İran asıllı Amerikalı akademisyen Lale Bahtiyar, Kur'an-ı Kerim'i İngilizce'ye çevirirken "kafir", "Müslüman", "İslam" ve "din" kelimeleri için daha önceki çevirilerde kullanılan kelimelerden farklı kelimeler kullanmış.
Konuyla ilgili haber, Dünya Bülteni?nde geniş bir şekilde yayınlandı.
"Kafir" kelimesini "disbeliever" veya "infidel" (imansız) kelimeleri yerine "ungrateful" (nankör) kelimesiyle çevirmiş.
"Müslüman" ve "İslam" kelimelerini kullanmaktan kaçınarak yerine "submission" (teslimiyet / boyun eğme) kelimesini tercih etmiş ve dini, "religion" (inanç) kelimesi yerine "way of life" (yaşam tarzı) olarak ifade etmiş.
Bahtiyar bunun, "Batılı gayrımüslim okuyucunun anlayacağı yeni bir dil" olduğu iddiasında...
Olabilir.
Buraya kadar herhangi bir sorun yok...
Çünkü meal hiçbir zaman Kur'an'ın kendisi değildir ve başka dillerdeki kelimeler, çoğunlukla Kur'an'ın kullandığı kelimeleri tam olarak ifade edememektedir.
Bir kelimenin birden fazla çevirisi olabildiği gibi, bazen bir kelimeyi anlatmak için çeviride birden fazla kelime kullanmak gerekmektedir.
Sorun, çevirinin "daha iyi anlatabilmek"ten öte amaçlar taşımasıyla başlıyor.
Örneğin, "kafir" kelimesinin "nankör" olarak çevirilmesi yerine göre yanlış değildir.
Küfür, "gerçeğin üstünü örtmek" ve "inkar etmek"tir.
Allah insanı yaratmış ve rızkını vermişken, insanın Allah?a inanmaması, ortak koşması ve çocuk isnat etmesi en büyük nankörlüktür.
Fakat Lale Bahtiyar'ın söylediklerini okuyunca, İngilizce çeviride ?kafir? için "ungrateful" (nankör) kelimesini "kafir"i daha iyi anlatabilmek için değil, sanki kelimenin içini boşaltmak için tercih ettiği intibaı uyanıyor.
Bahtiyar, ?kafir? kelimesine itiraz ederken şöyle diyor:
"Bu olumsuz bir ifadedir. Ben psikoloji uzmanıyım. Bu kelimelerin insanlarda bıraktığı olumsuz anlamı biliyorum. Karşımızdaki kişiyi küçümsüyor ve hayatımızdan uzaklaştırıyoruz."
Aslında bunu söyleyen ilk kişi Bahtiyar değil...
Suudi Arabistan'ın laikleri, "kafir" kelimesi yerine "diğeri" kelimesinin kullanılmasını ta Ocak 2005'te önermişlerdi.
Asir bölgesinde düzenlenen ulusal fikri diyalog toplantısına katılanlardan bazıları ?kafir? kelimesi yerine ?diğeri? (el-aahar) veya ?gayrımüslim? kelimelerinin kullanılmasını, çocukların kafiri sevmeme ve küçük görme üzere eğitilmemesini istemişlerdi.
Bahtiyar?ın çevirisinde de, Suudi Arabistanlı laiklerin önerisinde de ?kafir? kavramını yumuşatma arzusu açıkça kendini belli ediyor.
?Kafir? kelimesi ağır geliyor!
Fakat, Allah ?kafir? diyor, biz ne yapabiliriz ki...
?Gul ya eyyuhe?l-kâfiruun? ?De ki: Ey kafirler!? yerine ?Gul ya eyyuhe?l-aaharuun? ?De ki: Ey ötekiler!? diyebilir miyiz?
Bundan daha saçma bir öneri olabilir mi?!.
11 Eylül saldırılarından sonra özellikle İslam'ın temel ilkelerine, özellikle de velâ ve berâ inancına yönelik ciddi bir kampanya başlatıldı.
?Ey iman edenler! Mü?minleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin!? (4/144)
?Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır.? (5/51)
Bu ayetler bir takım çevrelere müthiş rahatsızlık veriyor ve ?Müslümanları dönüştürme projesi?nin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor.
Ayeti Kur?an?dan çıkaramayacakları için de, anlamını yitirecek bir şekilde yorumlamaya çalışıyorlar.
Bahtiyar?ın çevirisi de bu çerçevenin içinde gözüküyor.
Ayrıca, Amerikalı bayanın ?kafir? kelimesini hangi kelimeyle çevirdiğinden öte kimi ?kafir? gördüğü de pek anlaşılmıyor.
Kur?an?ın hoşgörü mesajını Amerikalılar?a daha iyi anlatma gayretine saygı duyarız.
Fakat bu, Kur?an?ı tahrif ederek yapılmamalı...
Bu nedenle Bahtiyar, kelimenin çevirisini tartışmadan önce ?kafir? ?veya onun tabiriyle ?ungrateful?- tarifini netleştirmeli...
Örneğin, Bush?u veya ?teslis?e inanan Hıristiyan annesini ?ungrateful? olarak görüyor mu, bunu bilmek isteriz.