İsrail’i ziyaret eden İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi bir yandan yerleşimlerin ‘barışın önünde engel’ oluşturduğunu ve İsrail’in ‘hata’ yaptığını düşünürken, diğer yandan ziyareti sırasında ağaç dikiyor ve Filistinlilerin çalınmış topraklarına ağaç dikmeyi onurlu bir iş olarak görüyor.

Herhangi bir lider İsrail’i ziyaret ettiğinde, hazırlanan programın başında Yad Vashem Holokost Müzesi’ni ziyaret etmek gelir. Ziyaretçi burada Yahudi inançlarına saygıyı göstermenin sembolü olarak kippa takmak gibi adetlerin esiri oluyor. Bunun yanı sıra misafirlerin çoğu ağaç dikiyor. Bu da İsraillerin bu topraklardaki bekasının sembolü. Konuklarından ağaç dikmelerini isterken, her gün Filistin topraklarında kök salmış binlerce zeytin ağıcını söküyorlar.

Konuk kişisel ilişkilerin ve duyguların etkisiyle, yalancı politikalarının desteklenmesi amacını gerçekleştirmesi için İsrail’in duymak istediği sözleri sarf ediyor. Berlusconi’nin İsrail’in İtalya gibi Batı kültürüne katkıda bulunduğunu söylemesinde bu durum açıkça görüldü. İsrail kendisini ‘geri kalmış doğu’nun değil, ‘uygar Avrupa’nın parçası olarak görüyor.

Diğer yandan Berlusconi bununla yetinmedi ve İsrail’in AB’ye katılmak yönündeki en büyük hayalini de ifade etti. İsrail, ortak Avrupa pazarına girmek için gerekli şartlara sahip olmamasına rağmen bu hayalin gerçekleşmesini istiyor.

İsrail politikası büyük ölçüde propaganda ve yalana dayanıyor. Bu propaganda İsrail’in gerçekleri değiştirme ve duygularla oynama aracı. Avrupa ülkelerinin yaptığı da büyük bir hata çünkü İsrail Siyonizm’in Filistin’i sömürme kararı almasından beri yöntemini değiştirmedi.

Batılı ülkelerin İsrail’e daha sert nasihatlarda bulunup gerçeği söyleme noktasında daha dürüst davranmasının zamanı geldi. Sözgelimi, barışa inananmasını nasihat edebilirler. Zira İsrail’in düşündüğü barışın gerçek barış olmadığını iyi biliyorlar. İsrail tekrarladığı yöntemlerle sadece Ortadoğu’da değil, dünyada da barış yolunda engel olarak kalacak. Batılılar bunu herkesin anlayacağı şekilde ifade etmiyor çünkü ortak çıkarları var. İran’ı ve başka ülkeleri tehdit ederken, bölgede daha fazla insanlık trajedisine hazırlanırken İsrail’in nükleer silahlarının yanında duruyorlar. Onlar da tıpkı Araplar gibi ders almıyor. (Ürdün gazetesi Düstur, 3 Şubat 2010)

Kaynak: Radikal