Senatör McCain gibi Amerikalıların Obama'nın inisiyatifi Putin'i kaptırmasından dolayı içleri yanıyor.  Snowden meselesinde olduğu gibi Putin, ABD'nin burnunu sürtüyor.  Etrafında dans ederek hasmını sersemletiyor. Onun ötesinde diplomatik oyunlarla rakibini köşeye sıkıştırıyor.

Ruslar ne yapmak istiyor? Kimilerine göre, Amerikalılarla büyük pazarlığa (big bergain) oturmak istiyorlar. Bu oyunlarla da onu köşeye sıkıştırmak ve zorlamak istiyorlar.  Suriye meselesi üzerinden Amerikalıları hizaya getirme ve nüfuzlarını artırma peşindeler.  Bununla birlikte, Obama'nın pısırık tutumu böyle bir pazarlığa da imkan vermiyor. Obama bir adım ileri iki adım geri atıyor. Üçlü Paris toplantısı onu gösteriyor. Bu nedenle İkinci Dünya Savaşının pasif mimarı Churchill'in selefi  Neville Chamberlain'a benzetilmekte.

Tehlike büyümeden önce  ileri görüşlü olarak tehlikeyi zamanında kavramak ve onu bertaraf etmek, umur bilen, görgülü siyasetçinin işidir. ABD ise kanatlar arasında savrulmaktadır. Saldırgan Bush ile pısırık Obama arasında gidip gelmektedir. Barış ve savaş kararlı adamlar arasında olur.

Kararsızlar barışı sağlayamazlar, aksine tehlikeyi büyütürler. Zira güvensizlik ortamı yayarlar.  Obama sandığı gibi ABD'yi normalleştirmiyor aksine gelecekteki saldırganlığın ve istikrarsızlığın taşlarını döşüyor, tohumlarını ekiyor.  Kararsızlığı nedeniyle Rus manevralarının kurbanı ve oyuncağı olmuştur.  McCain gibilerin ifadesiyle, Ruslar zaafiyetini keşfettikleri için, onunla kedi fare gibi oynamakta ve bu da dünya istikrarını baltalamaktadır.

Obama küresel algıya göre yeni bir savaş başlatmak isteyen adamdır.  Fireman yani kundakçı Beşşar ise Obama sayesinde itfaiyeci rolüne soyunmuştur.  Obama sınırlı sorumlu operasyona ikna konusunda siyasi liderliğini gösteremiyor. Suriye'ye operasyon konusundaki gerekçelerini eşine anlatamıyorsa elbette Rusları hiç ikna edemez. Michelle anlamazsa Putin hiç anlamaz!  Bundan dolayı Obama çevresinden ezik ve çaylak politikacı muamelesi görmektedir. Dosta güven ve düşmana korku salamıyor. Bundan dolayı Türkiye ve Suudi Arabistan gibi ülkeler tarafından bile korkaklıkla suçlanmıştır.

*

Obama kimyasal silah kullanan tarafa yönelik cezalandırma operasyonu yapamazken İran ve Suriye akıntıyı tersine çevirerek;  barış taarruzuna kalkıştılar.  Kerry gibiler Rusların akıntıya karşı hareket ettiğini söylese de tam tersine Amerikalılar akıntıya kapılmışlardır.  Askeri operasyon tehlikesini savuşturan Suriye rejimi kimyasal silah meselesini maharetle iktidar pazarlığına dönüştürmektedir. Siyasi ömrünü uzatmak için şantaj malzemesi haline getirmiştir.  Apo'nun PKK konusunda yaptığını, Beşşar kimyasal silahlar konusunda yapmaktadır. Tam da 2014 seçimlerine ayarlı bir biçimde kimyasal silahlardan kurtulma takviminin bir yıl alabileceğini ve hatta biraz da geçebileceğini söylemektedir.  Onun dışında bu silahların imhası için bir milyar dolara ihtiyaç olduğunu da ifade etmektedir.

Tam bir kaçak güreş örneği sergiliyor. Zira adresini göstereceği ve teslim edeceği kimyasal silahları imha etme işlemini birileri deruhte edecek ve bunların külfetini de herhalde BM çatısı altında karşılayanlar çıkacaktır.  Yaman hırsız rolünde Beşşar bir de imha için para talep etmektedir. Beşşar bir de bu yolla herhalde halkını öldürdüğü konvansiyonel silahların masrafını karşılamayı tasarlıyor. Utanmasa ' savaş giderlerimi de karşılayın' diyecek.  Kimyasal silahlar karşılığında diş kirasını da isteyecek. Amerikan Fox Tv'ye yaptığı değerlendirmesinde  kaçak güreştiğini ve güvenilmeyeceğini bir kez  daha ortaya koymuştur. Bununla birlikte Kaddafi gibi silahlarını teslim etmeye hazır olduğunu ifade etmiş ve onun dışında iyi niyetinin bir kanıtı olarak bir hafta önce kimyasal silahları yasaklayan anlaşmaya katıldıklarını da ilan etmiştir.  İyi ki muhaliflerin de katılmasını şart koşmamış. Bununla birlikte, Esat'ın dost rejimleri ve müttefik basın organları Suriye rejimini aklamak için bu silahlarla ilgili hem muhalefeti hem de bazen Suudi Arabistan'ı bazen de Türkiye'yi suçlamaktadırlar.

Beşşar'ın Fox Tv'ye söylediği tek doğru söz ise Suriye'deki durumun bir iç savaş olmadığıdır.  'Halkın kıyımı' ifadesi daha doğru bir tabir olur.  Kimyasal silahlar konusunda Kaddafi gibi bunlardan kurtulmaya hazır olduğunu söylese de bu pazarlığı kabul etmesinin arkasında iktidarının ömrünü uzatma arayışı ve oyalama taktiği var.  Rus manevrası sayesinde askeri operasyonu ötelediği gibi kimyasal pazarlık üzerinden siyasi ömrünü de uzatmaya çalışmaktadır.  Michel Moril isimli eski CIA elamanı Esat'ın bu tarz silahlardan vazgeçmek istemediğini ama üzerindeki baskıyı ve tehlikeyi savuşturmak için yaparmış gibi davrandığını ve alttan aldığını savunuyor.

*

Esat'ın kimyasal silah manevrasından sonra benzeri bir çıkış da Ruhani'den geldi ve hangi sebebe raci olursa olsun kendilerinin nükleer silah edinmeyeceklerini söyledi.  NBC Haberlerine yaptığı konuşmada, ABD ile anlaşmak istediklerini söyledi. Son dönemlerde Obama ile mektup teati eden Ruhani ambargonun hafifletilmesi karşılığında nükleer programlarının bir kısmını askıya alabilecekleri ifade ediyor. Bununla birlikte, sadece barışçıl nükleer teknoloji peşinde olduklarını da tekrarlıyor. Esasında,  Ruhani'nin konuşmasıyla Nejad'ın konuşmaları arasında muhtevada herhangi bir fark yok.   Sadece kısmi bir üslup farkından bahsetmek mümkün.

Kısaca Rusya, İran ve Suriye kampı Obama'nın çaresizliği ve pasifliği karşısında 'barış' taarruzuna başladılar.  Obama Cameron'ı da yanına alarak ' geleceğin Suriye siyasi haritasında Beşşar'a yer yok' dese de Suriye despotu bildiğini okuyor. Obama'nın pusulasını kaybettiği bir ortamda herkes barış taarruzunda.