Görünen o ki, ABD Başkanı Barack Obama Afganistan'da çözüm için strateji belirleme konusunda zamanla yarışıyor. Obama '60 dakika' programıyla söyleşisi sırasında, bu tür bir stratejinin temel hedefinin Afganistan'dan en hızlı şekilde çıkış olacağına işaret ederken gayet açık ve gerçekçiydi.
Önümüzdeki ayki NATO zirvesinde ilan edilecek Obama stratejisinin açıklayacağı üç nokta var. İlki Afganistan'daki güçlere askeri ve lojistik desteğin artırılmasıyla ilgili. Bu artış fiilen kabul edildi ve yaklaşık 17 bin Amerikan daha gönderilecek. Bu artış Kaide ve Taliban'ın faal olduğu Afganistan-Pakistan sınırında kontrolü sağlama hedefi çerçevesinde yapılmakta. Yazla birlikte bu artışı aynı hacimde başka bir artış izleyebilir.
İkincisi, Afganistan'a komşu ülkelerin çıkmaza çözüm arayışına katılması suretiyle bölgesel çerçevenin bulunmasıyla ilgili. İran, Hindistan, Pakistan ve Rusya'nın bu çerçeveye katılması bekleniyor. Belki de Obama'nın hedefi hiçbir bölgesel tarafın uzun vadede çekilme planını bozmamasını teminat altına almak. Bu girişim Irak'ta son iki yılda yaşananlara benziyor. Irak'taki Amerikan Büyükelçisi Ryan Crocker şartların düzenlenmesi ve Amerikan güçlerine Irak'tan güvenli çekilme sağlamak için İran'la ikili diyaloğa katılmıştı. Üçüncü noktaysa, siyasi çözüm arayışıyla ilgili. Bu çözüm şu iki temel unsura dayanıyor: Taliban'la ve özellikle de Obama'nın siyasete girişlerini garanti edip isyanı sonlandırmak için 'ılımlı' diye nitelemeyi sevdiği çevrelerle diyalog başlatmak; ekonomik şartların düzeltilmesi ve Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin meşruiyetini zayıflatan yolsuzlukların durdurulmasına önem verilmesi.
Ne var ki Obama'nın stratejisini bekleyen gerçekçi sorunlar söz konusu. Belki de ilki, başkanın Tahran'ı Afganistan'da çözüm bulma yönündeki Amerikan planlarını önlememeye ikna etme gücüyle ilgili. İran'ın Obama'yı desteklemesi, ikili ilişkilerdeki muhtemel ilerlemeye bağlı. Tahran iyi ders almış gibi. Zira 2001'de George W. Bush'la yaptıkları gibi bazı teminatlar ve hatta nükleer programla ilgili bazı ödünler almadan Afganistan'da Obama'ya destek vermeyeceklerdir. Dini lideri Hamaney'in açıkladığı üzere, 'değişim' fiiliyata dökülmedikçe İran Obama'nın yeni sayfa açma çağrısıyla fazla ilgilenmeyecek.
İkinci sorunsa Obama'nın Afganistan-Pakistan ilişkilerini iyileştirme gücüyle ilgili. Taliban ve Kaide'yle savaşta bu ilişkilerin iyileşmesi şant. Bu da Obama'nın iki ülkede isyanla mücadele için ortak strateji yapılandırmak amacıyla ekonomik teşvikte bulunmasını gerektirir. Amerikan ekonomisini vuran boğucu mali krizin bölgesinde bu ekonomik teşvikler zor. Üçüncü sorunsa Obama'nın Taliban'la diyalog kurma gücünden kaynaklanıyor. Bu, sadece taraflar arasında güven eksikliği nedeniyle değil, Taliban'ın Obama'ya sunduğu talepler sebebiyle de çözümsüz.
Taliban, yabancı güçlerin Afganistan'dan çıkması talebi bir yana, Karzai hükümetinin yıkılmasını ve iktidara dönmeyi istiyor. Obama olsa olsa sınırlı sayıda Taliban liderine, Karzai'yle birleşik hükümete girmelerini temin etmek için bazı teşvikler ve mevkiler verebilir. Dördüncü sorun, Afgan Talibanı'yla Pakistanlı muadilini birbirinden ayırma imkânıyla ilgili. Pakistan Talibanı ülke içinde güçlü, Kaide ve Afgan Taliban'ın önemli bir çıkış noktasını temsil ediyor. İki Taliban'ı birbirinden ayırmak kolay olmayacak.
Obama, özellikle de ekonomik krizin gölgesinde kıskanılamayacak halde. Afganistan'ın bütçeye her yıl 10 milyar dolar yük bindirmesini kabul etmeyecektir. 'Afganistan'dan kaçmak' dışında tercihi yok. (Umman gazetesi Vatan, 25 Mart 2009)
Kaynak: Radikal