını çizdi. Bu; Washington?un önceliğinin? NATO?nun hedefi olan ?yeni soğuk savaş? için bölgede uzun süre kalmasının sağlanması? sadece Müşerref?in işbirliğiyle gerçekleşebileceği anlamını taşıyordu. İran?ın kızgınlığı anlaşılır bir şekilde; Pakistan?a komşu olan Sistan-Balucistan eyaletinin sınırından İran içlerine terörizm akışı tarafından tahrik edildi. On gün önce Zahedan şehrinin merkezine yapılan bir saldırıda Cündullah isimli militan bir grup 11 devrim muhafızını öldürdü. İran devlet medyası saldırıyı; İran?da etnik ve dini şiddeti provoke etmek için ABD tarafından yapılan planın bir parçası olarak duyurdu. Beluclar İran?ın 70 milyonluk ağırlıklı Şii nüfusu içinde 1,5 milyonluk bir Sünni nüfus. İran içişleri bakanı Mustafa Pur-Muhammedi son günlerde Afganistan?dan İran?a uyuşturucu kaçakçılığının cesaretlendirilmesinin yanında Afganistan?daki ABD istihbaratının çalışmalarının İranlı militanlarla görüşülüp koordine edildiğini iddia etti. ABD ajanlarının İran içinde Şii-Sünni çatışması çıkarmaya çalıştıklarını söyledi. Amerikan araştırmacı gazeteci Seymour Hersh Amerika?nın İran?daki gizli operasyonlarıyla ilgili yeterince yazdı. ABD askeri ve güvenlik kuruluşlarıyla yakın ilişki içindeki bir tink-tank kuruluşu olan Stratfor; Zahedan?daki olaya gönderme yaparak Cundullah militanlarının batılı istihbarat servislerinden ?destek? aldığı yorumunu yaptı. Stratfor ?ABD-İran arasındaki soğukluk şu an yürürlükte olan gizli bir savaş yoğunluğu seviyesine ulaştı? ABD; İran rejimini Irak?la ilgili pazarlık zeminine zorlamak için İran?ın ezilmiş azınlıklara olan desteğini artıracağa benziyor? dedi. İran; Pakistan üzerinden gelen ayrılıkçı unsurların neden olduğu sınırlar arası şiddetin kurbanı olarak hızlıca Hindistan ve Afganistan?la anlaştı. Tahran da var olan bir çıkmaz ile yüzleşecektir. Bu çıkmaz: bu tür terör hareketlerinin Müşerref?in bilgisi dâhilinde olup olmadığını daha da önemlisi Müşerref?in bu durumla ilgili bir şey yapıp yapamayacağıdır. Sınır-ötesi terörizmi ABD (Pakistan değil) desteklediğinden muhtemelen İran, bu çıkmazı çözmek için Hindistan ve Afganistan?dan daha iyi bir konumdadır. İstese bile Müşerref ABD?nin ülkesindeki aktiviteleri ile ilgili ne yapabilir? İranlılar Müşerref?in kötü durumu hakkında kararlarını vermiş görünüyorlar. Tahran?da bir Dışişleri sözcüsü; geçen Pazar İran?ın Pakistan büyükelçisinden Zahedan hadisesiyle ilgili politik girişimde bulunması istendiğini söylerken aynı zamanda İran?ın inancını; Pakistan hükümeti olarak Pakistan-İran sınır bölgesinde bu tarz ?güvensizliklerin? yaratılmasında Pakistan?ın rol almadığı şeklinde tanımladı. Aslında, Tahran ABD?nin stratejisine alışıktır. İran içindeki terörist aktiviteleri destekleme ABD?nin geçen çeyrek yüzyıldaki bölgesel politikasına uygun bir davranıştır. Tahran şimdiki dalgayı bekliyormuş görünüyor. Geçen Mayıs?ta ulusal bir televizyon programında başkan Mahmud Ahmedinecad İran?ın ?düşmanlarını? İran içinde etnik tansiyonu yükseltmekle suçladı. İran halkının ?düşmanın tuzaklarını yok edeceğine? söz verdi. Geçen yıl ABD Washington?da düzenlediği bir konferansta, İran?ın Kürt, Beluc, Arap, Türkmen ve Azeri organizasyonlarının temsilcilerini Tahran rejimine karşı birleşik bir cephe oluşturmak amacıyla bir araya getirdi. Etkili bir tink-tank kuruluşu olan Amerikan Girişimcilik Enstitüsü bir adım daha ileri giderek Neo-con/yeni muhafazakârlık perspektifinden hareketle Yoguslavya benzeri federal İran?