Irak savaşıyla ilgili pişmanlığını ilk defa ortada koymasının sonrasında bile, tarih ABD Başkanı George W. Bush'a iyi davranmayacaktır. Bu savaşı açmak için fabrika ürünü istihbarat bilgilerine dayanma hatasını yaptığını itiraf etmesinin sicilini iyileştireceğini veya herhangi bir akıllı insanı ona sevgi beslemeye ve Irak'a karşı saldırı emri vermesini haklı görmeye sevk edeceğini düşünmüyoruz.
Bush'un, "Birçok yetkili kitle imha silahlarını Saddam rejimini yok etmek için yeterli görerek saygınlığını tehlikeye atıyor" sözlerinin doğruluğuna rağmen, başkanın kendisi daha büyük zarara uğradı. Zira savaş açma veya açmama noktasında son sözü söyleyen kişi bizzat kendisi.
Bununla birlikte Bush'un ABC televizyonundaki söyleşisinde pişmanlığını açıklaması, BM Güvenlik Konseyi'nden uluslararası meşruiyet alınmış olsa bile bu meşruiyeti veya 'kaçınılmaz' olduğu savını ortadan kaldıran tarihi bir itiraftır.
Fakat Bush'un pişmanlığına dair söylenmesi gereken ilk şey, bu durumun iş işten geçtikten sonra yaşanması. Zira Irak devletinin yıkılması ve halkının sürülmesi sonrası pişmanlığın ne faydası var? Basra, Bağdat, Felluce, Bakuba ve onlarca Irak şehrinin, kasabasının ve köyünün harap edilmesi sonrası pişmanlığın ne faydası var? Yüzbinlerce Iraklı'nın öldürülmesi ve milyonlarcasının komşu ülkelere ve AB'ye göç etmesi sonrası pişmanlığın ne faydası var?
İtiraf en zengin petrol ülkelerinden birinde yoksulluğun yayılması, enerji ve su ülkesinde enerji ve suyun olmaması, dul ve yetim sayısında ürkütücü biçimde artması ve altyapının tamamen yıkılması sonrası geldiği için günahtan da çirkin.
Bush söyleşide, 'Saddam'ın kitle imha silahlarına sahip olmadığını bilseydi Irak'a savaş açıp açmayacağı' yönündeki soruya yanıt vermedi. Ancak biz onun yerine yanıtlayalım: Evet her halükârda savaş kararı alınmıştı; Saddam ve Irak isteniyordu. Tabii ki tek sebep oğul Bush'un baba Bush'un başladığı şeyi tamamlamak istemesi değildi; Irak'ın parçalanmasının İsrail'e en büyük hizmeti oluşturması da sebeplerden biriydi. En büyük Arap ülkelerinden birinin parçalanması, İsrail'in düşmanlarını önemli stratejik derinlikten ve askeri güçten mahrum bırakacaktır...
ABD de büyük bedel ödedi
Savaşın sebepleri güç, küstahlık ve intikamla ilgiliydi. Olmayan kitle imha silahlarıysa uydurma bir gerekçeden başka bir şey değildi. Fakat ABD'nin ödediği bedel de Irak'ın ödediğinden daha az değil. Zira savaş en büyük devletin döneminin sona ermesinin ve tek kutupluluğun yıkılışının geri sayımını başlatırken, Çin, Rusya, Brezilya ve Hindistan gibi ülkeler hızla çok kutuplu bir yeni dünya düzeninde yükselmeye başladı. Bu başarısız savaş ABD'nin borçlarını 10 trilyon doların üzerine çıkaran mali krizin ortaya çıkmasının temel sebebi oldu.
Tarih Bush hakkında, sadece Irak ve Afganistan'daki başarısızlığı, Filistin'de çözüm bulmakta ve İran'ın nükleer dosyası konusundaki başarısızlığı sebebiyle değil, aynı zamanda birinci dönemindeki yanlışlardan ders almaması ve küstahlıkla inadı ikinci döneminde de sürdürmesi sebebiyle hoşuna gitmeyecek şeyler söyleyecek. Pişmanlığıysa ancak Beyaz Saray'dan gitmesine 1,5 ay kala hatırladı.
(Katar gazetesi Vatan, 4 Aralık 2008)
Kaynak: Radikal