Bush, vergi indirimlerini, savaşları ve iflastan kurtarmayı karşılamak için gelecek nesillere devasa mali ağırlık yükledi. Yeni başkan, Amerikalılara bedeli birlikte ödemek zorunda olacaklarını anlatabilecek birisi olmalı

Seçim arifesinde aklıma gelen şey şu:
Kazananın yüzleşmek zorunda kalacağı gerçek idari sorunlardan böylesine kopuk bir başkanlık yarışı hatırlayamıyorum. Yarış iki yıl önce başladığında esas mesele, Irak'taki ülke-inşasınğ nasıl ve ne kadar sürdüreceğimizdi. Kampanya sona yaklaşırken, esas mesele ABD'de ülke-inşasını nasıl ve ne fedakârlıklarda bulunarak yapacağımız haline geldi.
Maalesef, bunu ancak başkanlık tartışmalarından bilebilirsiniz. Adayları mali sistemin çöküşü meselesiyle ilgili olarak izlemek, iki yarışmacının ses geçirmez bir odada tutulduğu ve mevzuyu bilmeden seyircilere hitap etmelerinin istendiği bir yarışmayı izlemek gibiydi.
Son tartışmadan beri John McCain ve Barack Obama ülkenin finansal sağlığının
nasıl eski haline getirilebileceğine dair belli başlı fikirleri görücüye çıkardı. Ancak bunun büyük ölçüde acısız olacağını iddia etmeyi sürdürüyorlar. McCain vergi indiriminin günü kurtaracağını söylüyor;
Obama çukurdan çıkmamıza yardım etmek için yalnızca zenginlerin ödemek zorunda
olduğunu anlatıyor. Hiçbiri doğru değil.

Tabiat Ana'ya da borçluyuz...
Hepimiz ödemek zorunda kalacağız, çünkü 'Demokrasi'nin Güzel Adı (Democracy's Good Name)' kitabının yazarı Michael Mandelbaum'un söylediği gibi bu çöküş 'belki de
Bolşevik Devrimi'den beri en büyük kaynak aktarımı' olan koşullar altında geliyor. "Bu, Bush yönetimiyle hatırlanacak zenginden yoksula doğru bir kaynak aktarımı değil. Gelecekten şimdiki zamana bir kaynak aktarımı."
Hiçbir nesil Bush yıllarda olduğu kadar kısa sürede çocuklarının zenginliğinden bu kadar çok harcama yapmamıştı. Bush yönetiminde ABD, vergi indirimlerimizi, savaşlarımızı ve
iflastan kurtarma eylemlerini finanse etmek için gelecek nesillerin sırtına devasa mali ağırlık yükledi. Sadece o borçları kapatmak bile önemli fedakârlık gerektirecek. Ancak bir de piyasalarda yaşanan kaynak tahribatını ve daha fazla kurtarma ihtiyacını eklerseniz, iyileşmenin neden acısız olmayacağını anlarsınız.
Bush bize bir borç daha takıyor - bu Tabiat Ana'ya ödenmesi gereken bir borç. Son sekiz yılda hiçbir azaltma çabası olmaksızın atmosfere tonlarca karbondioksit ekledik. Gelecek yıllar iklim değişikliğini yavaşlatmak, enerjiyi nasıl kullandığımıza dair daha büyük değişiklikler ve yatırımlar gerektirecek.
New York Times yazarlarının 'resmi olarak' adayları desteklemelerine izin verilmediği ve bu adayların ilk siyasi duruşlarından beri çok değiştiği göz önüne alınırsa, tüm tavsiye edebileceğim şu özelliklere sahip adaya oy vermeniz:
Öncelikle, İngilizce konuşabilen ve Amerikalıların tercihlerini bilgi sahibi olarak
yapabilmeleri için karmaşık meseleleri yorumlayıp idare edebilen bir başkana ihtiyaç var. Mali krizde açıklama yapamayan ve güvence veremeyen bir başkana sahip olduğumuz için ağır bedel ödedik. İçi içe geçmiş oldukları gerçeğine rağmen, 'Ana Cadde'yi cezalandırmaksızın Wall Street'i cezalandırabilecekmişiz gibi yaparak çok fazla zaman kaybettik.
Büyük bir para piyasası fonu -Reserve Primary- battı çünkü alıcılara sunduğu ekstra kâr, Lehman Brothers tahvillerinden ve sahip olduğu banknotlardan geliyordu. Kongre
üyelerine Lehman Brothers'ın iflasına izin verilmesini salık veren yatırımcılar, bunun kendi para piyasalarının donması anlamına geldiğini fark edince şoke oldu. Wall Street'teki açgözlülüğü savunacak bir başkana ihtiyacımız yok, ama hepimizin aynı gemide olduğunu, bir taraftaki sızıntının herkesi batırabileceğini ve düzenlemenin zorunlu olduğunu, ama bu yapılırken de risk almayı ve riskin beraberinde gelip ekonominin büyümesi için gerekin kazanımları yok etmek istemediğimizi açıklayabilen bir başkana ihtiyacımız var.
İkincisi, çok gerilimli geçecek iyileşme sürecinde ülkeye enerji verebilecek, bir arada tutabilecek bir başkana ihtiyacımız var. Krizden, doğum oranının yüksek olduğu dönemlerde doğanların emekliye ayrılmak üzere olduğu ve sağlık sigortasına ihtiyaç duyacakları bir dönemde çıkmak durumundayız. Bu çukurdan çıkıncaya dek, hepimiz hükümete daha fazla ödüyor ve hükümetten daha az alıyor olacağız.

Bira içmek başkanlık için yeterli değil
Üçüncüsü, dünyayı yanımıza çekebilecek bir başkana ihtiyacımız var. Çin daha fazla
tüketmedikçe ve Avrupa düşük faiz oranlarını sürdürmedikçe krizden çıkamayız. Herkes hâlâ önderlik etmesi için Amerika'ya bakıyor.
Yani sonuç olarak: Lütfen birlikte bira içmeyi en çok istediğiniz adaya oy vermeyin.
Banka müdürünüzden mortgage taksidinizin vadesini uzatmasını isterken sizin yanınızda olmasını en çok istediğiniz kişiye oy verin.
Ülkeyi birleştirecek ve neslimizin karşılaşmadığı kadar kayalıklı sığ bölgelerden gemimizi güvenle geçirebilecek zeka, mizaç ve ilham verici kapasiteye sahip olduğunu düşündüğünüz adaya oy verin. Çocuklarınız size teşekkür edecektir.

Kaynak: Radikal