Bu sebeple, halkımızda sorumluluk alma-hizmet bekleme dengesi üzerinde bir demokrasi kültürü yerleşememektedir. Bu da, halk muhalefetinin, adı demokrasi de olsa, sistemin temel oligarşik hakimiyet mahiyetinin devamında önemli bir faktör olarak kalmasını sağlamaktadır. Türkiye'de çok partili dönemde ciddî manâda muhalefeti sol ile birlikte İslâmcılık temsil etmiştir. Muvafık veya muhalif, her ciddî hareket bir ideal üzerine oturur ve oturmalıdır. Ayrıca, her idealin, kendini gerçekleştirmek için benimsediği mücadele metodunda realiteyi mutlaka dikkate alması gerekir. Türkiye'de Sol'un da, İslâmcı hareketin de bir ideali vardı. Ama Sol da, İslâmcı muhalefet de ne kendilerine ciddî taban oluşturabildi ne de realiteyi dikkate alan bir mücadele yöntemi gerçekleştirebildi. Üstüne üstlük, İslâmcı muhalefet, muhalefet adına diğer Müslümanları bile karşısına alıp inkârcı Sol'a yanaşma, yani muhalefette zıttıyla ittifak gibi garip ve muhal bir yola girdi. Bu da, özellikle Türkiye'de İslâmcılığın fikrî bir tabanı olmadığı gibi, İslâm'ı bir Din olarak tanımaktan çok, bir sosyal-siyasal-ekonomik ideoloji gibi benimsemesinden ileri geliyordu ve dolayısıyla İslâmcılık, aynen Sol gibi Türkiye'de çok çabuk çözüldü. Artık eski Sol muhalefet, bir kesimiyle İslâm'a karşı ve ulusalcılığı besleyen bir lâikçilikte karar kılarken, diğer kesimiyle, küreselcilik zemininde, bir zamanlar amansız biçimde karşısına aldığı "emperyalizm" içinde eridi. İslâmcı muhalefet ise marjinal siyasî kesimiyle, Bediüzzaman'ın "Şeytan'dan ve siyasetten Allah'a sığınırım" tavrına hak verdirecek bir tutum içine girerken, büyük kesimiyle, daha önce şiddetle muhalefet ettiği sistemin de, onun arkasındaki küreselciliğin de aktif aktörü haline geldi. Yıllardır Türkiye'ye karşı bir şantaj olarak kullanılan Ermeni meselesinin Amerikan Kongresi'nde görüşülmesi arifesinde ABD yönetiminin Kongre'ye sunduğu Türkiye raporunda özetle şunlar yer alıyor: "Türkiye, ABD'den 10 milyar dolar tutarında 106 jet alma sözü verdi. 1,65 milyar dolar değerinde 30 F-16 almak için müzakere ediyor. 200 F-16 uçağını 1,6 milyar dolara yeniliyor. 2007 yılında 1,3 milyar dolara hava savunma sistemleri ihalesi açacak. Türk ordusu, PKK ile savaş, arama-kurtarma ve yangınla mücadele operasyonları için 52 helikopter almak istiyor. Türkiye, Irak'tan kendi topraklarına terörist sızmaları önlemek amacıyla 21-26 milyon dolar değerinde zeplin alma başvurusu yaptı. General Electric, Türk Hava Kuvvetleri'ndeki 1200 uçağa motor sağlıyor. Türkiye, Irak operasyonları için ikmal yapan 16 Amerikan gemisini Türk limanlarına kabul etti. Afganistan'daki barış gücüne 100 milyon Euro yardım yaptı. Irak'ta koalisyon güçleri tarafından kullanılan yakıtın yüzde 25'i Habur sınır kapısından giriyor. Irak'taki Amerikan güçlerine ulaşan hava kargolarının yüzde 60'ı İncirlik'ten gidiyor. KC-135 kargo uçakları, İncirlik'ten 3 bin 800 sorti yaptı ve Amerikan güçlerine 40 milyon galon yakıt götürdü... Dolayısıyla, Ermeni soykırımı tasarısı Kongre'den geçerse, Amerika'ya faturası ağır olur." Daha önce olsa idi, bu konuda Sol da İslâmcı muhalefet de sesini nasıl yükseltirdi.Türkiye'nin tam bağımsızlığına çok düşkün askerî kesimden de, lâiklik temelinde "Cumhurbaşkanlığı kalesi"ni korumaya ant içmiş ulusalcı kesimden ve emekli askerlerden de bu konularda hiç ses çıkmıyor; nasıl bir zaman MKE'nin yakılması ve en son Aselsan'da üç parlak mühendisin "intiharları" karşısında da ses çıkmadığı gibi. Bediüzzaman, noktayı koyuyor: "İdeal olmazsa, yahut iyice unutulursa, veya artık dikkate alınmazsa zihinler enelere dönerler (bencilleşir) ve kendi etrafında gezerler."