Scowcroft ve Brzezinski'nin de dahil olduğu 10 eski üst düzey yetkili, 'ABD'nin Ortadoğu barış çabalarında iki tarafı gözeten açıklamalarının' temel tavır haline gelmesi gerektiğine dair bir rapor hazırladı. Obama, tecritin Hamas'ı güçlendirdiğini belirten raporu dikkate almalı.

Tavsiyelerine saygı duyduğu eski üst düzey görevlilerin, Amerika'nın İsrail-Filistin'e yönelik başarısızlığa uğrayan yaklaşımını diriltmesi için Başkan Barack Obama üzerindeki baskısı yükseliyor. Şimdilerde ABD başkanının üst düzey ekonomi danışmanlarından olan Paul Volcker'ın geçen yıl Obama'ya teslim ettiği 6 Kasım 2008 tarihli bir mektubu takiben, söz konusu dış politika üstatları bir raporla 'ABD'nin Ortadoğu barış çabalarında iki tarafı gözeten açıklamalarının' temel tavır haline gelmesi gerektiğinde karar kıldı.

Bush yönetimi altındaki 'yedi yıllık kayıtsızlığa' hayıflanarak, iki devletli çözümü, 'Hamas'a karşı daha pragmatik bir yaklaşımı' ve İsrail'le Filistin arasındaki geçici güvenliği gözetecek uluslararası güce ABD'nin olası liderliğini sağlamak amacıyla yoğun Amerikan arabuluculuğu çağrısında bulundular.

Mitchell da farklı düşünmüyor
Dört sayfalık mektubu ve raporu imzalayan 10 isim arasında Volcker'ın dışında, eski ulusal güvenlik danışmanları Brent Scowcroft ve Zbigniew Brzezinski, eski senatör Chuck Hagel, Dünya Bankası'nın eski başkanı James Wolfensohn, eski ABD ticaret temsilcisi Carla Hills, eski Kongre üyesi Lee Hamil-ton ve ABD'nin eski BM daimi temsilcisi Thomas Pickering de bulunuyor.

Kanaatim o ki, bu kişilerin düşüncesi hem Obama'nın Ortadoğu temsilcisi George Mitchell'ın hem de genelde hayalkırıklığı dolu bir deneyim yaşayarak Bush yönetiminin son yılında İsrailliler ve Filistinlilerle güvenlik meseleleri üzerine çalışan Obama'nın ulusal güvenlik danışmanı General James Jones'un düşünceleriyle önemli ölçüde örtüşüyor. Bu örtüşme bahsi geçen rapora özel bir önem sağlıyor.

10 kişilik seçkin grup İsrail'in Gazze'ye yönelik beyhude bombardımanının hedefi olan Hamas hakkında, "Hamas'ı dışlamak ve Gazze'yi yalıtmak sadece onu güçlendirip, Fetih'i zayıflatmaya yaradı" ifadelerini kullanıyor. Kökten bir değişiklik öneriyorlar; "ABD'nin amacını Hamas'ı defetmekten tavırlarını değiştirmeye doğru kaydırmak, daha ılımlı unsurlarının galip gelmesini sağlayacak biçimde ona teşvikler sunmak ve cesaret kırıcı üçüncü tarafların Hamas'la ilişkisini sonlandırarak örgütün görüşlerinin netleşip tavırlarının sınanmasına imkân tanımak."

Her ne kadar Avrupalı müttefikleri yerine ABD'nin kendisinin Hamas içindeki ılımlı unsurlarla bağlantı kurması yönündeki benim kendi tavsiyemin yanında eksik kalsa da, böylesi bir değişiklik kritik önem arz ediyor. Hamas dahil olmadan Ortadoğu barışı gerçekleşemez. Fetih lideri ve Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas kuşatma altındaki bir figür.

Rapor daha da ötesine geçiyor; "Filistin'deki ulusal uzlaşmayı baltamaya son verilmeli ve İsrail'le ateşkesi kabul eden, Abbas'ı baş müzakereci olarak benimseyen ve gelecekteki bir barış anlaşmasına dair ulusal referandumun sonuçlarının tanınmamazlık edilmeyeceğini ve cezalandırılmayacağını taahhüt eden bir hükümet vurgulanmalı" ifadelerine yer veriliyor.

