Galiba kendimi cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ve onun akabinde gündeme gelen genel seçimlere fazlaca kaptırdım. Medyayı takip etmeye çalışmaktan yoruldum.

Kim nerede neler söylüyor, artık unuttum.

Ancak zihnimin önemli bir köşesini bu meselenin işgal ettiğini anlıyorum artık! Bu durumu bu kadar önemli kılan bir şey mi var işin açıkçası pek emin değilim! Ama havada uçuşan görüşlere baktığımız zaman sanki çok önemli bir işin arefesindeymişiz gibi bir duyguya kapılıyor insan! Bu duygu, inanıyorum ki birçok insana tanıdık geliyor, değil mi?

Ama ben, bu gece hayallerimi zorlayan bir rüyamı anlatacağım size! Rüya deyip geçmeyin, inanın uyandığımda neye uğradığımı şaşırmıştım. Hala kendime gelebilmiş değilim! Bu yüzden bu rüyayı okuyucularımla paylaşmak istedim.

Belki birileri hayra yorar!

Kendimi uykunun kollarına bırakırken uykunun derinleşen bir noktasında kendimi iki toplantının izleyicisi konumunda gördüm. Toplantının birinde bürokratik kesim ile birlikte bu bürokratik kesimle içli dışlı olan siyasiler, gazeteciler, aydınlar ve iş adamları da vardı… Diğer toplantıda ise daha çok liberallikleri ile maruf gazeteciler, aydınlar ve entelektüeller vardı.

Önce liberal toplantıya kulak kesildim! Kendi aralarında hararetle tartışıyorlardı. Öne alınan mevcut genel seçimlerde neler olacağına dönük tartışmalar yaparken bu sürece gelmenin nedeni olan e-bildiri ve CHP ile mahkeme yargısını da tartışıyorlardı. İçlerinden orta yaşın sonuna gelmiş biri sözü aldı:

Arkadaşlar, bu süreci doğru okumalıyız, Ak Parti görünen köy kılavuz istemez misali büyük bir çoğunlukla meclise girmeye aday görünüyor. Bu başımıza yeni bir sorun açar mı? Laik Kemalistlerin cumhurbaşkanlığına bir İslamcıyı oturtmayacağını belirten haberler yağmaya başladı gazete haberlerine, neler düşünüyorsunuz! Orta yaşın ortalarında olan biri, hafif kırarmış saçlarını biraz kaşıyarak, arkadaşlar diye söze başladı:

Aslında Türkiye demokratik açılımdan başka bir seçeneğe tahammül edemez. Eğer başka seçenekler devreye girerse iç huzur kalmaz. Ülkenin birlik ve düzeni bozulacağı gibi daha büyük bir felaketle karşılaşabiliriz. Örneğin, ülkenin bölünme sorunu ile yüzleşmesi gibi; bunu düşünmek bile istemiyorum! Biri daha söze katılmak için biraz şöyle oturduğu yerden hareketlendi, orta yaşın başlarında olduğu anlaşılan bu kişi biraz da atletik bir yapıya sahipti. O da şöyle bir giriş yaptı:

Arkadaşlar, isterseniz şöyle bir düşünelim; bugüne kadar askeriyenin müdahalesi söz konusu olduğu dönemlerde Batı desteğini esirgemiyordu. Amerika ve Avrupa genelde bu işin planlamacıları olduğu gibi politik destekleyicileri de olmuşlardı. Bu konuda sanırsam fikri ayrılığımız yok! Ancak bu yeni durum biraz farklı; belki tarihte ilk kez Amerika -ilk dönemde tarafsız gibi bir görüntü verse de şimdi durum değişti - açıktan bu işe karşı olduğunu, yani askeriyenin siyasete müdahil olmasını arzulamadığını açıklıyor, Avrupa ise zaten işin başında bu durumu kabul etmeyeceğini en yetkili ağızlardan dile getirmişti. Yani bu yeni sürece Amerika ve Avrupa’nın desteği yok. Bu destek olmadığı zamanda bu tür fiili darbelerin veya siyasete müdahil olmaların sonuca gitmesi zor olmaz mı?

Bu işin kompartımanlığını yaptığı belirgin olan kişi şöyle biraz yerinden kıpırdayarak önemli bir şey söyleyerek konuyu kapatmayı arzular bir tavırla arkadaşlarını süzerek kelimelerini tane tane tartarak konuşmaya başladı:

Arkadaşlar söylediklerinize içtenlikle katılıyorum. Ancak karşımızda militarist bürokratik bir güç var! Ve onlar kolayca pes etmezler. Çünkü bu yeni durum ve anketlerin bildirdikleri doğru ise ki onlar daha önceki 2002 genel seçimlerinde de doğrulandı. O zaman bu gücün bir B planı olmalı ve bence biz bu konuyu da düşünmeliyiz diyerek toplantıyı tekrar bir araya gelmek üzere bitirdi.

Ama bu arada diğer toplantıda hararetli tartışmalar gözümden kaçmıyordu. Ancak bu toplantıya kulak kesildiğim için sadece görsel olarak tanıklık ediyordum! Şimdi artık sıra o toplantıda neler konuşulduğunu dinlemekteydi!

Omuzu kalabalık apoletli biri hararetli bir mevzuu tartışmaya açmış görünüyordu. Dışarıdan biri bile bu toplantıda çok hararetli bir tartışma olduğunu anlayabilirdi. Epey hiddetli bir ses tonuyla oradakilere buyurgan bir edayla hitap ediyordu!

