İbn-i Rüşd (Averroes), sekülarizm olarak bilinir hale gelen, Fransa'da laiklik ya da Birleşik Devletler modelinde din ve devletin ayrılması konsepti olarak bilinen fikrin kurucu babası olarak addedilir.

İroniktir ki, 12. yüzyılın en büyük Müslüman filozoflarından biri, çağdaşlığın ve demokrasinin temel ve ihlal edilemez prensibi haline gelmiş fikrin üzerinde silinmez iz bırakmıştır ama din ve devletin ayrılma fikri Arap Dünyası'nın hiçbir yerinde bulunmamaktadır, Lübnan'da bile.

Bazıları, Devlet'in varlığı tehlikedeyken, değerli zaman ve enerjinin mezhepçiliğin kaldırılması gibi görünüşe göre daha az acil bir soruna harcanmasının çok da makul olmadığını ileri sürebilirler. Açıkçası başka türlü olmasını diliyoruz. Şu düşüncedeyiz ki, kesin bir sonuç her zaman sistemi sorgulatan temel yapıya bağlıdır. Bundan başka, alttaki yapı değişmedikçe, çevresel sorunların onarılması, kökten ve farklı bir neticeyle sonuçlanmayacaktır. Bir sorunun kökleşmiş nedenlerini ele almaktan ziyade, semptomlar için bir çare bulmaya yoğunlaşan toplumsal eğilim pek de işimize yaramamıştır. Kökten biçimde farklı yeni bir dizi paradigmaya uyumun sancısını bertaraf edecek bir düzeltmeden beklenebilecek en iyi şey; bir süre için problemleri örtbas etmek ve uçurum yaklaşmaktayken hızı yavaşlatmaktır. Ama düşüşün kaçınılmazlığı hala oradadır. Diğer taraftan, mevcut yapıdaki başlıca eksikliklere ve çatlaklara çözüm sunan radikal bir yeniden tasarım, kökeninde gerçek problemin üstesinden gelecek ve sağlam temeller üzerine kurulmuş anlamlı bir çare sunacaktır.

Lübnan'ın mevcut siyasi sistemindeki ufuk açıcı bir yapısal çatlak, atanmışların yanı sıra, mezhepsel katılımın, seçim pozisyonlarını doldurmada temel nitelik olmasındaki ısrardır. Eğer birisi; tesadüfen belli bir mezhepsel inançtan gelmiyorsa /inançta doğmamışsa birçok pozisyonun o birey için otomatik olarak erişilemezdir. Bu en kötü ayrımcılıktır. Bu sistem esas olarak engeller koymaktadır ve bireyin bunların yerini tutması için hiçbir şansı yoktur. Şunu eklemek de önemlidir; birçoklarının belirli işlere kabul edilmesini engelleyen bu sözde karakteristik, kişinin o işi yapabilme yeteneğine ilişkin tahayyülün azami sınırlarıyla ilgili değildir. Gerçekten de, dinsel aidiyetin iş performansıyla ilgisi, adayın göz rengi, dişlerindeki dolgu sayısı ya da sürdüğü arabanın markasının ilgisi kadardır. Bireyden sadece mezhepsel adetlerinin ortaya koymasının dilenmesi gibi bir iş, en iyi haliyle, kişilerin dokunulmazlık hakkına tecavüz olarak düşünülebilir.

Bu zedeleyici anlayış üzerine kurulu siyasi sistem; dini ayrım kavramını kutsal bir yere koyuyor, Devlet'i çeşitli memuriyetler konusunda en kalifiyelerden mahrum ediyor, haksız ve etkisiz kararlarla sonuçlanıyor, aynı toplumun üyeleri arasında gerginlik mirasının ve karşılıklı şikâyetlerin türemesini tetikliyor.

Neyse ki Lübnan'da, 15 yıl önce, tüm kademelerde mezhepçiliği tasfiye ederek adil ve sürdürülebilir bir siyasi sistem kurmaya yönelik kuvvetli ihtiyacı bağıtlayan bir karara varıldı. Devlet başkanlığına, egemen, demokratik ve modern bir Devlet olarak Lübnan'a derinden inanan; demokrasiyi, ekonomik refahın yükselmesini, bireysel özgürlüklerin, sosyal adaletin ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik edecek politikaları hayata geçirecek ve kolaylaştıracak bir platforma sahip kişiyi seçerek başlayalım.

Bu özelliklerin hiçbirisi; bir mezhebin tekelinde değildir ve bu suretle; bu mevkiye talip olmayı hak eden kişinin üzerinde hiçbir mezhepsel sınırlama olmamalıdır. Yeni Lübnan'ı sağlam temellere kurmak için bu zorunludur. Lübnan başkanlığına talip olmak isteyenler için; hiçbir şey mezhepsel aidiyet kriterinin tasfiyesinden daha temel değildir. Lübnan'da, tüm dinsel aidiyetlerden kadın ve erkek adayların listesine sahip olmak, bizim bu ülkeye sevgimizin ve bağlılığımızın en iyi kanıtı olacaktır.

Taraftarları geçerli mezhepsel sistem altında gelecek 75 yıl boyunca siyasi olarak tamamen dışlanacak olan Maruni Kilisesi; demografi kader olduğundan, sekülarizmin en güçlü destekçisi olmalıdır. Sekülarizmi benimseterek Hıristiyanlar 'bir taşla iki kuş vurma' gibi imrenilecek bir pozisyonda olacaklardır: Lübnan'ı modern demokratik bir Devlete dönüştürmek ve nihayetinde onların dost inananlarının gelecek umutlarını korumak. Başlıca tarihi kararlar; akıl ve cesaretle alınmıştır. Bkirki (Lübnan'daki en önemli Maruni dini merkezi; -Sendika.Org'nin notu) bu vasıflara sahip mi? Lübnan'ın hayatta kalması bu cevaba bağlı olabilir. 
 
Kaynak: Latin Bilgi