Hindistan ve Afganistan, tarihte yakın kültürel ve siyasi bağları paylaştılar ve diplomatik ilişkilerinin karmaşıklığı bu gerçeği yansıtır. Hindistan, Kabil'deki hükümetleri destekledi tâ ki 1990'larda Taliban'ın yönetimi ele geçirmesine kadar. Hindistan, 1989'daki işgalden sonra Sovyetler Birliği'nin bu ülkede kurduğu hükümeti komünist blok dışında tanıyan devletlerden ilkiydi. Ancak diğer pek çok ülke gibi Hindistan da Talibanı tanımadı (Yalnızca S.Arabistan, Pakistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tanımıştı). 11 Eylül saldırılarının ardından gelen Amerika önderliğindeki Afganistan savaşı, Hindistan ve Afganistan ilişkilerinin bir kez daha güçlenmesiyle sonuçlandı. Hindistan, tam diplomatik ilişkileri başlattı ve Afganistana yüz milyonlarca dolar yeniden inşa ve kalkınma yardımları sağladı. Ne var ki Hindistan'ın Afganistan'da artan nüfuzu Pakistan nazarında kendi bölge çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak algılandı. Uzmanlar, Hindistan ve Pakistan arasındaki nüfuz rekabetinin savaş yorgunu ülkenin istikrarına zarar vereceğinden endişe ediyorlar.

Güçlenen İlişkiler

Yeni Delhi, çevresinde dost müttefikler arayışında olduğundan ve bir de Türkmenistan ve Kazakistan gibi enerji zengini Orta Asya devletlerine açılan kapı olmasından dolayı Afganistan, Hindistan nazarında stratejik öneme sahip bir ülkedir. USIP'de çalışan Afganistan uzmanı J.Aleksandr Thier, "Hindistan'ın, Pakistan'la arasındaki çatışmada bölge ülkelerinin kendisinden yana olmasını ya da hiç değilse tarafsız kalmalarını sağlamaya çalıştığını" söylüyor. Afganistan, Hindistan nezdinde Pakistana karşı bir denge unsurudur. Hindistan'ın Afganistan'daki nüfuzu, Pakistan desteğindeki Taliban'ın başa geçmesinden sonra azaldı. 2003 yılında yayınlanan Amerikan Dış İlişkiler Konseyi (CFR) raporuna göre Yeni Delhi bu dönem boyunca Tacikler ve gayri Peştun etnik unsurlardan oluşan Kuzey İttifakına, Taliban karşıtı direnişe, yardım etti. 2001 yılında Taliban'ın devrilmesinden sonra Kabil'le ilişkilerini tazeledi. Hindistan-Afganistan ilişkileri, Hamid Karzai dâhil bir çok Afgan liderinin Hindistan üniversitelerinde eğitim görmüş olmasının faydasını gördü.

Hindistan 2001 yılından bu yana Afganistan'ın yeniden inşası için 750 milyon dolar teklif etti ve Afganistana en büyük yardımı öneren bölge ülkesi oldu; Ağustos 2008 tarihinde ilave 450 milyon dolar sözü verdi. Hindistan, yeni bir Afganistan'ın inşasına yardım etmekle bölgesel istikrar unsuru olmaya çalışıyor ve Kabil'deki Pakistan nüfuzunu dengelemeyi ümit ediyor. Afganistan, Hindistan nazarında Orta Asya enerji kaynaklarına potansiyel bir erişim güzergâhı. Şangay İşbirliği Örgütünde gözlemci olan Hindistan, enerji işbirliği için Orta Asya devletleriyle daha iyi ilişkiler tesis etmek istiyor. Tacikistan'da bulunan bir hidroelektirk santralini yenileştirme çalışmaları için 17 milyon dolar verdi ve Afganistan ve Pakistan güzergâhından geçecek bir doğal gaz boru hattı için Türkmenistanla mutabakat zaptı imzaladı.
Hindistan yetkililerine göre dört bin civarında işçi ve güvenlik personeli, Afganistan'daki çeşitli yardım ve yeniden inşa projelerinde çalışıyor. 2006 yılından beri artan adam kaçırma ve saldırı olaylarından sonra Çin sınırını ve de işçilerini korumak için Afganistana dağlık arazi eğitimi almış milis gücü gönderdi; şu anda Afganistan'da beş bin civarında Hintli polis gücü bulunuyor. Hindistan, Afganistan'da çeşitli kalkınma projelerine katılıyor. Afganistan'ın İran sınırına yakın Zaranj-Delaram karayolu dâhil kilit yollar inşa ediyor. Kabil'in yeni Meclis binasını inşa etmesine de yardım etti; Afgan polis gücünü, diplomatlarını ve memurlarını eğitti; sağlık, eğitim, ulaşım, enerji ve iletişim alanlarında destek verdi.

