Paul Craig Roberts

 
Örgütlü çıkar grupları Amerikan yönetimini parmaklarında öyle çeviriyorlar ki "hükümetimiz" başkanı, Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerini seçen Amerikan halkının kaygılarına artık cevap veremiyor. Başkan üzerinde hiçbir güçlerinin olmadığını gören seçmenler hüsran duygularını belli edeceklerdir: Tek dönem başkanlık anlamına gelir bu. Başkanlarımız, son zamanlarını yaşayan Roma'nın imparatorları kadar etkisiz hale gelecekler.
 
Obama tek dönem başkanlık sürecini zaten teşvik etmişti. Değişim vaad etti ama hiçbirini gerçekleştirmedi. Çok daha büyük kârların peşinden giden özel sigorta şirketleri sağlık reformu yasa tasarısını rehin aldı. Askeri/güvenlik sanayi kompleksini ve ordunun bir zamanlar çok daha düşük maliyetle kendi başına yürüttüğü hizmetleri özelleştirmek suretiyle kurulmuş pek çok şirketi zenginleştiren savaşlara para ayırmak için büyük bir ihtimalle sağlık sigortasında ve yoksullar için sağlık yardımında kesintiye gidilecektir. Özel şirketlere giden 700+ milyar dolar "savunma" harcamasının yüzdesini bilmek ilginç olacaktır. Amerikan "kapitalizminde", vergi mükelleflerinin kazançlarının parmak ısırtan bir miktarı hükümet aracılığıyla özel şirketlere akmaktadır. Ama Cumhuriyetçiler sağlık sistemi "sosyalistleşiyor" diye çığlık atıyorlar.
 
Cumhuriyetçiler ve Demokratlar, seçim kampanyalarına yeni bağış kaynakları yaratmak için askeri hizmetleri mümkün olduğunca özelleştirmeye baktılar. Şu an pazarda tek dolar kazanmamış çok sayıda özel şirket var; vergi mükelleflerinin dolarlarını boşaltırken Amerikalıları borç mükellefiyetiyle dolduran kamusal yalaktan besleniyor bunlar.
 
Obama, Bush'un gayrimeşru mütecâviz savaşlarını vermek için yollanan askerleri eve geri getirmek gibi nefis bir fırsatı miras aldı. Bush rejimi son günlerinde fark etti ki Sünni isyancıları Amerikan bordrosuna alınca Irak'taki savaş kazanılabilir. Bush'un Amerikan ordusundan maaş alan 80.000 isyancısı olunca, şiddet, yüksek olmasına rağmen, yarı yarıya düştü. Obama'nın tek yapması gereken, zafer ilan edip, kazandığı savaştan dolayı Bush'a teşekkür ederek (Cumhuriyetçilerin çenesini kapatacaktır.) çocuklarımızı eve geri getirmektir.
 
Ancak akla yatkın bu seyir, askeri/güvenlik sanatı kompleksini oluşturan firmaların kârlarına ve hisse fiyatlarına zarar verecektir. Bu nedenle, Obama yapacağını söylediği ve seçmenlerin yapması için seçtiği şeyi yapmak yerine Afganistan'daki savaşa yeniden başladı ve Pakistan'da yeni bir savaş daha başlattı. Çok geçmeden Bush ve Cheney'in İran'a saldırı tehditlerini tekrarlamaya başladı.
 
Amerikalılar için sağlık hizmetleri yerine, özel sigorta şirketleri için daha fazla kâr olacak.
 
Barış yerine daha fazla savaş olacak.
 
Amerikalılara sağlık hizmeti vermek yerine, özel sigorta şirketleri için daha fazla kâr sağlanacak, barış yerine daha fazla savaş olacak.
 
Seçmenler duvardaki yazıyı çoktandır tanımaya ve Obama'nın, Demokratların uzağına düşmeye başladılar. Obama'ya rahat bir zafer bahşeden bağımsızlar şimdi ona karşı dönüyorlar; New Jersey ve Virginia'da Demokratların yerine Cumhuriyetçileri seçtiler. Bu bir protesto oyudur, Cumhuriyetçilere güvenoyu değildir.
 
