Bu hafta ABD'yle Türkiye ilişkileri açısından baş döndürücü ve son derece vaatkâr geçti. Obama yönetimi Türkiye'yi kilit bir müttefik olarak saptadı ve görünüşe göre Türkiye'yi Ortadoğu'da stratejik bir ortak kılmak istiyor. Bu hayati, ama sıkıntılı ilişkideki yeni ve ani ivme Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın geçenlerde Arkara'ya yaptığı ziyaret sırasında netlik kazandı.
Clinton, Türk liderlerle görüşmesinin ardından bol bol iki ülkenin 'demokrasiye, laik bir anayasaya, dini özgürlüğe, serbest piyasaya inanca ve küresel sorumluluk duygusuna' olan ortak bağlılığından dem vurdu.
Clinton sonra beklenmeyen bir duyuru yaptı: Obama'nın muhtemelen gelecek ay Türkiye'yi ziyaret edeceğini söyledi.
Türkiye, Obama'nın göreve gelmesinden beri ziyaret ettiği ilk Müslüman ülke
olacak. Clinton ziyaretin 'dostluğumuza verdiğimiz değerin bir sembolü' olacağını ifade etti. Bir televizyon muhabirine yaptığı açıklamada da, "Türkiye'nin temel meselelerde oynadığı bölgesel ve küresel liderlik rolünü destekliyoruz" dedi.
İran için en iyi arabulucu
Clinton'ın Ankara'dan ayrılmasının üzerinden henüz 48 saat geçmişken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül İran'a uçtu. Gül'ün ABD'den İranlı liderlere mesaj götürmüş olması muhtemel. Bu, Obama yönetiminin İran'a elini uzatmak yönünde ciddi bir çabaya girişmiş olabileceğinin ilk önemli işareti. Bu düşmanları kafa kafaya gelmekten uzak tutacak Türkiye'den daha iyi konumda bir arabulucu yok.
Son yıllarda Türkiye, İsrail ve Suriye gibi daha iyi ilişkiler isteyen ancak doğrudan görüşmelere hazır olmayan ülkeler arasında aracılık yaparak bölgesel barış yapıcı rolünü üstüne aldı. Bölgede şiddetini artıran krizler karşısında yeni fikirlere muhtaç haldeki Obama yönetimi, Türkiye'nin emsalsiz konumunun avantajından yararlanmaya karar verdi. Bu, ABD'nin kati surette ikili ilişkileri kuvvetlendirmek zorunda olduğu anlamına geliyor. Obama'nın Türkiye ziyareti tam da bunu gerçekleştirmeyi amaçlıyor.
İran'la müzakerelerin canlandırılmasına yardım etmesi, ABD'nin Türkiye'den yapmasını istediği şeylerin sadece bir kısmı. Amerika'nın Irak'tan çekilmesi başlamak üzere ve Pentagon çok sayıda askeri Türkiye üzerinden çıkarmak istiyor. Bu muhtemelen Türk meclisinin onayını gerektirecektir. Türk meclisinden Irak'taki ABD operasyonlarına destek vermesi en son 2003'te, ABD saldırısının bir bölümünü gerçekleştirmek üzere askerleri Türkiye üzerinden göndermek istediğinde gerçekleşmişti. Türkler talebi reddetti, bu da karşılıklı şikâyetlerin havada uçuştuğu bir dönemin yaşanmasına yol açtı.
İki taraf da bu dönemi unutmuş değil, fakat Washington'daki siyasi manzara çarpıcı biçimde değişti. 2003'te Obama, ufuktaki Irak savaşı konusunda çoğu Türk'le aynı düşünceyi paylaşıyordu: Bu kötü bir fikirdi. Yani Bush yönetimi Türkiye'yi güvenilmez bir müttefik sayarken, Obama ekibi Türkiye'yi en azından Irak'la ilgili meseleler konusunda ABD'den daha bilge bir ülke olarak görüyor olabilir.
Amerikalılar ayrıca Türkiye'nin Afganistan'daki ABD misyonuna daha fazla asker göndermesini, ABD'nin Türkiye'nin İncirlik'teki gelişen üssünü kullanımını genişletmesine izin vermesini istiyorlar. ABD'nin Afganistan ve Irak'taki askerlere Kırgızistan'daki üssünden daha fazla destek sağlayamaması, İncirlik'i hiç olmadığı kadar hayati kılıyor. İncirlik, resmi olarak ABD askerlerinin ve uçaklarının üslendiği bir Türk üssü, yani Amerika bu üssü yeni yollarla kullanmak istiyorsa Türkiye'yle dostane bir ilişkinin tesis edilmesi gerekecektir.
Kamuoyu yoklamaları Türkiye'de Amerikan yanlısı hissiyatın Bush yılları boyunca dibe vurduğunu ortaya koyuyor. Yine de, Türkiye (her ne kadar pürüzsüz biçimde olmasa da) gelişen bir demokrasi ve Türk halkı Amerikalılarla temel değerleri paylaşıyor. Onlar doğal müttefikler.
Yine de bu ilişkideki olası sorun, Amerikalı Ermenilerin 93 yıl evvel Türkiye'deki Ermenilerin katledilmesinin Kongre tarafından soykırım olarak kabul edilmesi yönünde her yıl bulundukları girişim. Obama kampanyasında böyle bir yasa tasarısını destekleme sözü verdi.
Tasarı Kongre'den geçer ve Obama bunu imzalarsa, Türkiye'de tırmanacak olan Amerikan karşıtı hissiyat Türk liderlerin daha önemli meselelerde işbirliği yapmalarını güçleştirir. Obama bu kapana kısılmaktan kurtulmanın bir yolunu bulmalı. Gelecek haftalarda Türkiye'yle Ermenistan ilişkilerinde yaşanması en azından olası görülen bir hamle, Obama'ya bunu yapabilmenin bir yolunu sağlayabilir.
Bölgede herkes itibar ediyor
Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan Türk-Amerikan ilişkilerindeki yeni sıcaklığın 'yeni bir dönemin' doğuşuna işaret ettiğini ve Türkiye'nin ABD'yle 'işbirliğine hazır olduğunu' ifade etti.
Babacan'a göre, "Clinton'ın ziyaretindeki temel mesaj bundan böyle tüm meselelerde yakın istişareler içinde olunacağıydı".
Bu, geçmişle keskin bir kopuş anlamına gelecektir. Türkiye Ortadoğu'yu iyi
biliyor, bölgedeki neredeyse her hükümet ve grup tarafından itibar görüyor ve ABD'ye çokça iyi nasihat verebilir. Obama gelecek ay bu nasihati duymaya hazır olarak oraya gitmeli ve bu nasihate göre davranmalı. (New York Times'ın eski Ortadoğu büro şefi, 12 Mart 2009)
Kaynak: Radikal