Hindistan-Afganistan arasındaki ikili ticari ilişkiler yükselişe geçerek Nisan 2006-Mart 2007 mâli yılında 216 milyon dolara ulaştı. Hindistan, Kabahar'daki İran limanına yaptığı yatırımla Pakistan'ı atlayarak Afganistan'a ticari erişim sağlamayı umuyor. Pakistan, Afgansitan'dan Hindistana yapılan ihracat için transit geçiş hakkını şimdilik veriyor ama Hindistan mallarının Afganistana ihracı için aynı hakkı vermiyor.

Shashi Tharoor, yumuşak gücün Hindistan'ın Afganistan'daki en büyük varlığı olduğunu söylüyor. Hint televizyon dizilerinin ve Hint yapımı filmlerin Afganistan'da revaçta olduğunu ve güçlerinin devlet propagandasıyla alıp verecekleri hiçbir şeyin olmamasından kaynaklandığını belirtiyor.

Pakistan'ın Şüpheleri

Atlantic Monthly'de yazan Robert D.Kaplan, "Afganistan, Pakistan ve Hindistan'ın uğruna yıllardır savaş verdikleri ödüldü" diye yazdı. Afganistan uzmanı Barnett R.Rubin ve Ebubekir Sıddık, 2006 yılında yayınlanan USIP raporunda, "Hindistan'la savaşa girilmesi durumunda Afganistan'ın Pakistana yardım etmesini, ihtiyaç duyulduğunda kara ve hava sahasını kullanmayı" teminat altına almak amacıyla Pakistan'ın Sovyet karşıtı mücahitlere sonra da Talibana destek verdiğini yazdılar. Pakistan askeri planlamacıları "stratejik derinlik" arayışı diyorlar buna. Rubin, Foreign Affairs'da yayınlanan "Saving Afghanistan" başlıklı makalesinde, Pakistan askeriyesinin Afganistan içlerinde ve de çevresindeki savaşlara, kendi kurumsal ve ulusal güvenlik çıkarlarının bir fonksiyonu nazarıyla baktıklarını savunuyor: "Herşeyden önce Hindistanı dengelemek."

Bu durumda Pakistan'ın, Hindistan'ın Afganistan'da artan nüfuzunu bir tehdit olarak görmesinde şaşılacak bir yön yoktur. Hindistan, Herat, Mezar-ı Şerif, Celalabad ve Kandahar'da konsolosluklar açtıktan sonra bu konsoloslukları Hindistan istihbarat servisinin Pakistana karşı örtülü operasyonlarını gizlemek ve Pakistan'ın Belucistan eyaletinde ayrılıkçılığı körüklemek için açmakla suçlandı. Güney Asya uzmanları Raja Karthikeya Gundu ve Teresita C. Schaffer, Nisan 2008 tarihinde yayınlanan CSIS bülteninde "Hindistan'ın, Tacikistan'ın Farkhor bölgesinde açtığı yeni hava üssünden sonra Pakistan'ın çevrelenme korkularının şiddetlendiğini" yazdılar. Hindistan'ın sınır ötesi ilk askeri üssü Farkhor'da açıldı ve bu bölge, Hindistan-Afganistan arasında ulaşım ve taşımacılık için son derece uygun bir yer olmasının yanısıra aynı zamanda Hindistan'ın bölgedeki potansiyel çıkarlarını koruma hamlesidir.
Pakistan, Afganistan'ın tüketim pazarına erişim için de rekabet halinde. Hindistan'ın Afganistan'la ticaret için güzergâh olarak kullanmayı ümit ettiği İran'ın Kabahar limanını, inşasına Çin'in yardım ettiği kendi limanı Gvandar'ın rakibi olarak görüyor.

Afganistan İstikrarına Tehlike

Amerika merkezli Pakistan Policy Working Group'un yayınladığı yeni bir rapora göre Hindistan'ın, Afganistan'daki nüfuzunu artırarak kendisini çevrelemeye çalıştığı endişesi, Pakistan'ın Talibana karşı karmaşık duygular beslemeye devam etmesine yol açtı. Rapora göre Pakistan güvenlik yetkilileri, Hindistanın bölgesel nüfuzunu dengelemek için en iyi şansı Taliban'ın sunduğuna hükmettiler. Pakistan'ın Talibana verdiği destek ise terörizmin artmasından haşhaş ekimine kadar Afganistan'daki istikrarsızlığın artmasına katkıda bulundu. Ne var ki İslamabad, Talibana destek verdiğini inkar ediyor ve terörle savaşa adandığını söylüyor. Amerikalı ordu ve istihbarat yetkilileri, Pakistan'ın Afganistan sınırına yakın aşiret bölgesinin Afganistana saldırı düzenleyen Taliban ve el-Kaide için güvenli cennet olmayı sürdürdüğüne dair tekrar tekrar uyarıda bulundular. Uzmanlar, Pakistan'ın terörle mücadelede işbirliği yapmasının Afganistan'daki savaşı kazanmak adına hayati önem-i haiz olduğunu söylüyorlar.

