Suriye'nin İsrail'e Golan'dan çekilmesi karşılığı istediğini vermesi imkânsızken, ABD de Şam'ın Araplarla arasını bozma peşinde. Bush yönetiminin İsrail'in hava saldırısı düzenlediği sözde nükleer tesislere dair bilgi sızdırması karşısında, savaş ihtimali barış ihtimalinden daha güçlü
Geçen hafta bütün ölçülerde bir Suriye haftasıydı. Hafta, İran, Hizbullah ve Hamas'ın içinde bulunduğu 'şer ekseni'ne karşı savaşa etkin bir biçimde katılması öngörülen ılımlı Arap ülkelerinin, ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice başkanlığında Manama'da toplanmasıyla başladı. Sonrasında yine Rice'ın ve Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'in katılımıyla Irak'a komşu ülkelerin son toplantısı Kuveyt'te yapıldı.
Rice'ın Washington'a dönmesi sonrasında da iki önemli gelişme yaşandı. İlki, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın İsrail'in Golan Tepeleri'nden tamamen çekilmeye hazır olduğu yönünde netice veren arabuluculuğunu sızdırmakta ve teyit etmekte kararlı olan Şam tarafından geldi. İkincisiyse, CIA'in Kuzey Kore'nin yardımıyla inşa aşmasında olan ve yedi ay önce bir İsrail hava saldırısının yıktığı Suriye nükleer tesislerinin görüntülendiği bir videoyu yayımlamasıyla ABD tarafından geldi.
Fallon'un istifası da şüpheli
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın da bizzat aralarında bulunduğu Suriyeli yetkililer, İsrail'le barış yapma çabalarını ve bir anlaşmayla taçlanacak müzakerelere katılmaya hazır olduklarını göstermekte kararlı. Bu durum ülkenin 'direnen' imajına aykırıyken, Amerikalılar da Suriye rejimini Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nu aldatmak ve gizli nükleer araçlara sahip olmakla suçlayarak 'şeytanlaştırmakta' ısrarcı.
Bu durum Suriye ve etrafında yaşananları anlamayı epey zorlaştırıyor. Zira Suriyeliler ağzı sıkı insanlar ve medyanın, devlet organlarının aşırı cimri bir tavırla sızdırdıklarının dışında gerçek bilgiye ulaşması zor. Amerikalılarsa, 'Irak'ın kitle imha silahları' ve Saddam Hüseyin rejimiyle Kaide arasındaki sözde ilişki konusunda yaşanan skandal sonrası güven vermiyor. Bu yalanları şu ana kadar, Araplara 1.5 milyon Iraklı'nın kaybına, Irak'ın hatta belki sonrasında bölgenin mezhep savaşına ve kanlı bir karmaşaya boğulmasına mal oldu.
ABD'nin Suriye'ye yönelik mevcut saldırısının (video gösterisinin) iki yorumu var. İlkine göre ABD, nükleer faaliyetleri konusunda Washington'la anlaşma imzalamak üzere olan Kuzey Kore'ye Suriye ve İran gibi ülkelerle artan işbirliğini ve elindeki zenginleştirilmiş uranyumu açığa çıkarması yönünde baskı yapmayı amaçlıyor. İkinci yorumsa, Batı kamuoyunu Suriye, İran, Hizbullah ve Hamas'ın vurulmasına hazırlama amaçlı Amerikan çabalarıyla ilgili. İsrail'in, ABD Başkanı George W. Bush'un Yahudi devletinin 60. kuruluş yıldönümü kutlamalarına katılmak için işgal altındaki Kudüs'ü ziyareti sonrası Gazze'yi işgal etmeye başlayacağı, ardından da Suriye'yle İran'ı Washington'ın bütün askeri ağırlığını müttefiki İsrail'e destek olarak ortaya koyacağı kapsamlı bir bölgesel savaşa çekme amaçlı bir tuzak olarak, güney Lübnan'daki Hizbullah'a saldıracağı yönünde tahminler söz konusu.
