Haftalık Nokta dergisinin Perşembe günü, yani dün çıkan sayısı, önümüzdeki günlerde epey tartışmaya yol açacak gibi görünüyor. Derginin kapak dosyası yeni bir andıç hareketini haber veriyor.Türk Silahlı Kuvvetleri medyayı tasnif etmiş. Güvenilir olanlar, güvenilir olmayanlar. Malum, bu tanımlamanın frenkçesi akreditasyon diye biliniyor. Akredite olanlar, olmayanlar... Önce, gazete ve televizyonlar ayrılmış, yetmemiş gazeteciler de tek tek tasnif edilmiş. Herkesin raporu tutulmuş.Yazılar, manşetler, haberler ince ince tetkik edilmiş. Sonra notlar verilmiş. Mesela, 100 haber ? yorum lehte, bilmem şu kadarı aleyhte gibi sıralamalar yapılmış.Kimi asker karşıtı olmuş gazete ve gazetecilerin, kimi asker yandaşı...Genelde asker yandaşı olarak nitelenenler bile, bazı olaylardaki duruşları sebebiyle mimlenmişler.Ben okuyunca şaşırdım:Çünkü, benim askerci tavırları ile tanıdığım bir çok kişi bile akreditasyon alamamış. İnce elenmiş, sık dokunmuş denir ya, aynen öyle... Omuzlarımızdaki gözetleyici melekler gibi, hiçbir şeyi atlamamış, not etmişler...Kriterler şaşırtıcı; mesela:Bir gazeteden söz ederken şöyle denilmiş:-80 olumlu, 23 olumsuz haber ve yorum yayımlamıştır. Bir yazarı askerin siyasete müdahalesine karşıdır. Bir başka gazete için şunlar kaydedilmiş:-Dört köşe yazarı askerin siyasete müdahalesine olumsuz yaklaşmakla beraber...Bir başka gazete için, hadi adını da verelim, Cumhuriyet için düşülen not şöyle:-İki yazarı askeri müdahaleleri eleştirmektedir. Ama... Cumhuriyet gene de sınıfı geçiyor. Onun nihai akreditasyon notu şöyle:-Gazetenin köklü yazarları köşe yazılarında genel olarak TSK lehine tutum sergilemektedirler. Hürriyet'ten iki yazarın, Milliyet'ten 6 yazarın üzerine mim konulduğunu söylersek, işin çerçevesi daha iyi anlaşılabilir. Sabah için düşülen not şöyle:-4 yazarın TSK karşıtı olduğu bilinmektedir. Bu raporlarda bir de Anadolu Ajansı için düşülen notu okuyalım: -Hükümet karşıtı haberleri görmezden geldiğine dair iddialar vardır. Şu yaptığımız alıntılar, aşağı yukarı raporu hazırlayanların yaklaşım tarzı hakkında bir fikir veriyor.Bunlardan, askerin siyasete karışmasını eleştirmenin, askerin müdahale etmesine karşı çıkmanın, üst komutanlardan birini eleştirmenin, şehit ailelerinin protestolarına yer vermenin, TSK'nın üst kademelerinde olumsuz karşılandığı gibi bir sonuç çıkıyor. Bir şey daha:Aynı çevre, hükümet karşıtı haberleri görmezden gelmeyi de, TSK açısından anlamlı buluyor.Bilgi olarak bir şeyi daha not etmek gerekiyor. Soru şu:TSK akreditasyon uygulamasını neden yapıyor? Gazetecileri neden notlandırıyor?İşte cevabı:?-Güvenilir olarak değerlendirilmeyen basın ? yayın kuruluşlarına akreditasyon verilmeyerek bunların kamuoyunda itibar görmemeleri sağlanmıştır.? Andıç'ı hatırlayalım. O bir itibar silme operasyonu idi. Deyim yerindeyse, birkaç gazetecinin üstü çizilmiş, ardından da onlar, gazetelerinden kovulmuştu. Tabii ki akla, askerin üstünü çizdiği her kişi ve gazetecinin itibarı kayboluyor mu? sorusu gelebilir.Bunun cevabı açıktır:Hiç de böyle bir şey söz konusu değil.TSK'nın ?güvenilmezler? listesine koyduğu gazeteler yayınlarını sürdürüyor, gazeteciler yazılarını yazıp, programlarını yapıyorlar. Her bir gazetenin de, yazarların da okuyucuları var. O gazete veya yazarı mimlemek, o okuyucuları da mimlemek anlamına mı geliyor?Burada riskli olan husus şu:Türk Silahlı Kuvvetleri bir siyasi kuruluş değil. Hükümet de değil. Bunu şu sebeple ifade ediyorum:Siyasiler gelir, gider, hükümetler değişir, ama bir ülkenin ordusu değişmez, ordu bir tanedir. Ordu kendisini, ?Şu bana karşı, şu benden yana? diye konuşlandırırsa ortaya gerçekten anlaşılmaz bir durum çıkar. Sonuçta gazeteci tarafından yapılan, bir değerlendirmedir.?Mimlenen? yazarların tamamı, kendi açılarından bu ülke için doğru olanı seslendirmektedirler. Eleştirileri de, doğruyu bulmak içindir. Onun için yargı organları bazen sert bile gözüken eleştirileri kabul edilmez bulmuyor. Askerin müdahale yapmasına karşı çıkmayı bir ?Mimlenme? gerekçesi olarak görmenin demokratik bir toplumda izahı yoktur. Böyle yaklaşımlar tersinden de okunma riski taşır ve ?Asker yandaşı yazarlar, müdahale yanlısı? gibi sonuçlara gidilir. Neresinden baksanız problemli bir duruş.?Bu duruş karşısında siyasiler ne yapar, sizin için de merak konusu mu bu?? diye sorarak bitirelim yazımızı...