Norveç’i sarsan terör saldırısı, tüm dünyaya dini ve siyasi aşırılığın bir dine, kültüre, renge ve bölgeye ait olmadığının acı bir hatırlatması. Dini ve siyasi aşırılık, kıtalar, medeniyetler ve cemaatler arası bir ideoloji; yüzlerce ya da binlerce kişinin örgütlü veya örgütsüz biçimde paylaştığı düşünce ve davranış mekanizması. Bu konudaki trajikomik husus, bu ideolojiye olan inancı, söylemleri, fikirleri, konumları ve tutumları farklı ancak araç ve hedefleri örtüşen düşmanların paylaşması.
Bu şok saldırı, nefret psikolojisinin yapabileceklerinin kanlı bir tercümanı; aşırı sağın, nerede ve nasıl ortaya çıkarsa çıksın, hem kendisini hem de ötekini bombalayacak türde kör bir bomba olduğunun teyidi. Peşi sıra gelen hükümetlerinin izlediği ılımlı siyasi yöntem ve diplomasiyle Norveç, göçmenlerin iyi karşılandığı ve azınlık haklarına saygı gösteren en belirgin ülkelerdendi. Uluslararası alanda saygın bir arabulucuydu. Bu durum, ABD ve Avrupa’daki aşırı sağı kızdırdı. Şöhret peşindeki bazı sanatçı, yazar ve gazetecilerin kışkırtılması ve nefret savaşlarına yol açacak biçimde Arap ve Müslümanları Norveç’e bağlayan sağlam ilişkiler patlatıldı. Aynı aşırı sağ, bu kez öfkesini göçmenlere ve özellikle Arap ve Müslümanlara gösterilen hoşgörüyü protesto ederek İşçi Partisi hükümetine ve partinin üniversite gençlik kamplarına kusmayı seçti. Saldırı, büyük acılar yaşattı, ancak Norveç gazetelerinin Arap ve Müslümanları suçlamakta yarışmaları bununla paralel bir acı oluşturdu. Ülke hükümetinin failin kimliğini tespit etmekte gösterdiği itina bile bu acıları hafifletemedi.

Savaş müteahhitleri
Afganistan ve Irak savaşlarının sonuçları, ABD ve Avrupa’daki aşırı sağın akıl babalarının dünyayı başıboş askeri maceralara soktuklarını ispatladı. Bu maceraların Doğu ile Batı ve İslam ile Hıristiyanlık arasında nefret savaşlarının öncüsü olması istendi. Yalnız Oslo katliamı, Fukuyama, Huntington ve Lewis’in söylediklerinin bir grup savaş müteahhidi dışında hiç kimse tarafından dinlenmediğini kanıtladı. Bu ölüm tüccarları, hesaplarını yüz binlerce insanın kanına bulanmış, çocukların gözyaşlarına batırılmış milyarlarla yaptılar. (Ürdün gazetesi Düstur, 26 Temmuz 2011)


 Kaynak: Radikal