İsrail, küstahça korsanlık faaliyetiyle beraber kendi mücadelesinin meşruluğuna darbe vurdu. Eylemcilerin öldürülmesi, İsrail’in zaten uluslararası hukuk çerçevesine döndürmesi gereken güvenliğini savunma yöntemini kanunsuzluğa doğru savurdu.

İsrail, eylemcilerin radikal gruplarla bağlantılı olduğunu ve bazılarının askerlerine bıçak ve sopalarla (ve bazı ifadelere göre tabancayla) saldırdığını iddia ediyor. Doğru olsa bile, bu durum öldürücü güç kullanmak şöyle dursun insani yardım taşıyan sivil gemilerin uluslararası sularda yasadışı şekilde ele geçirilmesini meşrulaştırmaz.

Bu davranış ne kadar acımasız olursa olsun, gerçek rezalet Gazze’ye uygulanan yasadışı ambargo. İsrail, masum Filistinlilerin ödeyeceği bedel ne olursa olsun Hamas’ın kapasitesini yok etme kararlılığını ifşa eden savaştan beri, Gazze’nin yeniden inşa edilmesini önlemek için Mısır’la işbirliği yapıyor. BM’ye göre, hasarın dörtte üçü giderilemedi ve evlerin yüzde 60’ının yeterli yiyeceği yok.

Görünürdeki amaç, Hamas’ı zayıflatmak. Fakat Hamas’ı ezmeyi amaçlayan ambargo, içerdiği yasadışı toplu ezalandırma bir yana, sadece örgütün desteğini artırıyor. İsrail ve Mısır Gazze’yi mafyanın hüküm sürdüğü bir devletçik haline getirmek istiyorsa, bunun için Hamas’ın kaçakçılık ağının alternatiflerini ortadan kaldırıp nüfusu ona daha da bağımlı kılmaktan daha iyi bir yöntem bulamazlardı.

Hamas teröre başvuruyor ve İsrail’e ara sıra roket atıyor. Fakat Ortadoğu’da seyrek görülen bir şeyin de örneği: Seçilmiş bir hükümet. Arap Barış Girişimi’ni de kabul etti. Bu bir blöfse de İsrail blöfü hâlâ görmüş değil. Tüm mesele de bu: İsrail sanki kendisi müzakerelere hazır da, karşısında müzakere edecek kimse yokmuş gibi davranıyor.

Ablukayı kırmak isteyenlere yönelik saldırı ülkenin uluslararası hukuku horgörme, muhalefete tahammül edememe ve Filistinlilerin geçerli temsilcilerini kasten sabote etmeye doğru kayışını ayyuka çıkardı. İsrail, davranışlarının lider güçlerce yasal bulunmasının önemini her zaman kavramıştır. Ortadoğu Dörtlüsü ve BM Güvenlik Konseyi’ndeki o güçler artık çok ileri gittiğini açıkça belirtmeli. (Başyazı, 1 Haziran 2010)

Kaynak: Radikal