"Bu yıl da Hac kurban bayramına denk geldi."

Türk seçkinlerinin yabancılaşmasını ifade eden bu kalıp aslında yaşadığımız  travmanın trajıkomik temsilinden başka bir şey değil.

Türk seçkinlerinin trajıkomik hali aslında insan-tanrı ilişkisini tümüyle koparan seküler  zihniyetin arabeskleşmiş hali olarak da okunabilir. Bir yönüyle toplumsal, kültürel bir yabancılaşmayı gösteren bu ifade toplumu aydınlatma misyonu, daha doğrusu ayrıcalığını kaptırmak istemeyenlerin dinle kurdukları ilişkinin açık edilmesidir.

Ne var ki insan, hayat, tanrı, evren gibi temel sorunlar karşısında dinin getirdiği anlamın en üst düzeyde sembolik ifadesi olan kurbana , Hacca karşı kayıtsızlığın da ifadesi…Kurbanın insanın için karşılık geldiği varoluşsal konumunu kavraması açısından içerdiği metafizik anlam toplumsal boyutu ve sosyal faydasından önce düşünülmeli. İnsanın evrende işgal ettiği yerinin anlamlı kılınmasına bir pencere açan kurban ve onun sembolizmi modern insanın tasavvurunu çok aşıyor.

Kurban kesim manzaraları karşısında 'steril kriz'lere giren seküler kafaların kavrayamadığı kurban ibadetinim uygulanmasına yönelik son yıllarda yapılan resmi düzenleme çevre duyarlılığından çok manevi alana müdahaleye dönüşüyor.

Kurbanın hayattan koparılması, hayatımızdan çıkarılarak görünür olmaktan uzaklaştırılması hayatın sekülerleşmesi yönünde bir müdahaleye dönüştüğü bizzat kurban yaşayanlarca gözden kaçıyor. Kurban bayramından kaçan boğa, elini kestiren acemi kasap, çevre yolunda kurban kesim görüntüleri, Avrupai imajımızı hayli zedeliyor/muş. Bu koroya muhafazakar kesimin de katılması ve onların siyasi iradesiyle kurbanın mahallelerden, şehirlerden uzaklaştırılması sonuçta birkaç kilo et ihtiyacına indirgenmesi kurbanın ruhunu kaybolması demektir. 
Dini hayatın karşısına çıkan muhafazakarlık olgusu bu açıdan yeniden düşünülmeli..

Tüm Müslümanların kurban bayramını tebrik ediyoruz.