Arkadaşlar gördünüz mü, 28 Şubat sürecinde bir sorun çıkmadı, ama bu yeni durumu kabullenemiyorum ya! Bu sefer nerede hata yaptık! Yoksa bu darbeler bağışıklık mı yaptı! Başarısızlığımızın nedeni bu mu? Şu halka ne demeli peki! Bilmiyorlar mı ki cumhuriyet tehlike altında, biz onlar için cumhuriyeti kurduk ve bugüne kadar kolluyoruz, ama onlar ne yapıyor; şu cumhuriyet düşmanları ile bir olmuş seçimde onları destekleyecekler. Atatürk’ün partisi CHP dururken AK Partiyi destekleyecekler, olacak şey değil ya! Göstergeler şimdiden bunu gösteriyor!

Bir başkası bir yargıç edasıyla ama cübbesiz hali ile saygıyla konuşmaya katıldı. Maalesef söyledikleriniz doğru! Bir seçenek daha var! Daha önceki milli görüş partisini kapattığımız gibi bunu da kapatalım, dosyayı ikmale başladık bile! Gazeteci olan biri müdahale etti. İyi güzel, doğru söylüyorsunuz da bu durumu Amerika ve Avrupa’ya nasıl izah edeceğiz? Artık yeni müttefikleri bunlar! Onlar olmadan da bu işi kıvırmak biraz zor olur. İş AHİM’den döner ve bu güne kadar kaybettiğimiz prestijimizi tamamen yok etmiş olmaz mıyız? Medya desen hiç güvenilmeyen kurumların başında geliyor. Son olayda Anayasa mahkemesi ve diğer yargı organları tarafsızlığını kaybederek güvenilirliğini zedeledi. Elimizde tek seçenek ordunun güvenilirliği var. Ancak bu durumun da ilânihaye süreceğini söylemek zor olsa gerek! Yapılan bu tarz açık yanlışlar halk nezdinde sürekli itibar kaybına neden oluyor.

Bir başkası devreye girdi. Ancak ortamın hararetinden artık kimin hangi sınıftan olduğu iyice belirsizleşmişti, bende gözlerim kadar kulaklarımı da açarak bu hararetli toplantıyı kaçırmamaya karar vermiştim. İçeride gerçekten çok önemli konuşmalar yapılıyordu. Arkadaşlar, seçimle bu işi düzeltmemiz mümkün değil, ordunun e-bildiri ile siyasete müdahalesi de işe yaramadı. Halk daha çok bunlara yöneldi. Ak parti tavan yaptı. Sevinçten ağızları kulaklarına varıyor. O zaman yeni bir plan yapmalı ve Ak Partiyi destekleyen Amerika ve Avrupa’ya da hadlerini bildirecek bir şey yapmanın zamanı geldi! Bu sözler üzerine salonda bir anda müthiş bir sessizlik meydana geldi! Herkes pür dikkat bu konuşmaya odaklandı. Çok önemli bir açıklama olacağı belliydi!

Gür ses yoluna pürüzsüz devam ediyordu. Evet, öyle bir hamle yapalım ki Avrupa ve Amerikan’ında burnu sürtülsün ve belki de tarihte ilk kez Ortadoğu merkez olsun!

Meraklı bakışlar bu nasıl olacak der gibi konuşmacıya kilitlenmiş gibiydi!

Biliyorsunuz İran ile ilişkilerimiz çok güçlü, son dönemlerde Rusya ile de ilişkilerimiz üst düzeye çıktı. Buna biz izin vermese idik bunu hükümet kendi başına gerçekleştiremezdi. O zaman şimdi gerçek bir hamle zamanı dedi.

Rusya ve İran ile anlaşarak askeri bir darbe ile yönetimi ele alalım. Batı’dan boşalan yeri de Rusya ve İran ile dolduralım. Böylece Ortadoğu ve Asya da belirleyici güç olalım! Böylece de Ak Parti belasından kurtulduğumuz gibi liberalleşmeyen İslamcıları da yanımıza alabiliriz! Sözlerini bitirirken tek tek oradakilerin yüzlerine ne dersiniz der gibi bakıyordu. Toplantıdaki sessizlik sürüyordu. Sözlerin onlar üzerinde yaptığı tesir yüzünden olsa gerek kimsenin konuşmaya mecali kalmamıştı. Sonucun ne olacağına yönelik endişeyi hissetmek mümkündü ancak bu endişe ne kadar sürerdi bu bilinemezdi. Bende bayağı etkilenmiştim! Soğuk terler döküyordum. Ama daha çok önemli konuşmaların yapılacağı toplantıya yönelecekken ter ve müthiş bir basınçla uyandım. Uyandıktan sonra niye uyandığıma çok kızdım! Çünkü toplantının bundan sonraki bölümü daha önemliydi. Ama bu bir rüya ve ben rüyadan uyandım. Ve ilk tepkim aman bu rüya olarak kalsın oldu!

Hayırlara vesile diye dilekte bulunarak bu rüyayı düşünmeye başladım. Aman Allah’ım bu neydi diye! Gecenin kalan bölümünü de yatakta dönerek geçirdim. Ama hala bu rüyanın tesirindeyim.

Bende güncel politik tartışmaların ortasında böyle bir rüya görmenin bir hikmeti olacağını düşünerek satırlara döktüm!

Bu bir rüya! Ama her rüya bir gerçeğe tekabül edebilir!