Obama yönetiminin kafası ya büsbütün karışık ya beceriksiz yahut da kötü niyetli. Kesin olan bir şey varsa o da dosdoğru olmadığı ve dürüst bir şekilde hareket etmediğidir. İslam dünyasında Bush'un drakonvâri rejiminin müslümanlara çektirdiği yanlışları tersine çevireceği yönünde Obama'ya karşı büyük bir ümit beslendi. Obama, Bush'tan mirâs kalan Afganistan savaşından kurtulmak yerine ona bağlandı kaldı. Bush, Afganistan'ı işgal ve istila savaşı için Amerikalılardan büyük bir destek görmüşken, Obama ikiye bölünmüş bir Amerika ile karşı karşıya. Gitgide küçülen azınlık, ulaşılamayacak hedeflerin ele geçirileceği vakte kadar beyhude savaşın sürmesini, Afganistan cehennemine daha fazla sayıda asker gönderilmesini isterken, çoğunluk, savaşın sona ermesini ve Amerikan askerlerinin çekilmesini istiyor.


Amerika'daki çoğunluğun hissiyatını gözardı eden Obama, Afganistan'a ilave 30.000 asker gönderme kararı aldı. Askeri güç takviyesinin Afganistan'da kötüleşen durumu iyileştirmek için işe yarayacağını ümit ediyor ve her iki tarafta da yıkıma ve daha fazla kan akmasına yol açacağını, ayrıca Pakistan'ı istikrarsızlaştırmaya katkı sağlayacağını fark etmiyor. Başka bir ifadeyle, başarısızlığa takviye yapıyor. Amerikalılar bellerini büken vergilerden muzdaripler, enflasyon, işsizlik ve artan fiyatlar yüzünden sıkıntı yaşıyorlar ve anlamsız Afgan savaşıyla çok daha az ilgililer. Öncelikleri iş, sağlık, ev; ve Afganistan cehennemindeki yakınlarının bir an önce dönmesini istiyorlar.


Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler, Afganistan savaşı üzerinde yaşanan ihtilaftan bağımsız olarak, Pakistan'ı kötü yere, Hindistan'ı iyi yere yerleştiriyorlar. Pakistan'ın, Amerika'nın terörle savaşında yapmak zorunda kaldığı büyük fedâkarlıkları umursamayan ABD, Pakistan'a taktik ortak nazarıyla bakarken Hindistan'a stratejik müttefik nazarıyla bakıyor. Bıkıp usanmadan Pakistan'ın stratejik ortadığı olduğunu söylemesine, Pakistan'ın çok iyi bir iş çıkarmasına rağmen ve onun desteği olmaksızın Amerika Afganistan'da kazanmayı ümit edemeyecek olmasına rağmen Hindistan, İsrail, Afganistan ve İngiltere'yi gemiye aldı ama Pakistan'ı dairenin dışında tuttu. Pakistan'a kaba bir şaka yapıyor çünkü söyledikleri ipe sapa gelmez şeyler; ve hakikatin çok uzağındalar çünkü Pakistan bir müttefik değil bir hedeftir. Amerika yalnızca kendi yurt güvenliğinin kaygısında değil. Aynı zamanda İsrail, Hindistan ve Afganistan'ın güvenliğinden de kaygı duyuyor ve fakat Pakistan'ın güvenliğine neredeyse hiç alâka göstermiyor. ABD-İsrail-İngiltere-Hindistan-Afganistan'dan oluşan beşli çete, dostluk kisvesi altında, nükleer silahlardan arındırmak ve en nihayet onu vassal bir devlete indirgemek için Pakistan'a karşı harekete geçtiler. Hindistan'ı çift yönlü savaş yürütmeye hazırlarken, askeri güç risk unsuru barındırdığından dolayı tüm çabalar amaçlara askeri güç kullanmaksızın ulaşmaya ayarlı. Pakistan'ı istikrarsızlaştırmak ve kurumlarını zayıflatmak için örtülü araçların kullanımı, tercih edilen sevk ve idâre tarzıdır.


Amerikalı liderler çatal bir dille konuşuyorlar. Bir yetkili Pakistan ordusunu överken bir süre sonra başka bir yetkili tam aksini söylüyor ve havayı bozuluyor. Nükleer programla ilgili olarak aldatıcı bir duruş sergileniyor. Bazıları Pakistan'ın sağlam bir güvenlik sistemini kurduğunu söylerken başka birileri nükleer sahaların emniyet içinde olmadığı açıklamasını yapıyor. ABD bir yandan Pakistan'ı daha fazlasını yapması için sürekli olarak itelerken bir yandan da güvenmediğini ve inancı olmadığını ifade etmektedir. RAW ve RAAM'ın tam burnunun dibinde Pakistan'a karşı sınır ötesi terörizmini gözardı ediyor ve Pakistan'a çamur atmak için bu ikisiyle el ele veriyor. Hindistan ve Afganistan'da yaşanan herhangi bir terör eylemi çarçabucak ISI'ye yükleniyor. Amerika, Afgan Taliban'ıyla müzakereler yapmak için elinden geleni yapıyor ama Pakistan'a RAW'ın desteklediği Tehrik-e Taliban dâhil hiçbir militan hiziple konuşmasına izin vermiyor. Hiçbir istihbari bilgi sağlamadığı halde Quetta'da üslendiği iddia edilen Afgan Şura'yı yok etmesini de istiyor. Katı şartlara bağlanmış yardımlar sağlıyor ama verdiklerinin yarısını hizmet ücreti, danışmanlık, koordinasyon ücreti adı altında geri alıyor ve yardım parasının aşırıldığını söyleyerek Pakistan'ı eleştirmeyi sürdürüyor.


