Yeni Anayasa Taslağı üzerindeki tartışmalar, aydınlarımızın ne kadar dar görüşlü ve saplantılı olduklarını bir kere daha ortaya koydu. Çeyrek asır önce darbecilerin hazırladığı gayrımeşru ve antidemokratik bir anayasanın yerine, toplumu ileriye götürecek, insan hak ve hürriyetlerini temel kabul eden, demokratik bir yeni anayasa hazırlanmak isteniyor. Bugüne kadar solcusu, sağcısı, liberali, muhafazakârı, velhasıl herkes, 1982 Anayasası'nın Türkiye'nin önünü tıkadığı ve Yeni Anayasa gerektiği konusunda görüş birliği içerisindeyken, hazırlanan taslak bir anda türbana dolaştırılıp kilitlenmek isteniyor.
Böylesine büyük bir projeyi, ne sırf başörtüsü yasağını kaldırmak için hazırlamak doğrudur, ne de başörtüsü yasağını kaldıracak diye karşı çıkmak...
***
Aslında, Türkiye'de egemenliğin gerçek sahibi olan oligarşik jakoben mahfiller, bu antidemokratik egemenliği kaybetmek istemiyorlar. Bu çevrelerin daha önceki 'son kale'si Cumhurbaşkanlığı idi. Bu kale düştükten sonra artık hep birlikte 'türban yasağı' üzerinde odaklanmış durumdalar.
YÖK Başkanı Teziç, Rektörler Komitesi bildirisini okurken ve türban yasağının kalkması konusunda dehşetengiz hukuk engellerini sıralarken, aslında koltuğun altından kaymasının tepkisi içerisindeydi. Çevresindeki 'atanmış rektörler'in de hoşnutsuzluğunu bu bakımdan anlamak mümkündür. Yoksa nasıl olur da hem de bir anayasa hukuku profesörü, başörtüsü yasağının hukuken kaldırılamayacağını, ters yorumladığı AİHM kararı ve elindeki yönetmelikle izah etmeye kalkışabilir?
***
Medyanın da bu konuda darbe tahrikçiliğine varan aleyhteki gayretleri, bu çevrelerin ne derece peşin hükümlü ve sığ görüşlü olduklarını açıkça gösteriyor. Mülkiye'den sosyoloji hocamız, değerli bilim adamı Prof. Dr. Şerif Mardin'in röportajlarından aktarılan sözler, bir anda bizim fikir fukarası medya bülbüllerinin sermayesi oldu. Yok efendim 'mahalle baskısı' varmış; 'Malezya gibi olurmuşuz' falan filan... Halbuki, Prof. Mardin bu konularda kesin bir beyanda bulunmadığı gibi, aynen "Bir tek türban meselesinin antidemokratik uygulama olduğu konusunda yüzde yüz eminim" diyor.
Hele üniversiteye başörtülü kızlar gidilebilirse, nasıl olup da bu durumun 'zorla' başı açık kızlar üzerinde baskı oluşturacağını anlamak mümkün değil...
Türk tarihinde bu nevi baskılardan bir tek misâl gösteremezsiniz, bu bir.
Türk toplumu hem dindar hem de modern bir toplumdur. Bu toplum üzerinde antidemokratik baskı kuramazsınız, bu iki.
Türkiye'de başı açık ve başı örtülü kızlarımız elele, kolkoladır ve aralarında hiçbir ayrılık yoktur, bu üç.
Başörtüsünü huzursuzluk kaynağı yaparak, rejim üzerinde tehditler savurup paranoyak halüsinasyonlarla egemenliğinizi devam ettirmek istiyorsanız, biliniz ki millet buna izin vermeyecektir, bu da dört...
***
21. yüzyılın başlangıcında Türkiye'nin türban tartışmasının çok ötesinde önemli meseleleri vardır. İşte Yeni Anayasa, bu meselelerin halli için 1982 Anayasası'ndaki sistemi işlemez hâle getiren engelleri ortadan kaldırmalı, modern, ileri ve gelişmiş Türkiye'nin önünü açmalıdır.

 

Kaynak: Radikal