ın nasıl olacağı ile ilgili bir rapor hazırladı. Pers Körfezi üzerine uzman olan John Bradley, son günlerde haftalık Washington dergisine yazdığı makalede Belucistan eyaleti ?Sünni Pakistan ve ABD işgalindeki Afganistan?a komşu olduğu için İran ulusal güvnliği için özellikle çok önemli... Aslında Sünni Beluc direnişi Tahran?daki katı rejimi dengesizleştirmede batılı istihbarat servislerine değerli olduğunu ispat edebilir? şeklinde bir yorum yaptı. Bradley şunları ekledi; ?ABD 2001?den beri Beluclarla yakın temasını sürdürüyor, Tahran?ın Afganistan?daki saldırı operasyonlarının zararının bir sonucu olarak İran topraklarına inmek zorunda kalan uçak mürettebatını geri verme sözünü verdiği noktada bu desteği çekiyor. Bu temaslar İran?ın güneydoğu eyaletinde karmaşayı yaygınlaştıracak ve hâkim rejime karşı çalışacaktır.? Bradley ABD?li politika yapıcılarının ?İran rejiminin uzun dönem dengesine olası saldırılarına olduğu kadar İran?ın kısa dönem yerel ve dış politikalarına da darbe vurmaya odaklanmış? olarak son dönemde İran?ın iç etnik politikalarına büyük bir ilgi gösterdiğini ortaya çıkardı. O, özellikle ABD Savunma Bakanlığı?nca desteklenen, İran?ın toplumunun çoğunluğundaki etnik şikâyetlerin tabiatı ve derinliğiyle ilgili çalışma yapan projeden söz etti. Bradley "Pentagon özellikle İran?ın; Irak?ı parçalayan ve komünizmin çökmesiyle birlikte Sovyetler Birliği?ni dağıtan şiddetli bir parçalanmaya eğilimli olup olmadığıyla ilgilenmektedir? dedi. ABD yönetimi geçen sene İran?da ?demokratik değişimi? desteklemek için kongreden 75 milyon dolar istedi. Fakat ABD politikası için temel problem Kürtler dışında İran?ın hiç bir etnik azınlığının İran devletinden ayrılmak için uğraşmamasıdır. Aynı zamanda İran?da etnik azınlıkların baskı ve ayrımcılık gördüğü bir durum yok. Pers toplumunun çoğunluğu ve etnik azınlıklar benzer şekilde fakirlik problemine, ekonomik yoksunluğa, kötü yönetime, yolsuzluk ve hukuksuzluğa yabancılaşmış görünüyorlar. Aslında ABD?nin etnik ve mezhep çatışmalarını ateşleme politikası Irak?tan Pakistan ve Afganistan?a kadar bir ?dengesizlik yayı?nın yaratılması ile sonuçlanabilir. Bush yönetiminin Ortadoğu?ya müdahaleci politikalarının fanatik bir destekçisi olan sağcı İranlı sürgün Amir Taheri bile, etnik huzursuzluk ve gücenmenin alevini körüklemek ve Yoguslavya benzeri bir bölünme senaryosuyla İran rejiminin şeytanlaştırılmsını hızlandırmak kolay olmasına rağmen bu aynı zamanda ?bütün bölgeyi yıllarca hatta on yıllarca kanlı bir krize sürükleyecek karanlık ulusalcı ve dini fanatik güçleri serbest bırakabilir? uyarısını yaptı. İroni şu ki son beş yılda Afganistan?ın ABD tarafından işgalinin nedenleri ?terörizmle savaş? olarak vurgulanırken, Afganistan; ABD tarafından İran?a yöneltilen terörizmin üssü olarak kullanılıyor. Bunun yanında 2001?de ABD işgalini kolaylaştırma yolunda İranlılar pratik düzeyde işbirliği yaptı. Hatta İran?a iftira edenler son beş yılda Tahran?ın Hamid Karzai?nin Washington hâkimiyetinde olmasını dert etmeden Kabil hükümetiyle iyi komşuluk ilişkileri politikasını izlediğini kabul edeceklerdir. Aslında İran; Afganistan?ın yeniden inşası için önemli bir bağışçı ülke görüntüsü çiziyor. Bu perspektiften ABD başkanı George W Bush'un Amerikan Girişimcilik Enstitüsü?nde Şubat?ın 15?inde yeni Afgan stratejisinin çerçevesini çizen konuşması büyük önem arzediyor. Gerçek şu ki Bush yeni Afgan stratejisi ile ilgili ?tepeden tırnağa gözden geçirmesinin? sembolik olduğunu açık etmek için yeni muhafazakarlığın bir kalesini seçti. Temelde Bush Afganistan?da uzun süreli batılı askeri varlığın zaruretinin altını çizdi. Bush?un tonunda bir muzafferlik vardı, NATO?yu Afganistan?a getimişti?sanki kendiliğinden bir stratejinin ürünüymüş gibi. Bush taşkın neşesini gizleyemedi, NATO boynundan tutularak Hinkuş dağlarına getirilmişti?