Artık klasikleşmiş deyimiyle Hindistan, yükselmekte olan bir güç. Hatta Başkan Obama'nın Hint Parlamentosu'na hitaben yaptığı konuşmadaki ifadesiyle 'yükselmiş' bir güç.
Hindistan'ın böyle tanımlanması gittikçe güçlenen ekonomik, teknolojik, askerî ve siyasî yetenek ve imkânlarından dolayı elbette. Bunlara şüphesiz birçok gücün iştahını kabartan, büyüyen ve gelişen tüketici pazarını da ilave etmek gerek.
İşte bu özelliklerinden dolayı Hindistan, son dönemde bütün büyük güçlerin yakın ilgisini kazanmış bulunuyor. Nitekim, bu yüzden bu güçlerin liderleri adeta sıraya girercesine bu ülkeye büyük işadamı heyetleriyle birlikte kapsamlı resmî ziyaret yapıyorlar.
Bu çerçevede akla hemen son aylarda Hindistan'a akın eden İngiliz, Amerikan, Fransız ve Çin liderleri geliyor. BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olan bu ülke liderleri, ziyaretlerinde özellikle bu ülke ile önemli ticari anlaşmalar için olağanüstü çabalar sarf etmiş bulunuyorlar ve başarılı da oluyorlar. Nitekim, Başkan Obama, kasımdaki ziyaretinde Hindistan ile 10, Fransız lider Sarkozy 20 ve Çin Başbakanı Jiabao geçen hafta 16 milyar doları bulan çeşitli anlaşmalar imzalamış bulunuyorlar.
Büyük güçler listesindeki Rus lider de diğerlerinden aşağı kalmamak, yıllardır nispi olarak sahip olduğu ticari-askerî-teknolojik avantajları diğerlerine kaptırmamak için bugünlerde Hindistan'a büyük bir işadamı heyetiyle birlikte önemli bir resmî ziyaret yapıyor.
Haberlerde, Rus lider Dmitri Medvedev ve Hindistan Başbakanı Manmohan Singh'in çeşitli konuları kapsayan ve tutarı 30 milyar doları bulan önemli anlaşmalar ve çok sayıda mutabakat metinleri imzaladıkları bildiriliyor. Bu anlaşmalar ve metinler esasen uzun bir liste halinde önümde de duruyor.
Toplam anlaşma sayısı 30 adedi bulan bu listede eğitim-bilim-teknoloji, bilişim, enerji alanlarından nükleer teknolojiye ortak savaş uçağı ve füze geliştirilmesine kadar pek çok önemli konu var. Ayrıca bu resmî anlaşmalara ilaveten Rus ve Hintli şirketlerin kendi aralarında imzaladıkları 10 kadar özel anlaşma, ziyaretin meyvelerinden birisi olarak temayüz ediyor.
Anlaşmalar dışında iki lider, ülkeleri arasındaki ticaret hacmini 2015 yılına kadar en az 20 milyar dolar seviyesine çıkarmayı da taahhüt etmiş bulunuyor, bu suretle ilişkileri daha da geliştirmeyi amaçlıyorlar. Siyasi bağlamda da iki lider, özellikle Afganistan, Orta Asya konusunda fikir alışverişi yapmış bulunuyorlar.
Varılan anlaşmaların arasında askerî anlaşmalar bir bakıma öne çıkmış bulunuyor. Bunlardan en önemlisi de tasarımı ve geliştirilmesi ortaklaşa geliştirilecek olan 5. Nesil savaş uçağı olacak. Bu uçağın en önemli özelliğinin de radarlara yakalanmama yeteneği olacağı bugünden söyleniyor. Bu uçak muhtemelen Hindistan'ın yaşlanmakta olan Rus yapımı Mig-26 uçaklarının yerini alacak.
Esasen Hindistan'ın önümüzdeki yıllarda yapacağı askerî alımları çoktandır büyük güçlerin iştahını kabartıyor, aralarındaki rekabeti körüklüyor. Bu çerçevede mesela Hindistan, bu yıl ile 2016 yılları arasında savunması için 112 milyar dolar harcamayı planlıyor. Bu çerçevede, 126 yeni savaş uçağını dışarıdan temin etmek için ihale açmış bulunuyor. Bu ihalede Fransız Dassault Aviation, Amerikan Boeing Corporation, Lockheed Martin Corporation ve Rus şirketleri kıyasıya çarpışıyorlar. Rusya, bu ihalenin kendi Mig-35 savaş uçakları lehine sonuçlanması için çok çalışıyor.
Rusya, bu ve diğer askerî alımlarda Hindistan ile uzun yıllara dayanan dostluk ve işbirliği zemininden azami derecede faydalanmak istiyor elbette ve bunu da muhataplarına hatırlatıyor. Medvedev'in ziyareti de başka hususların yanı sıra işte bunu öne çıkarmayı amaçlıyor.
Medvedev, ziyaretinde ayrıca, Başkan Obama'nın kasımdaki ziyaretinde yaptığı gibi Hindistan'ın BM Güvenlik Konseyi'nin yeni daimi üyelerinden birisi olmayı hak ettiğini, dolayısıyla bu ülkenin daimi üye olmasını desteklediğini de açıklamış bulunuyor.
Hindistan, bugün büyük güçlerin ilgisine ve desteğine işte böylesine mazhar olmuş, Başkan Obama'nın ifadesiyle 'yükselmiş' bir güç. Bu ülkeyle biz de elbette ilgileniyoruz. Cumhurbaşkanı Gül, bir süre önce bu ülkeyi ziyaret etmişti. İkili ilişkiler de zaten eskiye göre gelişiyor. Elbette daha da gelişmesi gerekiyor; zira bu ülke, bizi de yakından ilgilendiren Asya jeopolitiğinde çok önemli bir rol oynayacak. Bunu da şimdiden görmek gerekiyor. [email protected]
Kaynak: Zaman