ABD'nin teröre yönelik evrensel savaşı ne zaman sona erecek? Bu soru yanıtlanamıyor. Çünkü belirli bir mekân ve zamanla sınırlanmış değil. ABD'nin savaşı 11 Eylül olaylarına tepki olarak başlattığını, New York ve Washington'a yönelik dramatik saldırıları planlamak ve hayata geçirmekle suçlanan Usame bin Ladin liderliğindeki Kaide'ye ev sahipliği yaptığı ve desteklediği için Taliban'ı cezalandırmak amacıyla, Afganistan'a kapsamlı operasyon düzenlemekte olduğunu ifade ediyorlar.
Fakat bunları söyleyenler, üçüncü dünyada başkalarına saldırının, 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana Amerikan dış politikasının temel dayanaklarından biri olduğu gerçeğini göz ardı ediyor. ABD Afganistan'dan önce Vietnam'ı vurmuştu. Vietnam'dan önce Kore'yi. Kore'den sonra Fidel Castro Amerikan saldırılarının hedefi olmuştu, hâlâ da öyle. ABD'nin terörle savaşı eski savaşlarından farksız. Fakat yöntemi farklı; yeni savaş İslam'a ve İslam dünyası halklarına yönelik.
ABD Başkanı Bush, Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Dışişleri Bakanı Rice her ne kadar bu savaşın İslam'ı ve Müslümanları hedef almadığını tekrarlasa da, gerçekler bu suni açıklamanın her harfini yalanlıyor. Devletler bazında hali hazırdaki iki savaş iki İslam ülkesi Irak ve Afganistan'da yaşanıyor. Örgütler bazındaysa, Amerikan güvenlik organları, gerek devletlerin içinde gerekse de bölgesel ve uluslararası düzlemde sadece siyasal İslamcı örgütlerin izini sürmekle meşgul. Bu sırada İslami yönetime sahip ülkeler diplomatik, ekonomik ve ticari savaşlarla mücadele ediyor.
İsrail de, Filistinlileri kahretmesini teröre karşı evrensel savaşın parçası gibi sunmak için söz konusu dalgaya katıldı. Bu nedenle Hamas gibi direnişçi Filistin gruplarını terörist olarak tanımlıyor. Bu savaş yakın vadede bitmeyecek. Özellikle de 'terör'e yönelik belirli tanımının yokluğunda ki, ABD'nin uluslararası stratejik bakış açısından istenen tam da bu.
Bununla birlikte, ABD kendi güvenliğinden endişeli. Aslında gerçekler bizlere, ABD saldırılarının İslam dünyasının dört yanında genişlemesi ve şiddetlenmesiyle, radikal örgütlerin güçlerine güç kattığını ifade ediyor. Bu örgütlerin nükleer silah geliştirebilmesine çok kalmadı.

 

Kaynak: Radikal