öngörülebilir gelecek için Çin ve Rusya?nın yumuşak zayıflığı boyunca yayılması için gittiği yer. Bush başarı duygusunu şöyle dile getirdi: ?NATO?nun Afganistan?da olması ilginç değil mi? 20 yıl önce eğer bir başkan Amerikan Girişimcilik Enstitüsü?nün önünde durup ve ?NATO?nun Avrupa dışında özgürlük ve barış gücü olacağını? söyleseydi buna asla inanmayacaktınız. Bugün NATO Afganistan?da.? Bush bütün konuşmasında bir kez olsun Afganistan?da BM?nin rolüne vurgu yapmadı. Aynı zamanda Bush?un konuşması tamamen kaçamaklı bir şekilde Taliban?ı ezmesi için Pakistan?a acil baskıyla ilgiliydi. Aslında Bush Müşerref?in kabile temsilciliklerindeki ?sınır stratejisini? överek konuşmasını bitirdi. Tehran Times?ın ?Pakistan gibi bölgesel güçlerle işbirliği? ile Washington?un NATO?nun Afganistan?da uzun süreli askeri varlığını hesap ettiği tahmini tamamen doğruydu. Bush?un Amerikan Girişimcilik Enstitüsü?ndeki konuşmasından hemen sonra Washington?daki taraftarları seçilmiş medyaya el-Kaide?nin Pakistan?ın kabile bölgelerinde iş başına döndüğünü yaymaya başladılar. Washington?da adını reddeden kendinden menkul karşı-terörizm yetkilileri bizden el-Kaide?nin ?komuta kademesi ve kontrolünün güçlü olduğunu? ve ?komuta zincirinin yeniden kurulduğuna? inanmamızı bekleyecektir. New York Times?ın yazdığı gibi "son günlere kadar Bush yönetimi Usame bin Ladin?i ve Eymen el-Zevahiri?yi takipçilerinden ve el-Kaide?nin operasyonel kontrolünden kopmuş olarak tarif ettiler.? Fakat resim aniden değişti. Gazete ?Birleşik Devletler Kuzey Veziristan?da bir araya gelen ve yetkililere göre birinin Afganistan?ın ötesindeki hedeflere saldırı için ajan yetiştirebileceği (söz edilen durum ekte açıklanıyor) yeni birkaç grup el-Kaide tanımlıyor? dedi. "Amerikan analistler; son istihbaratlar grupların gevşek bir komuta altında çalıştığını ve el-Kaide ile dost olan Arap, Pakistanlı ve Afgan militanlar tarafından faaliyete geçirildiğini gösteriyor dediler.? Başka bir deyişle Afganistan?daki ?terörle savaş? ta başa dönüldü. Birkaç şey dikkate değerdir. İlk olarak Bush özetle Müşerref?i ?terörle savaşımızda bir dost ve radikallerle savaşında desteklenmesi çıkarımıza olan bir adam olarak? ilan etti. Pakistan?daki demokrasinin tesisi biraz daha bekleyecek. İkincisi ABD ve NATO?nun Afganistan?ı işgali uzun dönemlidir. El-Kaide?nin yeni hareketliliği ile ilgili söylenti bunu haklılaştırmak için yeterlidir. Üçüncüsü, Orta Asya bölgesindeki ABD?nin askeri varlığı; Çin ve Rusya?yı rahatsız etmeyen öngörülebilir bir geleceğe kadar devam edecektir. Dördüncüsü bölgesel güçler birbirleri ve İslamcı aşırılık selinin arasında ABD?nin durmasını takdir etmek zorundadırlar. Bu yüzden onlar ABD (ve NATO) yla işbirliği yapmak ve çok muğlak olan Pakistan kabile bölgelerinde çıkarlarının temsilciliğini yapması için Washington?a güvenmek zorundadırlar. Son olarak bu özgürlük ve demokrasi ile aşırılık ve karmaşa arasındaki uzun vadeli ideolojik bir savaştır. Ve her nerde ?eksik demokrasi? varsa ?petrol zengini Kazakistan, Özbekistan veya Türkmenistan olabilir? ABD?nin oraya müdahale hakkı vardır. Bu arada Tahran Zahedan olayıyla ilgili ne yapar? Afganistan?daki NATO güçlerine aynıyla mukabele eder mi? Pakistan topraklarından gelen ABD gizli operasyonlarından Müşerref?i sorumlu tutar mı? Satrançta bunun adı iki kötü hareket arasından birini seçmek olan zugzwang?dır.M K Bhadrakumar Özbekistan (1995-98) ve Türkiye?de(1998-2001) konsolosluk göreviyle birlikte Hindistan Dışişleri için meslekten diplomat olarak 29 yıldan daha fazla hizmet etti. Bu makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.