Af-Pak meselelerinde Richard Holbrooke'un koordinatör olarak atanması, Pakistan'ın Af-Pak özelinde çerçevelenmesi, Afganistan ve Pakistan'ı tek bir muharebe sahası kılmak, çoktan beri ölü olduğunu tam olarak bildiği halde Usame dâhil el Kaide liderliğini FATA'ya yerleştirmek, Molla Ömer'i ve onun şurasını Quetta'ya yerleştirmek, Pakistan yanlısı unsurlara karşı Veziristan'da drone saldırılarını artırmak, FATA'ya askeri kuvvet göndermekle tehdit etmek, Hindistan'ın Pakistan'a tehdit olmadığında ısrar ederek tüm kuvvetlerini militanlarla savaşmak üzere doğu sınırından batı sınırına kaydırmasında ısrar etmek, Afgan meselelerinde Hindistan'a kilit bir mevki verilmesi, Pakistan'ın protestolarına aldırmayıp RAW'ın Afgan topraklarından Pakistan'a karşı sınır ötesi terör faaliyetlerini göz yumulması, Pakistan'ın ve başlıca kurumlarının ayağını yerden kesmek için yürütülen müfteri medya savaşı, ISI ve orduya güvensizlik ve ISI'nın sivillerin tam denetiminde olmasını arzulamak, Pakistan'ın nükleer varlıklarının güvende olmadığı hissini yaymak, ekonomiyi IMF'nin boğucu ellerine, siyasi liderliği Washington'un avuçlarına teslim etmek, Pakistan'ı egemenliğinden soyup almak için Kerry-Lugar yasasının çıkarılması, tüm bunlar, Washington'ın önyargılı ve ayrımcılık kokan tutumlarıdır. Obama yönetimi, Bush rejiminin yalan ve aldatmaya dayalı eski politikalarını tekrarlamaktadır.


Zaman ve şartlar Amerika'nın lehineyken, Afganistan ve Pakistan halkı Amerika'nın kalmasını istemiş, o ise yakışıksız bir telaşla çekip gitmişti. Şimdi, siyasi ve askeri şartlar olumsuz ve üzgün iki ülkenin halkı, Amerikan askerlerinin çekip gitmesinde kararlıyken, bu kez Amerika Pakistan ve Afganistan'ı yüzüstü bırakma hatasına tekrar düşmeme bahanesiyle ayrılmıyor. ABD'ye çekilmemesini ve askeri mevcudiyetini artırmasını, Afganistan'ı kalıcı bir üsse dönüştürmesini sâlık verenler, kökten değişmiş bir zemin olduğunun farkında değiller. ABD bugün fırsatçı emperyalist bir güç ve müslümanlara dayak atan taraf olarak görülmektedir. Kendi bencil çıkarları uğruna müslüman savaşçıları ölüme gönderen bir hain olarak görülüyor; devâsa fedâkarlıklarını tazmin vakti geldiğinde, harabe haline gelmiş Afgansitan'ı yeniden inşa etmek için tam da desteğe ihtiyaçları olduğu bir vakitte yüzüstü bırakıldılar. Onlara ihanet edildi, kutsal savaşçılardan teröristliğe dönüştürüldüler, izleri sürüldü, Guantanamo hücrelerine konuldular ve Afganistan'daki merhametsiz ABD kuvvetleri tarafından rastgele öldürüldüler.


Sovyet imparatorluğunun parçalanmasına giden Sovyet mağlubiyetinde kilit bir rol oynadıktan sonra yarı yolda bıraktığı için Pakistanlıların da Amerika'dan yana derin şikayetleri var. Gösterdiği fedâkarlıklardan dolayı Pakistan'ı ödüllendirmek yerine, Pakistan'ı on yıl boyunca hırpalayıcı müeyyidelere tâbi tutarak cezalandırdı ve Sovyet kampında yer almış ve ABD'yi kınamış Hindistan'a dostça davrandı. 1996'dan itibaren kuvvet zoruyla yerlerinden edildikleri tarihe kadar Afganistan'ı etkin bir şekilde yöneten Taliban dâhil Afgan Peştunlara yanaşarak bir kez daha şeytâni bir oyun oynuyor. Rağbet gösterilmeyen Amerikan yardakçısı Karzai ve Kuzey İttifakı'nın gayri Peştun savaş beylerini destekliyor.


Amerika, Pakistan'ın batmasını istemiyor ama siyasi, askeri ve iktisâdi bakımdan sağlıklı olmasını ve bağımsız dış politika izlemesini de istemiyor. Amerika, vereceği oksijene muhtaç, Hindistan uşağı hastalıklı bir Pakistan görmeyi diliyor. Bush gibi Obama da emperyalist bir gündem sahibi. Afganistan'a daha fazla sayıda asker gönderme kararı, Amerika'nın Ortadoğu'da ve Orta Asya'daki hedeflerine ulaşmayı sağlama almak maksadıyla Pakistan'a fiziki müdahale yapacağının habercisidir. Enerji kaynaklarına erişmek için Amerika'nın askeri ve jeopolitik hükmünü bu stratejik bölgelerde geçerli kılması bir esastır. Pakistan'ın Amerikan müttefiki olduğuna dolayısıyla da tehlike içinde olmadığına dair aşırı ümit besleyenler dualarını eksik etmemeliler. Sürüp giden terör eylemleri, görünmeyen ellerce eşgüdümleniyor. Gelecek aylar Pakistan adına hayâti önemdedir.


Kaynak: Pakistan Observer

Dünya Bülteni içi çeviren: M. Alpaslan Balcı