Obama yönetiminin asabını bozacak her şeyi yapıyorlar. ABD ekonomisinin iplerini ellerinde tutuyor, dolar yerine yeni para birimi arzusunu dile getirmekten çekinmiyorlar. Dünyanın dört yanına ihracatları, enerji kaynağı bol yerlere yatırımlarıyla 21. yüzyılın yükselen ekonomik gücü oldukları su götürmez.
Geçen yıl Olimpiyat Oyunları'na evsahipliği yapıp sportif ve kültürel disiplinlerini aleme cihana ispatladılar. Astronotları geçenlerde uzayda 'küçük adımlarıyla' yürüdü. Bu ay başında burunlarının dibineki Güney Çin Denizi'ne sokulan Amerikan donanma gemilerin meydan okumaktan çekinmediler. Velhasıl askeri güç olma yolunda emin adımla ilerliyorlar. Bir de şu ekonomik krizi atlatırlarsa, kim tutar Çinlileri!
Kuruluşunun 60. yılında 1.3 milyar nüfuslu bu dev ülke için işler tıkırınday-mış gibi bir durum var. Lakin onlar hallerinden hiç de memnun değilmiş! 12 Mart'ta yayınlanan 'Mutsuz Çin-Büyük Zaman, Büyük Vizyon ve Meydan Okumalarımız' adlı kitap yüzünden hararetli bir tartışmaya tutuşmuş Çinliler. Geçen hafta Financial Times, Time dergisi gibi Batı yayınlarında yer aldı.
Kitapta Çin'in 'kimliğine sahip çıkıp dünyada lider rolünü oynaması, gerekirse Batı'ya haddini bildirmesi' salık veriliyor. Piyasaya çıkar çıkmaz 100 bin satıp en çok okunanlar listesinin başına oturmuş. Çin'in amazon.com'u dangdang.com'da bir numaraya fırlamış. Adını Çince arama motoru Qihoo'ya yazınca 1 milyondan fazla karşılık geliyor. Tüm ana portalları ile sosyal ağ siteleri 'Mutsuz Çin' forumları kurmuş, herkes ha bire tartışıyor.
'Çin neden mutsuz', 'Çin'in müdafaası', 'Küçük Buda'nın (iyi kalplilik manasında) gitmesine izin ver ve büyük planı çiz' diye üç bölümlük kitabı deneyimli beş gazeteci ve akademisyen kaleme almış: Song Qiang, Song Xiao, Huang Jisu, Liu Yang ile Çinlilerin özeleştiride fazla ileri gidip 'tersine ırkçılık' geliştirdiği teziyle nam salmış Wang Wiaodong. Alında 'Mutsuz Çin'in öncülü olan 1996'daki 'Çin Hayır Diyebilir' adlı kitabın da yazarlarından olan Song Quiang'a bakılırsa, bugün Çin'in iki seçeneği var, 'Ya egemen güç olacak, yahut zayıflayacak'. Ve elbette kendisi ilkini tercih ediyor. Wang, mali krizin Amerikan toplumunun dejenerasyonu ile dünyaya liderlik etmedeki başarısızlığın gösterdiği fikrinde ve "Biz daha iyisi yaparız. Çin süpergüç olmalı" diyor. Kitapta ABD bir suç çetesi, Amerikan halkı da 'hazır yiyici' tasvir ediliyor: "Dünyayı pazara benzetsek ABD bu pazarın mafya babası olur. Herkese hiç değeri olmayan borç senetleri dağıtır, malları arabaya yükleyip gider. Senetlerin aslında karşılığı yoktur. İnsanların başka seçeneği olmadığından bu mafya babasını korurlar." "Mali krizde Amerikan halkı tümüyle kandırılmadı. Onlar sadece hiç çalışmadan büyük evlere sahip olmak istediler."
Yazarlar özellikle KP liderliğinin dış siyasette yeterince 'agresif olmamasından' dertli. Çin'de nihai olarak demokrasiye ulaşmaktan söz ediyorlar ama onlara göre bugün Çin kendi kendisiyle tartışmayı bir kenara bırakmalı. Tabii 'Batı özentisi' Çinli aydınlara pek içerliyorlar.
Liberaller kitabı ve yazarları 'aşırı milliyetçilikle', dengeci resmi medya 'çok ileri gitmekle' suçluyor. Kimileri kitabı 'demogoji' görüyor. Kitaba eleştirel bakan bir blogçu, Çinli yazar Li Ao'nun Komintang için yaptığı 'Tayvan'la mastürbasyon yaparken anakarayı hayal etmek' benzetmesini yazarlara uyarlamış: 'Çinle mastürbasyon yaparken, dünyayı hayal etmek'.
Özgüven sahibi olmak iyi hoş da. Milliyetçi damara oynayan beş yazar anlaşılan Çin'e bakıp sadece Şanghay'da göğü delme yarışına giren gökdelenleri, Şenzen'deki yatırımları, Olimpiyat köyünü görmüş. Gelir adaletsizliği, köylü isyanları, büyük kentlerin varoşları, her yıl 3 bin can alan kömür ocakları, şipşak öldüren seyyar idam otobüsleri, dünya markalarının fason üretildiği izbe atölyelerde üç kuruşa köle misali çalıştırılan çocuklardan söz etmiyor. Yoksa bu da 'süper güç' olma sendromu mu?
Kaynka: Radikal