Schaffer ve Gundu, Pakistan ve Afganistan arasındaki geçirgen sınırın denetiminin Birleşik Devlet nezdinde merkezi bir mesele olduğunu yazdılar. The Troubled Afgani-Pakistani Border başlıklı backgrounder [Jayshree Bajoria'nın kaleme aldığı ve CFR web sitesinde yayınlanan çalışma], Pakistan ve Afganistan'ın çoktandır devam eden sınır ihtilafı, büyük ölçüde bir asırlık yeni sınırı hiçbir zaman tanımamış kabilevi bağlılıklardan kaynaklanmaktadır. Pakistan Policy Working Group raporu ise "Pakistan-Afganistan ilişkilerinde bir dönüşüm ancak ve ancak Pakistan-Hindistan ilişkilerinin iyileşme kaydedilmiş genel bağlamında gerçekleşebilir" diyor yani Pakistan'ın bölgesel konumuna olan güvenini pekiştirecek bir ilişki bağlamında.

Hindistan yetkilileri, Afganistan'daki Hindistan personeline ve Hindistan mal varlığına karşı düzenlenen saldırıların sorumlusu olarak Pakistan askeri istihbaratı ISI'yı ve onun Talibana verdiği desteği görüyorlar. Afganistan topraklarında inşaat işlerinde çalışmakta olan Hindistanlı işçilere defalarca saldırı düzenlendi, özellikle de yol inşa projelerinde çalışan işçilere. En ölümcül saldırı Temmuz 2008 tarihinde düzenlendi; Kabil'deki Hindistan büyükelçiliğe yapılan intihar saldırısında Hindistan savunma ateşesi dâhil kırktan fazla kişi hayatını kaybetti. Afganistan ve Hindistan yetkilileri saldırıda ISI parmağı olduğuna işaret ettiler. Hindistan Ulusal Güvenlik danışmanı M.K.Narayanan, Yeni Delhi televizyonunun kendisiyle yaptığı röportajda şöyle dedi: "Bu olayın ardında ISI'nın bulunduğuna kuşku yoktur." Pakistan, iddiaları kabul etmedi. Bununla birlikte genelkurmay başkanı ISI'nın başındaki ismi Eylül ayında değiştirdi; bazı uzmanlara göre bunun sebebi, istihbarat servisine yapılan suçlamaları dindirmekti.

Bölgesel İşbirliğine Doğru

Bir çok politika uzmanı, Hindistan'ın Afganistan'la yakınlaşmasına destek veriyor ancak Hindistan-Pakistan ve Afganistan arasında üçlü ilişkiler geliştirilmesini tavsiye ediyorlar. Thier, Afganistan'ın hem Hindistan hem de Pakistan'la tarafsız politika izleyeceğini vurgulaması gerektiğini söylüyor. Rubin, CFR'ın 2006 yılında Afganistan hakkında yayınladığı özel bir raporda şöyle yazmıştı: "Amerika, sınırın Afganistan tarafında varlık göstermeli ve orada kışkırtıcı hiçbir faaliyete girmemeleri için Hindistan ve Afganistanı teşvik etmelidir." Rubin, Afganistan'ın, Pakistan'la sınır bölgesinde güven artırıcı tedbirler inşa etmesi gerektiğini söylüyor.

Bazı uzmanlar, daha sağlıklı bölgesel ticari işbirliği üzerinde duruyorlar. Center for the Study of the Presidency çatısı altında faaliyet gösteren Afganistan Çalışma Grubu'nun yayınladığı Ocak 2008 tarihli bir rapor, Pakistana, Pakistan üzerinden Afganistana - Hindistan dâhil - mal sevkiyatını engelleyen kısıtlamaları kaldırmasını tavsiye etti: "Ticaretle ilgili olarak, Afganistan'ın orta, güney ve batı Asya'nın kavşağındaki coğrafik konumunun avantajından yararlanmasına imkan vermek için daha uyumlu ve daha enerjik uluslararası çabalar ortaya konmalıdır."

The Pakistan Policy Working Group raporu -ABD Dış İşleri Bakanlığının eski çalışanlarından bir grup kaleme almıştır – Washington'un Güney Asya'da diplomasiyi hızlandırması gerektiğini ve Pakistan'ın Hindistan korkusunun nasıl azaltılacağı ve "İslamabad'ı endişeye sürüklemeden ABD'nin Yeni Delhi'yle ilişkileri nasıl iyileştireceği" hususunda kafa yormaya ihtiyacı olduğunu söylüyorlar. Uzmanlar, Afganistana olan alâkasının Pakistan nazarında şeffaf olmasını sağlamak Hindistan'ın çıkarınadır diyorlar.

 

Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın