Pakistan’da zeytin yeşili ve beyaz renkli binlerce bayrağın ülkenin dört bir yanında göndere çekilmesiyle başlayan törenler, ülkenin İngiliz yönetiminden bağımsızlığının 60. yıldönümüne işaret ediyordu. İngilizlerin Pakistan’da 1947’de planlı (stratejik) çekilmelerinin ardından, halkın de facto sömürgecilik altında gönüllü köleliklerinin 60. yılını kutladıklarının farkına varmaları hiç de kolay değil.

Diktatör General Pervaz Müşerref ve gözdesi Şevket Aziz, konuşmalarında Pakistan’ın önemli uluslararası role haiz bir İslam devleti olarak zuhur edişini övüyor fakat; insanları politikalarına karşılık fanatizme yenilmemeleri konusunda uyarıyorlardı.

 

Onlar, 7 Ekim 2001’de Afganistan’a açılan savaştan bu yana cereyan eden süreci görmezden gelerek, Pakistan’ın egemenliğini göz göre göre hiçbir milletin ihlal edemeyeceğine dair antlarını yenilediler.

 

Her Pakistanlı kendisinin, kölelerin kölesi olduğunu bilmelidir.

Kanlı zincire vurulan ve kırbaçlanan klişeleşmiş köle imajı bir tarafa, Pakistanlılar gibi kölelerin farkına varmak çoğunlukla zor.

 

Peki, köle nedir? Köleleri özgür insanlardan farklı kılan nedir?

Pakistanlıların veya onların yöneticilerinin ve sözde liderlerinin her birinin köle olup olmadıklarını anlamak için basit bir kriter kullanalım:

Hür insanlar “hayır” diyebilir. Köleler diyemez.

Hürler, malları, zamanları, çocukları ve yaşamları için istekleri geri çevirebilir. Köleler çeviremez.

Hayır deme özgürlüğünün olmadığı durumda özgürlük olmaz.

Sana gelen bir talebe  “hayır” diyerek geri çevirebiliyorsan, özgür bir insansın demektir.

Bir şey yapmaya zorlanıyorsan ya da iraden dışında bir tutsaklık yaşıyorsan sen kölesin demektir.

Ülke kaynaklarının yarısından çoğunun ülkendeki güçlü kesimi beslemek için kara sermayeye gitmesine hayır diyemiyorsan sen bir kölesin.

 

Pakistan’da vergi tahsilat sistemi çok etkin değil. Buna rağmen insanlar, devletin fakir kitleden veya halk adına dış dünyadan elde ettiği kaynaklar üzerinde kontrol sahibi değil. Tarih boyunca köleler kendi hayatlarını muhafaza etmek için çalıştılar ve yöneticileri için ek işler yaptılar. Pakistan’da sosyal destek sistemi, sağlık güvencesi ve sosyal yardım desteği yok. Hastaysan ve ölüm döşeğindeysen, tedavi olmaya gücün yetmiyorsa yatağında çürüyüp ölmekten başka bir alternatifin yok. Ev almaya muktedir değilsen, dilenmeye ve sokakta yaşamaya mahkumsun. Aynı zamanda, düşük maaşın gelir vergini ödemeye yetmiyor fakat sen gümrük vergisi, tüketim vergisi adı altında hala devlete ödeme yapıyorsun. Hayatının yarısından fazlasına el konulmasına “hayır” diyebilir misin? Efendilerinin, elemleri önemli ölçüde hafifletmesini sağlayabilir misin? Hayır? Tebrikler. Sen bir kölesin.

 

Seni yöneten köleler, efendilerinin hür irade hakkıyla özgür yaşam talebinde bulunanlara karşı açtıkları savaşa katılmaya karar verdiler. Amerikan şirketleri ve sömürgeciler kolonilerini zayıflatacaklarını böylece kendilerinin, diğerlerinin mallarını ve kaynaklarını kolayca çalabileceklerini düşünüyorlardı. Pakistan’da ve dünyada milyonlarca kişi savaş istemedi fakat efendileri onları aldatarak bir şekilde savaşa sürükledi. Köle liderlerimiz kendi insanlarının katliamına katıldı. Savaşa karşı çıkabildin mi? Aldatılıyor olmanı reddedebilir misin? Amerika’ya satılan insanlara bir şeyler yapabildin mi? İnsanları Pakistan İstihbarat Teşkilatı Tutuklama Merkezi’nde vuku bulan illegal tutuklamalara karşı koruyabilir misin? Hayır? Sen bir kölesin.

 

Bizim köle efendilerimiz Washington ve Londra’daki efendilerinin gelecekteki savaşları için çocuklarınızı istiyorlar. Allah rızası doğrultusunda Pakistan için ölmek yerine Amerika’nın rızası için can veriyorlar. Generallerle mücadele edebilir misin? Çocuklarının diğer masum Pakistanlıları öldürmesini durdurabilir misin? Hayır? Tebrikler. Sen bir kölesin.

