O fotoğraf, Türkiye'nin demokrasi tarihine kazınacaktır.
Bir seçim meydanı...
Meydanda bir kürsü...
Kürsüde bir lider...
Elinde yağlı urgan...
Urganı aşağıdaki öfkeli kitleye doğru fırlatırken bağırıyor:
"İp mi bulamıyorsun? Al sana ip... asabiliyorsan as..."
Alkışlar...

***

Devlet Bahçeli'nin, Başbakan'ın dolduruşuna geldiği andı o an...
Tahriki başlatan Erdoğan olmuş, "'Öcalan'ı idam edin' diyorlar, o zaman idam vardı, sen niye yapmadın?" diye sormuştu.

MHP'nin "bamteli"ne dokunmuştu.

İdam cezasının kaldırılmasına zaten kerhen razı olan ve laf terörden açıldıkça oyunu artıran Bahçeli, Başbakan'ın uzattığı ipe hemen sarıldı.

Ve miting kürsüsünden ilmekli ip sallayan ilk lider olarak tarihe kazındı.

***

Çok partili demokrasimizde "darağacı"nı ilk kez miting meydanında dillendiren kim olmuştu biliyor musunuz:

Adnan Menderes...

Yine bir temmuzdu.

1958'de Irak'taki darbede Başbakan'ın katledilmesinden sonra sertleşmiş, CHP'ye yüklenirken şöyle demişti:

"Irak'ı misal göstererek adeta, 'Bunları öldürecek bir serseri çıkmayacak mı' demektedirler. Biz, onların bu meşum maksadını seziyoruz. Bir zamanlar Atatürk'e dahi suikastlar tertip edilmiştir. Ama buna cüret edenlerin idam sehpalarında can verdiklerini hatırlasınlar."

Ne yazıktır ki o sehpalar 3 yıl sonra Menderes ve 2 bakanı için kurulacaktı.

***

Türkiye, idam cezasını kaldırarak tarihinin karanlık bir sayfasını kapatmıştır.
Halka açık meydanlara darağacı kurup asılanların cesetlerini teşhir eden, çocuk yaştaki mahkûmları yaşını büyütüp ipe çeken bir canavarlık, "Asmayalım da besleyelim mi?" diye soran bir mantık tarihe karışmıştır.
Bu sayededir ki Ankara hükümeti, insanlık ailesi içine biraz daha açık bir alınla çıkmıştır.

Bahçeli, bu cesur karara ortak olduğu için utanç değil, gurur duymalıdır.

***

AKP'ye gelince...

Başbakan bu konuları açtıkça bir yandan MHP'nin değirmenine su taşıyor, bir yandan da AKP'nin demokratikleşme reformlarını hiçbir zaman samimiyetle benimsemediğine inananları doğruluyor.

Zaten AKP'nin son 3.5 yılı, ilk 1 yılda attığı adımların geri alınmasından ibaret:

Diyarbakır'da söylenenler çoktan unutuldu.

AB reformları tamamen durdu.

Kıbrıs'ta çözüm, "soykırım" için tarihçiler komisyonu gibi radikal çabalar tıkandı.

Polisten alınan yetkiler geri verildi.

Asker yeniden sahneye davet edildi.

Şimdi meydanlarda darağacı bahsi açılıyor; kürsülerden yağlı urganlar fırlatılıyor.

Reform dediğin yasayla değil, kafayla yapılıyor.

Kafada reform olmadıkça, yasadaki havada kalıyor.

***
Yine de biz, liderleri bu utanç verici tartışmaya son vermeye, yapılan reformları sahiplenmeye davet edelim.

Ve Menderes örneğinden ilham alarak acı gerçeği söyleyelim:
İpe sarılmayın!

İp, bir kez meydana çıktı mı, kimin boynuna dolanacağı belli olmaz.

 

Kaynak: Milliyet