Bir başka deyişle, Hamas'ın öncelikle İsrail'i tanımasına takılmaktan vazgeçin ve söylediklerinden ziyade yaptıklarını izleyin deniliyor. Hamas, İsrail'le barış anlaşması yapacak bir birlik hükümetinin parçası olursa ve böyle kalırsa, bu, uygulamaya değer.

Meşal anlaşmaya hayır demiyor
Scowcroft'un başkanlığını yaptığı ve imzacı 10 ismin hepsinin de yönetiminde yer aldığı ABD/Ortadoğu Projesi'nin (U.S./Middle East Project) müdürü Henry Siegman bana Hamas'ın Şam'daki siyasi sorumlusu Halit Meşal'le kısa süre önce görüştüğünü belirtti.

Kayıtlara da geçen bir biçimde, Meşal ona İsrail'i tanımasa bile Hamas'ın bu ülkeyle referandumla destek almış bir barış anlaşmasına varan Filistin ulusal birlik hükümetinde yer alacağını söyledi. Şah dönemi İran'ıyla temaslarının sağladığı karşılıklı çıkar dolayısıyla İsrail'in de bildiği üzere, hukuken olmasa da fiilen tanıma yapıcı bir ilişki için temel olabiliyor. İsrail hükümetleri Filistinlilerin devlet kurma hakkını tanımayan dinci partiler içerseler bile iki devletli çözümü müzakere ettiler.

Fakat Siegman "Ama Hamas içindeki ılımlılar üstün gelecekse, bu tavırlarından dolayı bir ödüllendirmede bulunulması gerekiyor. ABD böyle bir ödül sağlayana kadar da, Filistin birlik hükümeti olmayacaktır" diye ekliyor. Söz konusu teşvik ihtiyacı, raporu kaleme alanların 'iki devletli İsrail-Filistin anlaşması için son şans' dedikleri dört ana öneride de kendini gösteriyor. Hep birlikte değerlen-dirildiklerinde, bu öneriler Amerika'nın Bush dönemindeki İsrail yanlış yapmaz politikasının kökten yeniden ayarlan-masına dair bir başlangıç teşkil ediyor.

Raporda dört somut öneri var
İlk öneri gerektiği yerlerde anlaşarak karşılıklı küçük toprak değiş-tokuşlarını içermekle birlikte ABD'nin 4 Haziran 1967 sınırları dahilinde iki devletli çözüme açık destek vermesi. Bu, yoğun nüfusa sahip, Kudüs'e bitişik bölgeler hariç Batı Şeria'daki tüm yerleşimlerin kaldırılması ve tabii ki, kabul edilemez yeni yerleşim inşaatlarının durdurulması manasına geliyor.

İkinci öneri Kudüs'ün hem İsrail'in hem de Filistin'in başkenti olması. Kentin Yahudi mahalleleri İsrail'in, Arap mahalleleriyse Filistin'in egemenliğinde kalırken, tüm toplumlar için kutsal yerlere engelsiz ulaşımı sağlayacak biçimde Eski Şehir için özel düzenlemeler öngörülüyor. Üçüncüsü, mülteciler için Filistin devletine geniş bir mali tazminat ve yeniden yerleştirme yardımı sağlanırken, İsrail'in soruna ilişkin sorumluluğunu belli bir resmi tarzla tanıması ama genel bir dönüş hakkının söz konusu olmaması. Dördüncüsü, Filistinliler güvenliklerini tam olarak sağlayana kadar, 15 yılı bulabilecek geçici bir dönem boyunca ABD yönetiminde olacak çokuluslu
bir BM gücünün oluşturulması.

Obama sırası geldiğinde mektubun imzacılarıyla görüşeceğini Volcker'e belirtti. İsrail hükümeti oluşturulur oluşturulmaz Obama bunu gerçekleştirmeli. Ardından Filistin'e yönelik Amerikan taahhütlerinin yeni gerçekçiliğini ve ABD'nin İsrail'e dair taahhütlerinin yeni bedelini tasarlarken, onların fikirlerini de hesaba katmalı. (26 Mart 2009)

Kaynak: Radikal