'Binyamin Netenyahu'dan korkmuyorum ve onun dut yaprağı olmayacağım. İsrail'de dar ve sağcı bir hükümet kurulmamasını garanti eden karşıt bir ağırlık olacağım.' İşçi Partisi lideri Ehud Barak'ın parti üyelerini, partisinin Netanyahu'nun koalisyon hükümetine katılmasına ikna girişimi sırasında kullandığı bu ifadeler gerçeği yansıtmıyor.
Barak sonunda sözde solculuk elbisesini çıkarıp Likudçu elbisesini giydi ve sağcılardan daha sağcı oldu. İşçi Partisi'nin Likud'la koalisyon yapması hakkında söylenecek doğru bir şey varsa o da, Barak'ın partisinden zayıf bir çoğunlukla da olsa dut yaprağı rolü oynama onayı aldığıdır. Bu katılım uluslararası toplantılarda hükümetin çirkin yüzünü düzeltmekten başka bir işe yaramayacaktır.
İşçi partisinin koalisyona katılması Netanyahu hükümetinin ABD'yle çatışma ihtimalinin zayıflamasına destek olacak.
Fakat Likud lideri Filistin devletinin kurulmasına onay vermeyen tutumunu korudu ve Barak'la görüşmelerde sadece 'bölgesel barış' için çalışılmasına onay verdi. Ayrıca İsrail'in önceden imzaladığı anlaşmalara 'saygı göstermeye' de onay verdi.
Anlaşmalara 'saygı göstermek'le 'uygulamak' arasındaki farka rağmen, Barak doğabilecek diplomatik fırsatın kaçırılmamasını ve kontrol edilemez askeri maceralara girilmemesini temin edeceğini iddia etti. Fakat Gazze'nin yıkımı operasyonunda savunma bakanı olan Barak, askeri maceraların ve diplomatik fırsatların başbakanın yetkisinde olduğunu kabul etmeli.
Barak Netanyahu'ya karşıt bir güç olacağını ve Filistin devletini reddedişinde başbakanı frenleyecek bir ağırlık oluşturacağını sanıyorsa yanılıyor. Barak iki devletli çözümü kabul etmemesi sebebiyle Netanyahu'ya katılmayı reddeden Kadima lideri Tzipi Livni'yi örnek alarak, Likud'un ve onunla işbirliği yapan partilerin temsil ettiği aşırı sağ düşüncenin düşüşünü hızlandırabilirdi.
'Solcu' İşçi Partisi'nin Netanyahu hükümetine 'ılımlı' renk verme girişimi sadece Barak'ın 'gizli' eğilimini ifşa etmiyor.
İsrail'de sol, sağ ve orta arasında temel farklar bulunduğunu dillendiren görüşün yalan olduğunu da su yüzüne çıkarıyor, birçokların inandığı devleti kimin yönettiği bir yana, İsrail siyasetini faşizm ve baskının yönettiği düşüncesini teyit ediyor. (Katar gazetesi Vatan, 26 Mart 2009)
Kaynak: Radikal