BM İnsan Hakları Konseyi'nin kurduğu Gazze Gerçeği Araştırma Misyonu'nun raporunun açıklanmasının üzerinden beş hafta geçti ve raporu eleştirenlerin hiçbiri içeriğiyle ilgili dişe dokunur bir şey söyleme girişiminde bulunmuyor. Rapor, çıkarlarına hizmet ettiğini düşünenler tarafından tümüyle onaylanırken, aksi görüşte olanlar tarafından tümüyle reddediliyor. Eleştirenler bunu genellikle raporu yazanların saiklerine kişisel saldırılar düzenleyerek yapıyor, onaylayanlarsa yazarların itibarlı olmasına bel bağlıyor.
İsrail hükümeti sözcüleri ve onları destekleyenler, rapora en şiddetli kelimelerle saldırırken, benim rapora katkıma da en kişisel ve incitici tarzda yükleniyorlar. Raporun ne anlama geldiğine dair daha ölçülü akıl yürütmenin ve İsrail tepkilerini yerli yerine oturtmanın vakti geldi artık.
Hükümet vahim bir hata yaptı
İsrail'i ve halkını bütün hayatı boyunca desteklemiş bir Yahudi olarak, Gazze misyonunun başkanlığını kabul etmemin ardındaki kişisel nedenlerle başlamak istiyorum. Son 20 yıldır kendi ülkem Güney Afrika'da, eski Yugoslavya'da ve Ruanda'da uluslararası hukuka yönelik ciddi ihlalleri araştırdım. Ayrıca bir dizi ülkenin hükümetleriyle siyasi liderlerinin BM'nin Irak Petrol Karşılığı Gıda Programı'yla bağlantılı usulsüzlük ve hırsızlık yaptığına dair iddiaları da araştırdım. Bütün bunlarda suçlamalar en yüksek siyasi mercilere kadar uzandı. Her vakada sesimi, tam soruşturma ve uygun düştüğünde cezai yargılama lehinde tüm gücümle yükselttim. Yıllar boyunca Uluslararası Barolar Birliği adına Sri Lanka, Çin, Rusya, İran, Zimbabve ve Pakistan gibi ülkelerdeki insan hakları ihlalleri aleyhine açıklamalar yaptım.
Dökme Kurşun Operasyonu bağlamında hem İsrail hem Hamas hakkında öne sürülen ciddi savaş suçları iddialarını araştırmam için BM'den gelen isteği reddetseydim, bu ilkelere, kendi inançlarıma ve vicdanıma
aykırı davranmış olurdum.
Bir Yahudi olarak bunu yapma yükümlülüğümün daha az değil, daha fazla olduğunu düşündüm. Misyona katılmadan önce, bütün tarafları araştırmak yönünde (ki sonrasında yaptığımız da bu oldu) adil bir yetki almak konusunda ısrar ettim. Kendi sicilim ve misyonun yetkisini belirleyen koşullar nedeniyle İsrail hükümetinden işbirliği göreceğimize samimiyetle inanıyordum. Hükümetin işbirliğini reddetmesi vahim bir hataydı. İşbirliği ricam soruşturma öncesinde ve esnasında tekrar tekrar iletildi.
Altın bir fırsatı teptiler
Gazze raporunu gerçekten okumaya zahmet edenler bu çabayı raporun ekler bölümünde olanca açıklığıyla görmüştür. Misyonumuzun sadece gördüklerini, duyduklarını ve okuduklarını değerlendirip rapor edebileceği ortadaydı. İsrail hükümeti olguları ve analizleri bizim önümüze koyamadıysa, sonuçlarından dolayı kesinlikle biz suçlanamayız. Raporu-muzun belli olaylara veya meselelere yeterince dikkat göstermediğini düşünenler, davasını niye savuna-madığını İsrail hükümetine sormalı.
İsrail BM himayesindeki bir soruşturmada adil savunma imkânını kullanmayarak altın bir fırsatı tepti. Elbette BM'nin ve bilhassa da İnsan Hakları Konseyi'nin İsrail'e yönelik adaletsiz ve istisnai muamelesinin farkındaydım ve defalarca bunun aleyhinde konuştum. Geçen hafta yine öyle yaptım. İsrail misyonumuzun adil yetkisinin sağladığı fırsatı değerlendirebilir ve bunu Ortadoğu'da yeni bir BM yöneliminin emsali olarak kullanabilirdi. Tam tersine, kapı suratımıza kapandı.
