ABD'nin yeni Başkanı Barack Obama ekibini kurmakla meşgul. Kabinede kimlerin yer alacağı henüz belli değil. Pek çok isim zikrediliyor farklı makamlar ve pozisyonlar için.
Onlardan biri de Susan Elizabeth Rice.

Obama gibi Rice da Afro-Amerikan kökenli. İsmi, zayıf bir ihtimal de olsa, Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturacaklar arasında gösteriliyor.

Kendisine yakıştırılan en güçlü makam ise Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanlığı ya da yardımcılığı... Bu da olmaz ise Birleşmiş Milletler'e büyükelçi atanması söz konusu.

Hemen belirtelim, Susan E. Rice ile Bush yönetiminde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Condoleezza Rice arasında herhangi bir akrabalık bağı yok. Ten ve soyadı benzerliği var sadece.

Tabii bir de her iki bayan politikacının ortak özellikleri.

Uluslararası ilişkiler uzmanı olan Rice'ların öne çıkan en önemli hususiyetleri, açık sözlü olmaları ve düşüncelerini her ortamda rahatlıkla dile getirebilmeleri.

Cumhuriyetçiler de Demokrat Partililer de memnun: "Onların da bir Rice'ı var, bizim de..."

***

Daha henüz Obama'nın ismi duyulmamışken, onun yakın çevresinde yer alan isimlerin başında gelen Susan Rice, Washington'ın elit siyah ailelerinden birinin kızı olarak 17 Kasım 1964 tarihinde dünyaya gelir.

İlk olarak Ulusal Katedral Okulu'nda eğitim görür. Ardından Stanford Üniversitesi'ne gider. Akademik kariyerini İngiltere'de Oxford Üniversitesi'nde tamamlar.

Susan Rice ilk eğitimi ailesinden alır aslında. Babası Emmett J. Rice, ırkını avantaj ve dezavantaj olarak asla kullanmamasını tavsiye eder ona. Bu öğüdü kulağına küpe yapan Rice da, genç bir kız olarak başkentin (District of Columbia) ilk Amerikalı senatörü olmayı hayal eder.

Her daim siyasetin konuşulduğu ve politikacıların eksik olmadığı bir evde büyür. Henüz 9 yaşındayken dönemin ABD Başkanı Nixon'ın istifa ettiği haberini ailesine haber verir mesela.

Aile dostlarından biri, Bill Clinton döneminde Dışişleri Bakanı olan Madeleine Albright'tır. Annesi Lois Dickson Fitt'ın yakın arkadaşı olan Albright, Susan Rice'ın Dışişleri Bakanlığı'nda çalışmasına da vesile olur.

O günü şöyle anlatır Albright:

-Susan yemin ederken sanki aileden biri olarak ben yemin ediyormuşum gibi duygulandım.

***

Bill Clinton döneminde sekiz yılını Dışişleri Bakanlığı'nda ve Beyaz Saray'da geçirir.

1993-1997 yılları arasında Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi sıfatıyla görev yapar. Ardından Afrika'dan sorumlu dışişleri bakan yardımcısı olarak Hariciye'de çalışır. Bill Clinton, 20 Ocak 2001'de makamını George W. Bush'a bırakınca o da 2002 yılında Brookings Enstitüsü'ne geçer.

Demokrat Parti başkan adayı John Kerry'nin seçim kampanyasında yer alır. Kerry seçimlerde Bush'a mağlup olunca, Phoenix Girişimi adı altında bir grup kurar 2005 yılında. Ardından "Stratejik Önderlik: 21. Yüzyıl Ulusal Güvenlik Stratejisi için Çerçeve" başlıklı bir rapor hazırlar.

***

Lafını eğip bükmeyen, düşüncelerini kolayca muhataplarına aktarabilen pervasız bir diplomat olarak nitelendiriliyor Susan Rice. Açık sözlülüğü ile diplomatlığı nasıl bağdaştırdığını ise şöyle anlatıyor:

-Olmak istediğimde ben bir diplomat gibi davranabilirim. Fakat çok da sabırlı biri değilim bu konuda.

ABD'nin güvenlik, dış politika ve Afrika stratejilerinde önemli roller üstlenebilir Susan Rice.

Elbette üstleneceği sorumluluğun büyüklüğü oranında...

 
Kaynak: Zaman