İsrail, Gazze saldırılarından sonra işgal altındaki Doğu Kudüs'te yeni yerleşim inşasına izin vererek, 'müzakere ortağı' saydığı Abbas'ı iyice zayıflattı
İsrail hükümeti, Filistinlilerle barışa bir darbe daha vurdu; bu kez, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün içinde ve çevresinde sömürgeciler için yüzlerce yeni evin inşa edilmesine izin verdi. 1967 savaşından sonra uygulamaya konulduğundan beri, işgal altındaki topraklarda 'yerleşim' inşasına yönelik bu yasadışı siyaset kısmen, İsrail'de barışa her zaman karşı çıkacak bir seçmen kitlesi yaratmak için tasarlandı. Fakat Başbakan Olmert'in 1100 yeni ev inşasını onayladığının pazar günü açıklanması, projenin bir diğer sonucunu ortaya koyuyordu: Yahudi devletiyle ilişki kurmayı isteyen Filistinli ve diğer Arap liderleri kasıtlı olarak zayıflatmak.
İsrail ordusunun Gazze'de gerçekleştirdiği son katliam, Filistin Yönetimi Başkanı Abbas'ı zaten zora soktu; Abbas'a, işbirliği yaptığına dair suçlamalar yöneltidi. Abbas, ABD baskısıyla geri adım atmak zorunda bırakılmadan önce, müzakereleri askıya alacağını bile açıklamıştı. Şimdi, İsrail'in barış sürecine ne kadar az değer verdiği açıkça ortaya konularak, buna bir de hakaret ekleniyor. Abbas, halkının düşmanlarıyla anlaşmaya çalışarak hayatını ve imajını riske atıyor ve Olmert buna, onu küçük düşürerek yanıt veriyor.
Pazar aynı zamanda, İsrail kabinesinin, bölgedeki çeşitli aktörlerin kendisine yönelttiği tehditlerin sıralandığı rahatsız edici bir istihbarat raporunu aldığı gündü. Brifing Yahudi devletinin bölgede fazla dostu olmadığını ortaya koyuyordu. İsrail'le diyalog kurmayı deneyenler, suistimale maruz kalırken tersi nasıl gerçekleşebilirdi ki?
İsrailli liderler, kendi tavırlarıyla bölgede karşılaştıkları düşmanlık arasındaki neden-sonuç ilişkisini teslim etmek yerine, parya statülerinin önyargıdan kaynaklandığını düşünmeyi seçiyor. Böyle oldukça, Abbas tarihi bir taviz için destek inşa edemeyecek. İsrail diplomasisinin sürekli temalarından biri, komşu olarak kabul edilme talebidir. Fakat İsrail siyasetinin düzenli etkilerinden biri de, bunu gerçeğe dönüştürmeye yardım edebilecek herkesin zayıflatılmasıdır. İsrail'in istediğini söylediği şey için -barış-, doğru koşulları yaratmak amacıyla yapılması gerekenin tam tersi yaşanıyor. Şimdilik en çok zarar gören taraf Filistinliler ama uzun vadede, liderlerinin yöntemleri yüzünden en büyük bedeli İsrail vatandaşları ödeyecek.
Kaynak: Radikal