Diplomatik iyi niyeti bir kenara bırakan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Türklerin son tutumları sonrası Türkiye'nin İsrail'le Suriye arasındaki arabuluculuk çabalarını sürdürmesine karşı olduğunu ilan etti. Ona göre, Türkiye artık 'dürüst bir arabulucu' diye nitelenemez.
Bu boş bir tehdit, en büyük nedeni de Netanyahu hükümetinin Suriye'yle barış görüşmelerini, arabulucuyla olsun veya olmasın sürdürmek yönünde hiçbir niyet sergilememesi. Bu yüzden Netanyahu'nun sözlerinin yol açtığı asıl zarar, Türkiye'ye ve özellikle de Başbakan Tayyip Erdoğan'a İsrail'e yönelik eleştirilerinden dolayı karşılık verme sabırsızlığından kaynaklanıyor. Bu, her iki tarafın da yatıştırmaya çalışması gereken gereksiz bir düello.
Türkiye'nin Suriye, İran, Mısır ve Körfez ülkeleriyle yakın ilişkileri var; keza İsrail'le de. İsrail-Suriye görüşmelerini canlandırmayı başardı. İsrail-Filistin ihtilafının çözümüne ve Gilad Şalit'in bırakılmasına dair görüşmelere katkıda bulunmayı öneriyor. Ayrıca Türkiye, İsrail'in Gazze'de saldırısı sırasında sivillere verdiği zarara yönelik uluslararası infiale dahil olan tek ülke de değil.
BM İnsan Hakları Konseyi'nin Goldstone raporunu kabul etme kararını destekleyen ülkelerin listesi, İsrail aleyhindeki 'otomatik çoğunluğa' mensup olanlardan ibaret değil. Britanya ve Fransa bile, Goldstone raporuna karşı çıkmak yerine oylamaya katılmamayı tercih etti.
Netanyahu'nun açıklamasındaki üstü kapalı beklenti (İsrail'le gerçekten normalleştirilmiş ilişkiler sürdüren yegâne Müslüman ülkenin liderinin Gazze operasyonunun acımasızlığına gözlerini kapatması beklentisi), her şeyden önce İsrail körlüğünü kanıtlıyor. Başbakanları kaba bir dil kullansa da ve masum sivillerin ölümündeki sorumluluğundan dolayı İsrail'e açıkça saldırsa da Türkler Netanyahu tarafından cezalandırılmayı hak etmiyor. Türkiye'yle iyi ilişkiler İsrail'in çıkarları açısından hayati önemde. Ve Türkiye Suriye'yle müzakereleri tekrar başlatmaktaki istekliliğinden dolayı övgüyü hak ediyor.
İsrail'in tersine Türkiye müzakerelerle sitemler arasında ayrım yapılması gerektiğini anlıyor. Ve dürüst arabulucular listesinden çıkarılırsa bundan Türkiye zarar görmeyecek. Aksine, Şam'la müstakbel görüşmeleri kolaylaştıracak önemli bir iletişim kanalını kaybetmenin eşiğindeki İsrail zararlı çıkacak. (İsrail gazetesi, başyazı, 19 Ekim 2009)
Kaynak: Radikal