Sivil yıkıma açıklama getirilmedi
Siderot belediye başkanının geçenlerde gönderdiği mektuba verdiğim cevapta da ifade ettiğim gibi, misyonumuza Hamas'ın ve Gazze'deki diğer silahlı grupların sivil hedeflere binlerce roket ve havantopu atarak yasadışı saldırılar düzenlediği Sderot'u ve güney İsrail'in diğer bölgelerini ziyaret etme izni verilmesi gerektiğine tüm kalbimle inanıyordum. Bunu yapmamız engellendi ve bence bu İsrail hükümetinin aldığı yanlış bir karardı.
Gazze'deki yıkım ve sefalet karşısındaysa şaşırdım ve şoka uğradım. Bunu beklemiyordum. İsrail Savunma Güçleri'nin sivilleri ve sivil hedefleri vurmuş olacağını tahmin etmiyordum. Zirai alanlar, sanayi tesisleri, su kaynakları ve kanalizasyon ağı da dahil olmak üzere Gazze'nin ekonomik altyapısındaki yıkımın bu kadar ağır olacağını sanmıyordum. Bunlar askeri hedefler değil. İsrail hükümetinin bu yıkım için herhangi bir gerekçe gösterdiğini duymadım.
Şalit serbest bırakılmalı
Elbette Sderot'taki çocuklarla Gazze'deki çocuklar uluslararası hukuk uyarınca aynı haklara sahip ve bu yüzden, İsrail hükümetinin kararına rağmen, son yıllarda sürekli yapılan roket ve havantopu saldırılarının hayatlarına etkileri konusunda güney İsrail'deki kurbanlardan ve uzmanlardan bilgi almak için elimizden geleni yaptık. Bu araştırmaların ortaya koyduğu verilerle, söz konusu saldırı-ların ciddi savaş suçları ve belki insan- lığa karşı suç olduğu sonucuna vardık.
İsrail hükümetinin işbirliğini reddetmesi, esir İsrail askeri Gilad Şalit'in babasının Cenevre'de misyonumuzla kişisel olarak görüşme istediğine olumlu cevap vermemizi engellemedi. Babanın anlattıklarını dinleyip de etkilenmeyecek kimse yoktur; üç yıldır yasadışı koşullarda, dış dünyayla hiçbir temas olmaksızın ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin bile ziyaretine izin verilmeksizin tutulan genç bir oğlun dile getirilemez acısını çeken bir anne baba vardı karşımızda. Misyonumuz Şalit'in bırakılması çağrısında bulundu.
İsrail yargısı güçlü tarihe sahip
İsrail ve mahkemeleri daima, resmen imza koyduğu uluslararası hukuk normlarıyla veya bütün uluslar için geçerli olan uluslararası hukuk geleneklerine bağlı olduğunu kabul etmiştir. BM ve uluslararası toplumun birçok üyesinin İsrail'i diğerlerinden ayırıp adaletsizce kınaması ve diğer ülkelerdeki korkunç insan hakları ihlallerini araştırmayı başaramaması gerçeği, İsrail'i bağlayıcı olduğunu kabul ettiği standartlardan muaf kılamaz.
İsrail, en yüksek mevkilerdeki yetkililerine yöneltilen suçlamaları soruşturmak konusunda güçlü bir tarihe sahip: Yom Kippur Savaşı, Sabra ve Şatila, 300 Numaralı Otobüs ve İkinci Lübnan Savaşı soruşturmaları buna verilebilecek örnekler. İsrail, bölgedeki birçok ülkenin imrenerek bakması gereken, uluslararası saygınlığa ve üne sahip bir yargıya sahip. Kendisini soruşturacak araçları ve yeteneği var. Peki idaresi var mı? (İsrail gazetesi, İsrail'in Gazze'deki Dökme Kurşun Operasyonu'ndaki savaş suçları iddialarını araştırmak için kurulan BM misyonunun başkanı, 19 Ekim 2009)
Kaynak: Radikal