Obama'nın itibarı darbe aldı. Aynı darbeden Kongre de nasibini aldı – şayet itibarı var idiyse. ABD Temsilciler Meclisi, Temsilciler Meclisi üyelerinin İsrail lobisinin kuklası, uşağı, rüşvet yiyicisinden başka bir şey olmadığını tüm dünyaya gösterdiler. Süper güç Amerika'nın Temsilciler Meclisi efendisinin, yani AIPAC'ın komutunu uyguladı ve 344'e 36 oyla Goldstone raporunu kınadı.
 
Bilinmiyor olması ihtimaline karşı belirtelim: Goldstone raporu, Gazze çatışması hakkında BM Soruşturma Komisyonu'nun yazdığı bir rapordur. "Gazze Çatışması", toprakları, köyleri ve evleri İsrail tarafından çalınmış 1.5 milyon Filistinlinin barındığı Gazze gettosuna İsrail'in düzenlediği bir saldırıdır. Saldırı sivillere ve sivil altyapıya karşı düzenlendi. Amerika'nın Nazileri infaz etmek üzere tesis ettiği Nuremberg standardında işlenmiş bir savaş suçu olduğuna şüphe yoktur.
 
Goldstone, insanlığa karşı suç işleyenleri mesul tutmaya ömrünü vermiş seçkin bir Yahudi hukukçu olmanın yanı sıra bir Siyonist'tir de. Ancak İsrailli'ler, İsrail propagandası yerine hakikati söyledi diye "kendinden nefret eden Yahudi" diyerek onu şeytanlaştırdılar.
 
Temsilciler Meclisi üyesi Dennis Kucinich (AIPAC'ın siyasi imha listesinde olduğuna şüphe yoktur) üyelerin, Goldstone raporunu kınamanın Temsilciler Meclisinin ve Amerikan yönetiminin yüz karası olacağının farkında olup olmadığını sordu. Tüm dünya Goldstone raporunu kabul ediyor.
 
"Dünyanın en büyük demokrasisinin" utanç verici uşakvâri hareketi tam da bir İtalyan mahkemesinin İtalya'daki bir kişiyi kaçırmalarından dolayı 23 CIA yetkilisini mahkûm ettiği haftaya denk geldi. CIA ajanları şu an İtalya'da firarî hükmünde ve hakikat, öyleler.
 
Kaçırılan kişi Amerikan kuklası Mısır'a götürüldü ve yıllarca burada hapsedilerek işkenceden geçirildi. Hakkındaki iddia öylesine saçmaydı ki Mısırlı bir hâkim bile serbest bırakılmasını emretti.
 
Mahkûm edilen CIA elemanlarından biri olan Sabrina deSousa, çekici bir kadın, bir kişiyi kaçırıp işkence etmek üzere başka bir ülkeye gönderen Amerika'nın hukuku ihlal ettiğini, bunu yapmaktan maksadın, Amerika'yı hedefleyen düzmece terörist oyununu sürdürmek olduğunu bu yüzden de bir başka "terörist" imal ettiğini söyledi. Düzmece terörist oyunu olmaksızın, özel çıkar merkezli Amerikan savaşları Fox News tiryakilerine bile malum olacaktır.
 
Sabrina deSousa "yaptığım her şey Washington'da onaylandı" ama "askerleri desteklemeleri" için onlara fırça atan hükümetin, Bush rejiminin gayrimeşru emirlerini uyguladığında kendisini korumak için hiçbir şey yapmadığını söylüyor.
 
Açıktır ki Bush, Cheney, Pentagon ve CIA'nın emrettiği suç, son derece iğrenç ve ahlaksız John Yoo ve Federalist Society muhtıralarıyla haklı kılınamayacak denli taşkındır.
 
DeSousa belli ki kendi haline üzülüyor. Fakat ölene dek yahut terörist olduğunu kabul edene dek işkence edilmek üzere Mısır cehennemine götürdüğü masum kişiye karşı duyması gerektiği endişe nerede? Sabrina deSousa'nın ifade ettiği pişmanlık sırf kendine yönelik. Şerir hükümetinin verdiği emri uyguladı ve büyük bir inançla hizmet ettiği şerir hükümeti ona sırtını döndü. Masum bir kişiye karşı işlediği kötülükten dolayı hiçbir pişmanlık duymuyor.
 
DeSousa ve 22 meslektaşı galiba video oyunlarıyla büyüdüler. Gerçek bir insanı kaçırmak ve bir CIA uçağıyla Mısır'a götürmek büyük bir eğlenceydi. Balık yakalayan bir balıkçının veya 8 benekli güzel bir geyiği öldüren geyik avcısının durumu gibi mi? Kaçırdıkları kurban pahasına keyif yaptıkları çok açıktır.
 
