İsrail, savaşlarında büyük hatalar yapıyor.

2006 İkinci Lübnan Savaşı bunlardan birisi. İsrail bu savaşta her zaman olduğu gibi hava gücüne güvenmiş, bunu etkin bir şekilde kullanarak Hizbullah'ı hezimete uğratacağını sanmıştı. Ne var ki, bu sonucu alamadı; hava gücünü kullandı; ama bununla Güney Lübnan'da sığınak, barınak ve füzeleriyle etkili bir savaş gücü oluşturan Hizbullah'ı istediği sürede, istediği tarzda etkisiz hale getiremedi. Sonuçta, muazzam hava gücüne rağmen kara gücüne başvurmak zorunda kaldı; ama bunda da hem gecikti, hem de etkili olamadı. Bu yüzden ateşkesle biten bu savaş, İsrail'in hezimet olarak da addedildi.

İsrail, bu savaştan şüphesiz önemli dersler almış bulunuyor. Bunlara göre değerlendirmeler yapıyor, savaş gücünü yeniden düzenlemeye tabi tutuyor. Bu çerçevede, son haberlerde İsrail'in hava gücüne öncelik tanımakla birlikte özellikle ordusunda birtakım yeni birlikler kurmaya başladığı, özellikle de sığınak-barınak imhasında kullanılacak özel birlikler yetiştirdiği, bunları eğittiği, tatbikatlar yaptırdığı söyleniyor. Söylenenlere göre, bu birlik ordunun Oketz adlı köpek birliği ile birlikte hareket edecek. İsrail'in savaşlarda köpeklerden faydalandığı çoktandır zaten biliniyor. Ordunun özel birliklerinin özel yetiştirilmiş savaş köpeklerini düşman tespit, imha ve sabotaj eylemlerinde kullandığı sır değil. 1980'lerde bu tür köpeklerin, sırtlarına konan bombalarla Hizbullah hedeflerine sevk edildiklerini ben hâlâ hatırlıyorum.

Anlaşıldığı kadarıyla İsrail ordusunun zaman içinde bu köpek birliklerini daha da güçlendirdiği, bunlara yeni yetenekler kazandırdığı anlaşılıyor. Muhtemel bir Lübnan savaşında bu birlikleri hem Hizbullah hedeflerinin imhası ve hem de sivil yerleşimlere yapacağı saldırılarda kimin düşman, kimin gerçek sivil olduğunu anlamak için de kullanacağı yine haberlerde yer alıyor. Nitekim, Yüzbaşı Sivan bu konuda 'Köpeklerimiz sivilleri koruyacak, onlara bir şey yapmayacak; ama teröristleri de imha edecek. Bunu nasıl yapacağız? Bu da bizim sırrımız.' diyor.

Sığınak-barınak muharebeleri için kurulan Yahalom adlı özel eğitimli birliğin komutanı Yarbay Sahar Abergil ise basında çıkan demecinde 'Filo (Gazze'ye gitmeye çalışan filoları kastederek) ve Dökme Demir Operasyonu (yani son Gazze operasyonu) bizlerde milletlerarası hukuk bakımından derin izler bıraktı. Bundan sonra savaşırken bu hukuku dikkate alacağımızı umuyorum.' diyor. İsrail ordusu bunu bundan sonra ne kadar dikkate alacak, yaşayıp göreceğiz.

İsrail muhtemel bir 'üçüncü Lübnan savaşı'na bugünden anlattığımız şekilde yeni özel sığınak-barınak birlikleri ve köpek birlikleri ile şimdiden hazırlanıyor. Hazırlıkları şüphesiz bu yazıda anlatılanlarla sınırlı değil. Bu çerçevede başka askerî hazırlıklar da yaptığına hiç şüphe yok. Nitekim bazı haberlerde ordunun topçu gücünü yeni roket birlikleri ile desteklemeye başladığı, bu çerçevede yeni roket sistemleri geliştirdiği söyleniyor. Bu roketler ilk elde hafif (20 kilogram) ve GPS güdümlü sistemle çalışacaklar. Bunlar ordunun topçu gücü içinde yer alacaklar. Daha çok da sivil yerleşim yerlerindeki askerî hedefleri imha etmekte kullanılacaklar. Söylenenler böyle. Diğer yandan, Hizbullah'ın da bunları bilerek Güney Lübnan'da yeni bir askerî yapılanmaya, konuşlanmaya yöneldiği, yeni roketler ve bunlara saklama-gizleme metotları geliştirdiği, yeni barınak-sığınaklar inşa ettiği, bunlarla koordinasyonu eskisinden daha etkili ve güçlü hale getirdiği ya da getirmekte olduğuna da hiç şüphe yok. Belki, bilinmeyen başka şekillerde de hazırlanıyordur, kim bilir.

Kısacası, İsrail ve Hizbullah yeni bir savaş için hazırlanıyorlar. Üstelik bu savaş İran'ın nükleer programı ile ilgili müzakerelerin sonuçsuz kalması, bunun sonucunda Amerika ya da İsrail'in İran'a saldırı ihtimallerinin artması ve güçlenmesi halinde beklenebilecek bir savaş olmaya aday durumda bulunuyor.

Bugünden göründüğü kadarıyla, söz konusu nükleer müzakerelerden bir sonuç çıkması da çok zor görünüyor. Nitekim, P+5 grubunun Batılı üyelerinin önümüzdeki İstanbul toplantısında İran'dan bu ülkeden kabulü çok zor, hatta imkânsız yeni taleplerde bulunacağı ve sonuçta müzakerelerin kilitleneceği de dikkate alınırsa 'üçüncü Lübnan savaşı'nın o kadar uzak bir ihtimal olmadığı da kolaylıkla söylenebilir.

Umarız bu savaş olmaz; ama olabileceğini de herkes düşünmeli, buna göre şimdiden tedbir almalı elbette....

 

Kaynak: Zaman