İsrail'in Suriye'ye düzenlediği hava saldırısının ve ayrıntılarının CIA tarafından ortaya çıkarılmasının zamanlaması üstün bir titizlikle hesap edilmişti. Üstelik bu durum, ABD'nin Irak'taki güçlerinin komutanı David Petraeus'un, Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika Boynuzu'ndaki ABD güçlerinden sorumlu Merkez Karargâhı'nın (CENTCOM) eski komutanı olan ve İran'la savaşa karşı çıkan Amiral William Fallon'un halefi olarak atanmasıyla örtüşüyor. Bir başka temel nedeni ilave etmek de uygun düşer: Suriye'nin İsrail'le barış anlaşmasına varma ve çatışma yerine çözüme çalışan barışçı ve ılımlı bir devlet görüntüsü verme çabalarını başarısız kılmak.
İsrail'se Suriye'ye düzenlenen hava saldırılarında adı geçen hedefin yanı sıra üç hedef daha gerçekleştirmek istedi. İlki, Lübnan'daki yenilgisini telafi etmek ve ordunun heybetini geri kazanmaktı. İkincisi, İran'a, 1981'de Irak tesislerinde ve yedi ay önce de Suriye'de yaşandığı gibi nükleer teçhizata ulaşma ve yıkmaya kadir olduğu mesajı vermekti. Üçüncü hedefse, uluslararası tepkileri ve özellikle de Suriye'nin Arap komşularının tepkisini sınamaktı.
İsrail yukarıdaki hedeflerin çoğunu gerçekleştiremedi. Zira ordusunun 'heybeti', Lübnan'daki alçaltıcı yenilgi ve geçen üç ay boyunca Gazze'deki direnişçilerle mücadelede 10 askerini kaybetmesi sonrası hâlâ sarsılmakta. İran'a ulaşmış olabilecek mesajsa her halükârda yeni değil. İsrail'in bu saldırılarda gerçekleştirdiği tek başarı, Şam'ın Arap komşularının tepkilerini görmekti. Zira Suriye'nin iki eski müttefiki Mısır ve Suudi Arabistan'dan gerçekçi bir Arap tepkisi gelmedi. Hatta bu iki devletin İsrail'in tutumunu desteklemeye daha yakın olduğunu söylersek maalesef abartmış olmayız.
Suriye İran'ı bırakamaz
Suriye yönetimi Türkiye'nin arabuluculuğuna yönelik ümidini abartarak ve barış anlaşmasının yapılmak üzere olduğu düşüncesiyle rahat rahat arkasına yaslanarak hata yapıyor. Zira Şam, İsrail'in Golan'dan ödün verme karşılığı istediği bedeli karşılayamaz. Karşılasa bile, rejimini bitirecek zehirli kase olur bu. Çünkü rejimin meşruiyeti ılımlılık değil direnişten kaynaklanıyor ve İran, Hizbullah ve Hamas'la güçlü koalisyonlar kurmasına dayanıyor. İsrail'in istediği bedelse, Suriye'nin İran'la stratejik koalisyonun çözülmesi, Hizbullah'la ilişkinin sona erdirilmesi ve dolayısıyla Lübnan'daki bütün kozlarını ve nüfuzunu kaybetmesi, Filistin sorunundan tamamen uzaklaşması...
Geriye üzerinde durulması gereken önemli bir konu kalıyor. O da, Arap hükümetlerinden nükleer tesisler inşa etmeden önce iç güvenliklerini ve bu tesisleri koruma güçlerini sağlama almalarının istenmesi. Bu tesislerin daha başlarda da olsa İsrail uçaklarının yıkımına maruz kalması mantık dışı.
Bush yönetimi, Suriye'yi Arap rejimlerinden tecrid etmeye ve Şam'ın ev sahipliğini yaptığı son Arap zirvesini başarısız kılmaya çalıştı. Şimdiyse, Dey Ruz'daki sözde nükleer tesislerinin vurulmasına dair sızdırma bilgiler kanalıyla halk düzeyinde tecrid etmeye çalışıyor. Bu nedenle dikkatli olmak ve sözde barış ihtimallerinden daha güçlü olan savaş ihtimallerine hazırlanmak gerekiyor.
Kaynak: Radikal