İtalyan mahkemesinin kararı – İtalya'nın Amerika tarafından satın alındığını ve kuklamız olması karşılığında kendisine para ödendiğini de akılda tutun – satın aldığımız kuklaların bile Amerika'ya tahammül edemediklerinin göstergesidir.
 
Buzdağının tepesinden dibine doğru hareket edince, Dundee Üniversitesi rektörü, büyükelçi Craig Murray'ı görüyoruz; Stalinci totaliter bir devlet olarak tanımladığı, Amerikalıların kur yapıp desteklediği Özbekistan'da 2004 yılına kadar büyükelçilik yaptı.
 
Büyükelçi Murray, en korkutucu işkence yöntemlerini tanımlayan CIA'den gelmiş MI5 istihbarat raporlarını gördü. "İnsanlara şişelerle tecavüz ediliyor, çocuklar ana-babasının önünde işkenceden geçiriliyordu ta ki ana-babaları bir itirafın altına imza atana dek. İnsanlar kaynar suda canlı canlı haşlanıyordu.
 
Bu işkence seansları hakkındaki "istihbarat", muazzam bir el Kaide komplosunun delili olarak CIA tarafından MI5'e ve Washington'a ulaştırıldı.
 
Murray'ın kaydettiğine göre Özbekistan'daki işkence hapishanelerine CIA uçaklarıyla götürülen insanlara el Kaide ile bağlantılarını itiraf etmeleri söyleniyordu. Afganistan'daki eğitim kamplarına katıldıklarını itiraf etmeleri söyleniyordu. Usame bin Ladin'le şahsen görüştüklerini itiraf etmeleri söyleniyordu. Ve CIA istihbaratları sürekli olarak bu konuları yansıtıyordu.
 
Amerikan müttefikinin yanı sıra maneviyat sahibi, ahlâki bütünlük sahibi bir ülkeye hizmet ettiğini düşünen İngiliz büyükelçi "büsbütün afalladım" diyor. Demokrasinin ve insan haklarının yüce Anglo-Amerikan burcu, Magna Carta'nın ve Haklar Bildirgesi'nin yurtları, Nazizmi mağlup eden ve Stalin'in gulaglarına karşı duran büyük manevi demokrasiler, kâr azamileştirmesi uğruna her türlü suçu işlemeye hazırdılar.
 
Büyükelçi Murray çok fazla şey öğrendi ve yuttuklarını kusunca kovuldu. Afganistan'daki Amerikan ve İngiliz askeri saldırganlığının ana saikının Özbekistan ve Türkmenistan'daki doğalgaz yatakları olduğunu ispatlayan belgeleri görmüştü. Amerikalılar Rusya ve İran'ı yandan geçip Afganistan'a uzanan bir boru hattı istiyorlardı. Bunu sağlamak için bir işgal gerekliydi. Ahmak Amerikan halkına 11 Eylül'den dolayı ve de onları terörizmden korumak için işgalin gerekli olduğu söylene bilirdi; ve katıksız enayiler bu yalana inanacaktı.
 
"Amerikan kuvvetlerinin Afganistan'daki mevzilenişine bakarsanız, Afganistan'daki diğer NATO ülkelerine bağlı kuvvetlerin aksine, Amerikan kuvvetlerinin boru hattı güzergâhını savunacak şekilde mevzilendiğini muhakkak ki göreceksiniz. Mesele budur. Mesele paradır, mesele enerjidir; demokrasi meselesi değildir."
 
Zamanın Teksas Vâlisi George W. Bush'la birlikte Enron'a Özbekistan ve Türkmenistan doğalgaz yatakalarını işletme hakkını, Unocal'a trans-Afganistan boru hattını döşeme hakkını verecek anlaşmaları hazırlayan danışmanın kim olduğunu tahmin edin. Karzai. Amerika'nın Afganistan'a dayattığı, Amerikan süngülerinden başka ülkede hiçbir desteği olmayan "başkan".
 
Büyükelçi Murray yaptığı ifşaatlardan dolayı İngiliz Dışişleri Bakanlığı'ndan kovuldu. Hiç şüphe yok ki Washington'ın kukla İngiltere'ye verdiği emirler üzerine kovuldu.
 
Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı