Bush'un işkencecileri için hesap verme günü hızla yaklaşıyor

Obama'nın ilk icraatlarından biri, işkenceye yeşil ışık yakan eski yönetim yetkilileri hakkında soruşturma başlatmak olmalı. Bush'un insan hakları ihlallerinin cezasız bırakılması gelecek ihlalleri teşvik eder.

Barack Obama'nın başkan olarak yapacağı ilk işlerden biri, adalet bakanına işkenceye yeşil ışık yakmış eski Bush yönetimi yetkilileri için cezai soruşturma başlatacak tarafsız bir savcı atamak olmalı. Obama 1 Aralık'taki basın toplantısında Eric Holder'ı adalet bakanı ilan ederken ABD'nin değerlerini yüceltmekten bahsetti. Holder, Amerikan halkının korunmasıyla anayasa arasında bir gerilim olmadığında ısrarlıydı.
Holder birkaç ay önce daha da açık konuşmuştu. "Hükümetimiz işkence kullanımına izin verdi, Amerikan vatandaşlarına karşı gizli elektronik takip uygulamasını onayladı, gereken yasal süreçlerden geçilmeden gizlice Amerikan vatandaşlarını gözaltına aldı, yüzlerce zanlı düşman savaşçının temel habeas corpus (yurttaşın keyfi tutuklamalar ve yargılamalardan korunması) hakkını ihlal etti ve gerek uluslararası hukuku gerek anayasamızı çiğneyen prosedürlerin kullanılmasına izin verdi. Amerikalılara hesap vermek borcumuzdur." Hesap günü hızla yaklaşıyor.
Obama ve Holder hem anayasaya uymak hem değerleri korumak istiyorsa, Bush yönetiminden bu anayasayı ihlal etmiş, yasaları çiğnemiş, değerlerimizi ayaklar altına almış olanları yargılamaları şart. Pentagon adına Ebu Garib skandalını soruşturan Korgeneral Antonio Taguba: "Mevcut yönetimin savaş suçu işleyip işlemediği konusunda hiçbir şüphe kalmadı artık. Sorulan tek soru şu: İşkence emrini verenler bunun hesabını verecek mi, vermeyecek mi..." Taguba'nın sözlerine ve kanıt niteliğindeki sayısız belgeye rağmen, yetkililerin işkence programının tasarlanması ve uygulanmasından
sorumlu tutulması hakkında konuşan pek olmadı.
Yapılan her işin bir sonucu olur. O yetkililerin elini kolunu sallayarak sahneden çekilmesine göz yummak, gelecekteki ihlalleri teşvik edecek bir dokunulmazlık mesajı verecektir. Oysa onların hesap
vereceği mesajını vermeliyiz.
Bu aralar Washington'da herkes, cezai soruşturmaların geçmişe lüzumsuz bir geri
dönüş olacağını söyleyip duruyor. Kimileri yeni yönetimin ileri adım atabilmesi için başkanlık düzeyinde afların gerektiği ve bir Hakikat Komisyonu oluşturularak Afganistan, Irak, Guantanamo ve dünyanın dört yanındaki CIA kara deliklerinde kanlı soruşturmalar ve tutuklu ölümlerine yol açmış koşulların soruşturulması gerektiğini öne sürüyor. Ama aflar, insan hakları ihlalleri çok uzun zamandır cezalandırılmadan kalabilmiş bu yönetim için son bir sığınak olur. Hakikat Komisyonu'ysa pratik değil.

Uluslararası standartlara bağlılığımızı gösterir
Burası Latin Amerika değil, Güney Afrika değil. İç savaşı bitirmeye, ülkeyi yeniden ayağa kaldırmaya, savaşan fraksiyonları barıştırmaya çalışmıyoruz. Biz bir demokrasiyiz ve ülkemizi işkence yokuşundan aşağı yuvarlamış yetkililerin, yaptıklarının hesabını vermesine uğraşıyoruz. Demokrasilerde bir suçun işlenip işlenmediğine âlimler değil, savcılar karar verir.
Cezai soruşturmalar yapmak, ille yüzünü geçmişe dönmek anlamına gelmiyor. Bilâkis gelecekte işkencesiz bir dünya yaratmak için gerekiyorlar. ABD'nin liderliğinin yeniden doğuşunun ve yeni sorumluluk çağımızın başlangıcı olacaklar.
Bu yetkililerin yargılanması ABD'nin dünyadaki ahlaki duruşunu yeniden kazanmasına ve uluslararası insan hakları standartlarına bağlılığımızı göstermemize de yarayacak.
Obama şu sözü vermişti: "ABD'nin işkence yapmadığını tekrar tekrar söyledim. İşkence yapmamamızı da sağlayacağım." Bunun yolu, işkence politikalarını oluşturanları yargılamaktan geçiyor. 

(Amerika'da yayımlanan aylık dergi, ABD Anayasal Haklar Merkezi'nin başkanı, Kasım 2008)

Kaynak: Radikal