ABD başkanının Sudan temsilcisi Scott Gration’ı ülkenin güneyinin barışçıl biçimde ayrılmasının öneminden bahsederken dinlediğimde ve ayrılma konusunu Sudan veya Araplardan ziyade Amerika’nın sorunu gibi göstermek için Hartum, Darfur ve Juba arasında mekik dokuduğunu gördüğümde çok şaşırdım.

Arap ve İslam dünyasının sessizliği ve Sudan’ın da sanki güneyin ayrılması ken-disi çok önemli değilmiş gibi rahat davranması şaşkınlığımı artırdı. Bugünkü Sudan hükümeti, önceliklerinin başında olması gereken bu hayati meseleye karşı hareket etme özgürlüğünü bazı ülkelere devretti.

Arap vatanının bölünmesi hikâyesi yeni değil. Eskiden Sudan ve Mısır tek bir ülkeydi, sonra Mısır birçok sebepten ötürü birlikten ayrıldı. Bugün Sudan da iki devlete dönüşebilir. Aynı trajedi Darfur’da da tekrarlanabilir. Siyonistlerin ve Amerikalıların, güneyin kırılgan bir bağımsız devlet haline gelmesi için ciddi şekilde
çalıştığı gözlemleniyor. Bu devlet kolayca yutulacak ve ardından bu devlet kanalıyla diğer Afrika ülkelerine girilecek, servetlerini ve halkını en kötü şekilde sömürecekler.

Siyonistler geçmişte Eritre’deki Halk hareketi güçlerini eğitip silahlandırdı. Ayrıca askeri uzmanları şu an güney Sudan’ın başkenti Juba’da faaliyet içinde. Hatta Darfur’daki bazı isyancıları ağırlayıp onlara kolaylıklar sundular. Peki Siyonistler bütün bunları niçin yapıyor? Niçin Amerikalılar onların yanında yer alıyor? Onların güneylilerin iyiliği için harekete geçmediği ortada. İddia edildiği gibi insani hislerle de hareket etmiyorlar. Öyle olsaydı, Filistinlilerin katledilmesine ve ablukaya alınmasına katkıda bulunmazlardı. Amaçları kendi çıkarlarını gerçekleştirmek.

Amerikalılar her yerde kaynak arıyor. Afrika’nın doğusunda buldukları korkunç kaynakları istila etmek istediler. Sudan Ümmet Partisi lideri Sadık el Mehdi bu konuya dikkat çekerek, ABD’nin Afrika’nın doğusuna ve Körfez’e hükmetmek için bir yer aradığını ve güney Sudan’ı uygun bulduğunu söylüyor. Birçok petrol bölgesi de güneyde bulunuyor. Bölünme öncesinde ve sonrasında doğabilecek büyük sorunlar var. Bütün Araplar ve özellikle Mısır bu sorunlardan nasibini alacak. Sınırları çizmek epey zor olacak. Zira üzerinde anlaşılan sınırlar yok. Bazı kabileler ayrılacak ve bu da barış içinde gerçekleşmeyecektir. Doğal kaynak zengini tartışmalı bölgeler de var. Bu bölgelerde hem kuzey hem de güney kökenliler yaşıyor. Güneyliler, bu bölgelerdeki kuzeylilerin ayrılma konusunda oy kullanmamasını istiyor. Kuzeyliler bunu kabul eder mi? Sudan hükümeti kabul eder mi?

Bölünme gerçekleşirse, Nil Nehri’nin suyuna bel bağlayan Mısır da etkilenecek. Kahire su konusunda kendisini tehdit edecek bir yönetimle muhatap olmak durumunda kalabilir. Mısır, güneyin ayrılmasını engelleyecek güçlü ve ciddi bir kampanyaya önderlik etmeli. Araplar ve Müslümanların çıkarı da Mısır’ın yanında durmakta. Sudan hükümeti uyanmalı. Eğer hükümet boyun eğer ve bütün gücüyle Sudan’ın birliğini bütün Sudanlıların talebi kılmaya çalışmazsa, tehlike kapıda demektir. (Bahreyn gazetesi Vasat, 11 Mayıs)

Kaynak: Radikal