Komedyen Bill Murray, bizde de ara sıra televizyonlarda gösterilen 'Bugün aslında dündü' (Groundhog day) adlı filmde, yılın geri kalanında havanın nasıl olacağının işaretini veren bir sıçanla ilgili haber yapmaya gönderilen 'hava tahmincisi'ni canlandırır. Bir de bakar ki Murray, her gün bir önceki gün yaşadıklarını yeniden yaşamak üzere uyanmakta... Tıpa tıp birbirinin aynısı günler...
Türkiye hayli zamandır bana aynı duyguyu veriyor.
Toplumumuz için, yaşadığını çok kısa sürede unutmasından hareketle 'balık hafızalı' sıfatı kullanılıyor ya, aslında bazılarımız için 'hafızasız' demek daha doğru. Bazıları için dünya her gün yeniden kuruluyor; o gün yaşananları ertesi gün unutmak üzere...
Önceki akşam bir TV kanalında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 'Kürt sorunu' ile ilgili yaklaşımı tartışılmış... Korkut Özal'ın, "Ağabeyim, Atatürk ve arkadaşlarının kurdukları devlete 'Türkiye Cumhuriyeti' değil de 'Anadolu Cumhuriyeti' adını verdiklerini düşünelim derdi" sözleri program katılımcıları tarafından hayretle karşılanmış... Bir dönem MHP'den milletvekilliği de yapmış bir gazeteci, "Ne diyorsunuz siz?" demiş Korkut Özal'a, "Dedikleriniz kayda geçiyor..."
Verdiği tepki Korkut Bey'in ne kadar garibine gitmiştir, kimbilir...
Konu en son 2004 yılı Kasım ayında yeniden tartışma gündemimize girmişti... O sıralarda Birgün gazetesinde yazan Reha Mağden, 1992 yılındaki bir röportaj sırasında, Cumhurbaşkanı Özal'ın teybi kapattırarak kendisine şu sözleri söylediğini nakletti: "Hani zihnini çalıştır diye söylüyorum; yoksa öneri değil; meselâ Türkiye'nin ismi, 'Anadolu Cumhuriyeti' olsaydı, bugün yaşadığımız sorunlar olur muydu?"
Önce Hürriyet ardından başka bazı gazeteler konunun üzerine gittiler... Sanki konu yeniymiş gibi...
Tarihe dikkatinizi çekmek isterim. Yıl 1992. Türkiye bir yandan azan PKK terörüyle baş etmeye çalışıyor, bir yandan da sorunun gerçek adını gecikmeli koyma mahcubiyetini yaşıyor: Bir yıl önce başbakan olan Süleyman Demirel yanına yardımcısı Erdal İnönü'yü de alıp Diyarbakır'a gitmiş ve orada "Kürt realitesini tanıyoruz" açıklamasını yapmış... Bir yıl sonra, vefatından kısa süre önce, Özal, güvendiği kişilere "Bu konuda büyük bir açılım hazırlıyorum" cümlesini fısıldayacak...
Özal, 1992 yılında, soruna çözüm olabilecek zihinsel arayışlar içerisindeydi ve kendisini ziyaret eden pek çok kişiye "Cumhuriyet'imizin adı farklı olsaydı, ne olurdu?" diye soruyordu. Üzerinde düşünün bakalım, ne olurdu?
O yılın Ocak ayının sonlarına doğru çalıştığım gazetede üç günlük bir dizi halinde yayımlanan uzun bir röportaj yapmıştım Turgut Bey'le. Daha sonra teyp kapatarak sorduğu, ya da Korkut Özal'ın kulağına fısıldadığı sorusunu okurlarım için yüksek sesle dillendirdi Turgut Bey...
İçlerinde DTP'nin öncüsü olan partilerin milletvekilleri de bulunan Kürt asıllı itirazcılara söylediği sözlerini 20 Ocak 1992 tarihli Zaman'da "Osmanlı Cumhuriyeti denseydi" ara-başlığı altında aktarmıştım.
Okumakta yarar var: "Atatürk Cumhuriyeti kurarken 'Bu Cumhuriyet Osmanlı'dan kalmadır' diye düşünüp adına Osmanlı Cumhuriyeti deseydi siz ne olurdunuz? Hepiniz Osmanlı olmaz mıydınız? Şu veya bu sebepten Osmanlı Cumhuriyeti demedi de Türkiye Cumhuriyeti dedi.
"Türk dediğimiz zaman Anadolu'da yaşayan herkesi Türk kabul ediyoruz. Zaten dikkat ederseniz, 'Ne mutlu Türküm diyene' demiş, 'Ne mutlu Türk olana' dememiş. Atatürk insanlar arasında farklılığı kaldırmak, bir potada eritmek, bir millet meydana getirmek için bunu yaptı. Siz bu ayrılığı getirip, bir 'Türk halkı' bir 'Kürt halkı' varmış gibi konuşursanız, o zaman sormazlar mı: 'Çerkesler nerde, Lâzlar nerde, Arnavutlar nerde, Boşnaklar nerde' diye? O vakit Türkiye'yi parça parça bölmez miyiz? Siz Kürt olarak bu Türk denen büyük grubun bir sub-sect'isiniz (alt grup), bunu böyle kabul etmeniz lâzım."
Aynı konu bakalım bir daha ne zaman hatırlanacak?
Kaynak: Yeni Şafak