Anayasa Mahkemesi'nin türbanla ilgili anayasa değişikliklerini iptal etmesi, erken seçim olasılığını güçlendirdi. Yüksek Mahkeme'nin bu kararı AKP'nin kapatılma olasılığını artıran bir karine olarak görülüyor. Partinin kapatılmasına AKP'nin bir erken seçim kararıyla karşılık vereceği ve buna yönelik hazırlık içinde olduğu bilgileri geliyor.
Erken seçim hazırlığı diğer partilerde de gözleniyor. CHP lideri Deniz Baykal'ın, partisinin MYK toplantısında, "AKP kapatılırsa erken seçim kaçınılmaz olur, yarın seçim olacakmış gibi hazır olun" dediği biliniyor.
22 Temmuz seçimlerinin üzerinden henüz bir yıl bile geçmedi. Türkiye yeniden erken seçim havasına giriyor. 22 Temmuz'da yüzde 46.5 oyla yeniden iktidara gelen AKP, bu oy desteği ve milletvekili üstünlüğüne karşın, ülkeyi bir yıl dolmadan yeniden seçimin eşiğine getirmiş oldu.

Yönetim sorunu
Yüzde 46.5 oyla ikinci kez iktidara gelmesine karşın Erdoğan'ın, hatalı kararlarıyla bir "yönetim sorunu"na yol açtığını söylemek mümkün.
22 Temmuz akşamı AKP balkonundan yaptığı konuşmada, kendisine oy vermeyenlerin de Başbakanı olarak, uyumlu, uzlaşmacı, bütün toplumu kucaklayan bir yönetim anlayışı sergileyeceğini söylemesine karşın, cumhurbaşkanlığı seçimi ve türban değişikliğiyle aksi bir politika izlemesi, ufukta görünen siyasi kriz ve erken seçim olasılığının başlıca nedeni olarak sayılabilir.
2007 yılını, cumhurbaşkanlığı seçimi, 367 sorunu ve erken seçimle yitiren Türkiye'nin 2008 yılını da kaybetmesi ciddi bir olasılık. AB süreci başta olmak üzere birçok temel soruna çözüm üretmesi gerekirken, Başbakan Erdoğan ve yakın çevresinin, "laiklik-türban" çatışmasına yol açan girişimde ısrar etmesi, AKP'yi kapatma davasıyla karşı karşıya getirdiği gibi, maddi ve siyasi maliyeti yüksek bir erken seçime sürüklenmesinin yolunu da açmış oldu.
Erdoğan, bu süreçten CHP'yi sorumlu tutuyor ama gerçek sorumlunun kendisi olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Baykal'ın savı
Baykal, Başbakan'ın erken seçim planının temel nedeninin Erdoğan'ın "dokunulmazlık" zırhına ihtiyaç duyması olduğunu öne sürüyor. Baykal'a göre, Erdoğan, Anayasa Mahkemesi tarafından yasaklanır ve milletvekilliğini kaybederse, hakkında açılması muhtemel kişisel davalardan çekiniyor. Bu nedenle kapatma davasının bir an önce sonuçlanmasını ve yine bir an önce seçime gidilmesini istiyor. Bağımsız milletvekili olmayı ve bu yeniden dokunulmazlık zırhına kavuşmayı planlıyor.
CNN Türk'te Ankara Kulisi programında Murat Yetkin'le birlikte konuk ettiğimiz Baykal, bu iddiasını açık bir biçimde dile getirdi. Erdoğan, dokunulmazlık zırhına bürünecek diye ülkeyi erken seçime götürmenin yanlış olacağı görüşünü işledi.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, AKP'nin klonlanarak başka bir isim altında yola devam etmesi ve yeni bir hükümet kurması önerisi, erken seçimi ilk tercih olarak görmediğini ortaya koydu.
CHP ve MHP'nin milletvekili sayısı, erken seçimi durdurmaya yetmiyor. Ancak AKP'den önemli sayıda milletvekili de erken seçim istemezse, seçim kararı çıkmayabilir. AKP içinden de erken seçime itiraz eden milletvekillerinin olduğu biliniyor. Ancak Erdoğan'ın parti üzerindeki otoritesi dikkate alındığında, seçim kararı çıkması daha yüksek bir olasılıktır.

Seçim çözüm olur mu?
Erken seçim Türkiye'nin yaşadığı soruna çözüm olur mu?
Bu soruya "evet" demek de çok kolay değil. Seçim sonucunda bugünküne benzer bir siyasi tablo çıkarsa aynı sorun devam edecek demektir. Sorunun temeli laiklik ilkesidir. AKP veya kapatılması halinde kurulacak yeni parti bu ilkeyi içine sindirmedikçe, çatışma olasılığı her zaman vardır.

 

Kaynak: Milliyet