Gazze ablukasını kırmak için çeşitli ülkelerden gelen onlarca onurlu insanın öldürülmesiyle işlenen suça hepimiz ortağız. Katliamı yapanlar Siyonist işgal ordusundaki askerler olsa da, hepimiz ortağız. Gazze’ye abluka dayatanlar, duvar inşa edenler, bütün kapıları, pencereleri ve tünelleri kapatanlar, Kahire’den Avrupalı eylemcileri kovanlar, yardım kafilelerini abluka altındaki Filistin halkına ulaşmalarını engellemek için El Ariş’te kuşatma altına alanlar...

Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebu Gayt Sina’da bir lokma ekmek, ilaç ve acil malzeme bulmak için Gazze’deki cehennemden kaçan her Filistinli’nin ayağını kırmakla tehdit etmişti. Ebu Gayt Britanyalı vekil George Galloway ve onurlu arkadaşlarına Mısır’ın egemenliğini ve ulusal güvenliğini hedef alan düşmanlar gibi muamele etti, gelecekte Mısır’a girmelerine izin vermeme kararı aldı.

Zalim, Gazze saldırısının başlamasının ardından, Gayt’ın eski İsrail dışişleri bakanı Tizipi Livni’yle yaptığı görüşmede çekilmiş fotoğraflar dünya medyasında ilk sırada yer aldı. Ebu Gayt Mısır’ın kapılarının Gazze’ye yardım kafileleriyle geçmeyi düşünenlere kapalı olduğunu ilan etti ve abluka altındakilere yardım ulaştırmayı düşünenlerin tek yolunun deniz olduğunu belirtti.

Ebu Gayt bu katliama destek oldu. Sadece o da değil. Kahire’de Siyonist kan dökücüleri kucaklayarak karşılayanlar da ortak. Sonuçsuz, nafile müzakereler oyununun oynanmasında parmağı olan herkes denizde akıtılan kandan sorumlu. İran, Cezayir ve Hizbullah’a düşmanlık besleyip, eli Siyonist liderlerle tokalaşarak kirlenenler de katliama ortak.

Zirve kararlarını hayata geçirmekten aciz olan ve iktidar koltuklarını garanti altına almakla uğraşan Arap devletleri de bu suça boğazlarına kadar batmıştır. Dikkatleri Gazze’nin yaşadığı insanlık trajedisinden başka yöne çekmek için futbol takımlarını ve aydınlar kafilesini işgal altındaki Kudüs’e götürmekle uğraşan yolsuzluğa bulaşmış siyasiler ve kurumlar da bu suça karıştı. Cezayir’le Mısır arasındaki futbol maçı sebebiyle Araplar arasında savaşlar tutuşturan, kahramanlığın ve vatanseverliğin anlamlarını futbol maçlarına hapseden medya da bu katliama ortak. Hepimiz bu katliamın ortağıyız, hepimiz suçluyuz. (Mısır gazetesi Şuruk, 1 Haziran 2010)

Kaynak: Radikal