 

Askeri rejim, Amerika’nın sivil insanları bombalaması ve esrarlı bir şekilde ortadan kaybetmesini kabul ederek bu durumun sebebini de “terörizmle savaş” olarak lanse edip insanlara yalan üzerine yalan söylemeye devam ediyor. Sekiz yıldan beri bize Benazir’in yolsuzluk yaptığı söylendi. Şimdi, olayların hepsi asılsızmış gibi temize çıkarıldı. Bize yalan söylenilmişti ya da şu anda aldatılıyorduk? Rejim, Lal Mescidi’nde yabancı militanların olduğunu dolayısıyla yüzlerce Pakistanlının katledilmesini haklı görüyordu. Aldatıldığını inkâr edebilir misin? Yalancıları cezalandırabilir misin? Hayır? Tebrikler. Sen bir kölesin.

Pakistan’da insan hakları ihlalinin sınırı yok. Sevdiğin birileri ortadan kayboluyor ve sen onların nereye gittiğini bile bilemiyorsun. Bu zorbalığa karşı devlet dairesine itirazda bulunuyorsun, taciz ediliyor ve aşağılanıyorsun. Bu duruma son verebilir misin? Hayır? Sen bir kölesin.

 

Diğer temel insani haklar ve korumalar bir yana devlet, sebepsiz yere ve hiçbir garanti vermeden senin kişisel kayıtlarını araştırabiliyor hatta bunu sana söyleme zorunluluğu hissetmeden evine girerek gerçekleştirebiliyor. 7 Ekim 2001’e kadar Taliban’ın tek destekçisi de aynı devletti. Şimdi, biri kendini Taliban yanlısı veya sempatizanı olarak ilan ettiğinde Pakistan hükümeti, bu kişileri hiçbir gerekçe, avukat ve mahkeme olmaksızın bilinmeyen yerlerde süresiz hapiste tutabiliyor. Dışarıdan yardım alınarak sana dikte edilen rüşveti, sahtekar ordu ve sivil devleti reddedebiliyor musun? Hayır? Tebrikler sen bir kölesin.

 

Sen bir kölesin, çünkü askeri ve politik feodal beyler ve yönetici sınıfı istediğini yapabiliyor ve istediğini alabiliyor ve sen reddedemiyorsun. Senin sadece, bu gece hangi TV programını izleyebileceğine ya da yemek için ne pişirebileceğine karar verme özgürlüğün var, hayatının geri kalan kısmı için ise gücün az. Bu konuda herhangi bir şey yapabilir misin? Hayır? Tebrikler. Sen bir kölesin.

 

Bazılarının cepleri milyonlarla dolup zengin gittikçe zenginleşip fakir ise hepten fakirleşirken okullarımız harap, hastanelerde yeterli eleman yok, yollar, köprüler ve demiryolları dökülüyor. Milyonlar rejim taraftarlarına, işbirlikçi ve ajanlara veriliyor. Devletin öncelik tanıdığı şeyler halkın öncelediği şeyler değil; öncelik Washington ve Londra’daki efendilere tanınıyor. Müşerref 14 Ağustos 2007’de en büyük problemimizin fanatizm olduğunu söyledi. Sokağa çıkıp onun düşündüğü fanatikler kim sormak lazım.

 

Devlette basit bir tezadın kol gezdiğini düşünüyorum. Devletten milyarlar çalan Benazir, üçüncü kez başbakan olmaya hazırlanırken ufak tefek şeyler çalan hırsızlar hapishanedeler.

Büyüklerimizin bir hayali vardı. Onlar hür irade ve özerklik haklarını kullanabilecekleri bağımsız bir İslam devleti kurmak istediler. Bizler koloni sistemini devam ettiren feodal krallara ve diktatör askerlerin yönetimine bırakıldık. Direk sömürgeciliğin yerini de facto sömürgecilik aldı ve bizler direk kolonileşen babalarımızdan daha fazla acılar çektik. Onlar düşmanlarının kim olduğunu bildiler ve onlara karşı mücadele verebildiler. Bugün, içimizdeki düşman, müdafiimizin, kurtarıcımızın ve koruyucumuzun kisvesinde Pakistan’ın merceği ve devlet güvenliği hakkında insanların kafasını karıştırmaya devam ediyor. Özellikle askeri rejim, Pakistan anayasası ve devletin ortaya çıkışının arkasındaki amaçla alay ediyor. Anayasanın güç ve otoritesini hiçe saymakla birlikte onların üzerine birçok yükümlülük yıkıyor.

 

Abid Ullah Jan, “On the 61st year of the Pakistan Independence”, 17/08/2007, http://aljazeerah.info/. Ayşe Olgun tarafından kısaltılarak Dünya Bülteni tercüme edilmiştir.