Baştan uyarayım: Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök, Mehmet Y. Yılmaz ve Ahmet Hakan'ın bayramı Rodos'ta geçirmeleri, bayram namazını adadaki ibadete açık tek mekân olan İbrahim Paşa Camii'nde kılmaları ve Ahmet Ağa Kütüphanesi'ndeki bayramlaşmaya katılmalarında benim herhangi bir payım yok.

Ülkemizin en büyük medya patronu Aydın Doğan, yıllık Rodos çıkarmalarının sonuncusunda, "Yunanlılar yortularında İstanbul'a gelip Fener'deki âyine katılıyorlar da, biz neden burada ecdat camilerinde bayram namazı kılmıyoruz?" diye sormuş... Fikir Aydın Bey'e ait yani. Diğerleri de Aydın Bey'in bu fikrine iştirak etmişler.

Mehmet Yılmaz'ın o günlerde Hürriyet'te çıkan "Bayram namazında Rodos'a" değinisi okunmaya değer:

"Bir arkadaşımdan dinlemiştim, Türk-Yunan ilişkilerinin en gergin olduğu günlerde bir Türk ve bir Yunan diplomat, Ege haritasının önünde sohbet ediyorlarmış. / Türk diplomat, 'Sence bu normal mi, bütün deniz sizin sanki' diye konuşmuş. / Yunan diplomat da aynı haritaya bakarak, 'Evet ama bütün karalar da sizin' diye yanıtlamış.

"Çıplak gerçek zannettiğimiz şeylerin bazen iki yönünün de gerçek olabileceğini anlatan yaşanmış bir öykü bu. / Ve hiç kuşkusuz ki söz konusu olan Ege ise gerçeğin iki yönünün olmasını tartışmak da kolay değil. / İnsan, Ege'nin iki kıyısı arasında zikzaklar çizerek ilerleyen bir teknedeyse bunu daha iyi anlıyor. Yunanistan nerede bitti, bizim memleket nerede başladı, çıkartabilmek kolay olmuyor.

"Önceki gece Rodos'ta yemek yediğimiz Alexis isimli lokantaya on beş-yirmi metre mesafede şahane bir cami vardı. İbrahim Paşa Camii'nin zarif mimarisi ve göz alıcı ahşap minaresi, aklımıza bir fikir düşürdü: Bir bayram namazını neden Rodos'ta kılmayalım? / Her sene şu kadar Yunan, dinî günlerini kutlamak için Fener'e akın ediyor, aynı şeyi neden biz de 'evladı fatihan topraklarında' yapmayalım?

"Karar verdik, Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök, Taylan Bilgel ile birlikte bu Ramazan Bayramı'nda namazı Rodos'ta kılacağız. Rodoslu Türklerin geleneklerine uyarak namazdan sonra bayramlaşmak için tarihi kütüphaneye gideceğiz. / Kurban Bayramı'nda da Manastır'a gidelim istiyorum. Dedemin gençliğinde namaz kıldığı camide bir bayram namazı kılmanın bana ne tür duygular yaşatacağını merak ediyorum.

"Bunu yapmamızın nedeni, elbette geçmişin kanlı düşmanlıklarını yeniden hatırlamak değil. / Bu topraklarda yaşayan insanların paylaştıkları ortak geçmişte sadece kötü anılar yok. / İyi hatıralar da var ve bir bayram günü bu iyi hatıraları tekrar yaşamaktan daha mutluluk verici ne olabilir?"

Dün sabah, Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök, Mehmet Yılmaz ve Ahmet Hakan, yanlarında işadamı Taylan Bilgel de olduğu halde kaldıkları otelden çıkıp İbrahim Paşa Camii'ne gittiler; ada halkından ve Türkiye'den gelenlerden oluşan cemaatin içine karışarak bayram namazını eda ettiler. Ardından Kütüphane binasında yapılan bayramlaşma törenine de katıldılar. Tam da iki ay önce kararlaştırdıkları gibi...

'Rodos seferi" yazımı herhalde hatırlayacaksınız. Aydın Bey ve beraberindeki Rodos'un müdavimleri, son on yıldır her ağustos ayında, yollarını Rodos'a düşürüyorlar. Türk siyasî tarihine 'Rodos protokolleri' olarak geçen gelişmeler tatil vesilesiyle geldikleri adada yaşanıyor. Bir keresinde, zamanın DYP lideri Tansu Çiller'in eşiyle gelmişlerdi Rodos'a, birlikteliklerinin medyaya yansıması, Türkiye'yi 2002 yılında erken seçime taşımıştı.

Bu yıl ağustos ayında yaptıkları Rodos çıkartması da ilgi uyandırmıştı. Çıkarmanın 22 Temmuz'daki genel seçimden hemen sonra yapıldığına dikkat ederseniz, Rodos seferinden döndükten hemen sonra Hürriyet'in başlattığı yayınları orada aldıkları 'Rodos protokolleri' ile irtibatlandırdığımı da hatırlarsınız.

İlk dikkatimi çeken Sabah'tan istifa eden Yılmaz Özdil'in 'büyük yazar' payesi verilerek Hürriyet'e kazandırılmasıydı; sonra da cumhurbaşkanlığı seçimine Abdullah Gül karşısında ağırlık koyma niyetini dışa vuran yazılar çıkmaya başladı Hürriyet'te. Bütün bunları Rodos seferine bağlamıştım. "Rodos Şövalyeleri saldırıyor" başlıklı yazımı unutmuş olamazsınız.

Bu kadar geri-dönüş yapmamın bir sebebi var: Bu defa yalnızca her zamanki kadrosunu götürmedi Aydın Doğan Rodos'a, ben de yanlarındaydım. Arefe günü öğle saatlerinde havalanıp bir saatlik bir uçuştan sonra Rodos'a vardık; bayramın birinci günü öğle saatlerinde döndük. Uyku zamanını çıkarırsanız, bütün bir günü Aydın Doğan ve Doğan Medya Grubu'nun as kadrosuyla (Milliyet yayın yönetmeni Sedat Ergin de bizimleydi) geçirdim.

Rodos'ta neler mi yaptık? Mecburen yarını bekleyeceksiniz...

 

 

Kaynak: Yeni Şafak