ABD Pakistan'ın istikrara kavuşmasını istiyorsa, Müşerref'in sağ kalmasını bekler gibi görünmekten vazgeçmeli. Müşerref'in zararına bile olsa, ülkenin demokrasi yolundan sapmaması için askeri olmayan projelere mali destek vermeliyiz

Pakistan'da geçen ay düzenlenen genel seçimlerde, itibar görmeye yetecek kadar temiz bir karar ortaya konuldu ve Devlet Başkanı Pervez Müşerref'in partisi büyük bir bozguna uğradı. Ana muhalefet liderleri Asıf Ali Zerdari ve Nevaz Şerif bununla da kalmayıp güçlerini birleştirerek, Müşerref'i görevinden gerekirse zorla alabilecek bir anlaşmaya vardılar.

Bu anlaşma gerçekten tutarsa, pazartesi toplanacak yeni meclis, Müşerref'in geçen yıl iktidara tutunmak için çaresizlik içinde kovduğu Yüksek Mahkeme yargıçlarını görevlerine geri getirecek. Yüksek Mahkeme tekrar toplandıktan sonra muhtemelen, Müşerref'in korktuğu iş başına gelecek ve mahkeme kendisinin yeniden seçilmesini geçersiz kılacak. Zerdari ve Şerif ayrıca, bu eski genelkurmay başkanının meclisi feshetme ve askeri liderler atama yetkisini elinden alacak yeni yasalar çıkarma konusunda da anlaşma sağladı.
Bir aydır artan bombalı intihar saldırılarının da gösterdiği gibi, hem nükleer silahları olan hem de Taliban ve Kaide'yle fazlasıyla sıcak ilişkiler içinde bulunan Pakistan açısından tehlikeli bir dönem bu. Müşerref, Pakistan'ın demokratik süreçleri sonucunda koltuğundan edilmişse, bu Pakistan'ın bileceği iştir. ABD burnunu sokmamalı.

Müşerref ülkesinin anayasasını ve Pakistan halkını saygısızca dikkate almazken, Bush yönetimi onu inatla desteklemeye devam etmişti. Yönetim şimdi kim iktidara gelirse gelsin onunla birlikte çalışma sözü verdi, ancak yargıçların görevlerine dönmesiyle ilgili bir tavır benimsemeyi reddeti ve hâlâ Müşerref'in bu olaylardan sağ çıkmasını bekler gibi görünüyor.
Olabilir gerçekten de, ama bu olasılık ABD'yi, gerçek bir anayasal demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü istediklerini söyleyen Zerdari, Şerif ve diğer laik ılımlı liderleri desteklemekten alıkoymamalı. Bush Pakistan'da demokrasiye (ve gerçek anlamda istikrara) bağlılığını kanıtlamak istiyorsa, ülkenin ciddi bir biçimde sarsılmış kurumlarını yeniden güçlendirecek ve Pakistanlıların günlük hayat standartlarını iyileştirebilecek, askeri olmayan projelere mali yardımını büyük ölçüde artırabilir. Senato'nun Dış İlişkiler Komitesi'nin Başkanı Senatör Joseph Biden, Pakistan'ın yeni yönetiminin demokrasi yolundan çıkmamasını teşvik etmek için yılda 1 milyon dolar 'demokrasi' payı vermeyi, okullar, yollar ve hastanelerde kullanılmak üzere yapılacak askeri olmayan yardımların üç katına, yani 1,5 milyon dolara çıkarılmasını önerdi. Bu iyi bir başlangıç noktası.

Aşırılık yanlıları her türlü zaaf belirtisinden güç alacak, dolayısıyla Müşerref ve rakipleri bu geçiş sürecini mümkün olduğunca çatışmasız atlatmalı. Müşerref'in iktidara gelmesine yardım etmiş ve seçimlere karışmamış olan ordu, siyasetten elini tümüyle çekmeli. Bunun yerine, gitgide güçlenen Kaide, Taliban ve yurt içi ayaklanmalara karşı koyabilmek için, kendi kapasitesini artırmaya odaklanmalı. İstihbarat servisleri de militanlarla oynadıkları ikili oyunlara son vermeli.

Pakistan'da yaşananlar doğrudan Afganistan'ı da olumsuz etkiliyor. Aralarında kanun tanımayan bir sınır uzanıyor; ikisi de artık daha fazla kargaşa kaldıracak halde değil. Pakistan'ın yeni sivil liderlerinin lekesiz isimler olduğunu kimse söyleyemez. Gerek Zerdari'ye gerek Şerif'e ciddi yolsuzluk suçlamaları yöneltiliyor. Yine de bu liderler, ülkelerini yeni bir yola sokmaya çalışırken ABD desteğini hak ediyorlar. İşleri yoluna koymak için ellerinde fazla zaman yok. Patlayan er intihar bombası, aşırılık yanlılarının gücünü ve demokrasinin başarısızlığa uğramasını ne kadar çok istediklerini bir kez daha hatırlatıyor.

Kaynak: Radikal