Türkiye'yle Ermenistan'ın soykırım üzerinde anlaşması yakın değil ama Gül'ün Sarkisyan'ı ilk kutlayanlardan olması umut verici. Bu tür incelikli adımlar geliştirilmeli
Tarih bizi teselli edebilir, acı da verebilir. Geçen perşembe acı veren günlerdendi. Dünyanın her köşesindeki Ermeniler, halklarının 1915-17 arasında Osmanlı İmparatorluğu'nca soykırıma uğratılmasını anarken, Türkler soykırımın gerçekleşmediği itirazıyla cevap veriyordu. Ermeni soykırımının tanınması ve inkârına dair tartışma şimdi de İsrail'e taşındı. İsrail de konuyu Knesset'te tartışıp tartışmamaya karar vermek bakımından kendi ikilemleriyle yüz yüze. Türkiye böyle bir tartışmaya mani olmak için güçlü lobi faaliyeti yürütüyor. ABD gibi İsrail de, her tür soykırım inkârcısına karşı çıkma kararlılığıyla, tek Müslüman müttefikiyle ilişkilerine bağlı jeopolitik çıkarları arasında bölünmüş halde.
Tartışmaya dahil olan her ülkeyle, yan yana yaşayan milyonlarca Türk ve Ermeni için bir kaybet-kaybet durumu bu. ABD'yle Ermenistan üzerinde nüfuz sağlama rekabetinde olan ve bu eski Sovyet ekonomisi üzerinde ağırlığı bulunan Rusya'ysa kazanan taraf.
Tarafların katı tutumlarına bakılırsa, meselenin kısa sürede ikisini de tatmin edecek biçimde çözülme ihtimal zayıf, fakat modern Türkiye'yle Ermenistan arasındaki ilişkilerde yumuşama yönünde ilk kez bir umut var.
Erivan'da bu ay Devlet Başkanı Sarkisyan göreve başladı; Sarkisyan, şaibelerle neticelenen seçimin ardından ilişkileri düzeltme sözü verdi. Ermeni lideri ilk kutlayanlardan biri Türkiye Cumhurbaşkanı Gül'dü ve o da ilişkilerin normalleştirilmesi arzusunu dile getirdi. Bu iki kadim hasmın sergilediği ufak tefek incelikler geliştirilmeli. Türkiye'nin 1915'teki mezalimleri araştırmak için bir tarihçiler kurulu oluşturma önerisi, Ermenilerin katledilmesinin soykırım teşkil ettiğine yönelik inkârı sürdükçe itiraz edilebilir niteliğini koruyor. Ancak işbirliği alanları var. Türkiye sınırı geçici olarak açabilir -ilişkilerin yine sarpa sararsa tekrar kapatabileceği uyarısı da buna eşlik edebilir.
Ankara'da dostane ve demokratik bir hükümetin olması, Erivan'ın Batı'yla yıpranmış ilişkilerini yeniden inşasına, ekonomisini düzeltmesine ve Azerbaycan'la Dağlık Karabağ bölgesi üzerine müzakere yapmasına yardım edebilir. Ermenistan'a karşı yeni bir yaklaşımla siyasi olgunluk göstermekse Türkiye'yi AB hedefine yaklaştırabilir. Tarihin kader olması gerekmiyor.
Kaynak: Radikal