Barack Obama’nın en şanssız ABD başkanı mı, yoksa yaşananların başkanlık görevinin doğası mı olduğunu bilemiyorum. Bu adam henüz görev süresinin yarısını tamamlamamışken iktidarını tehdit eden bir dizi soruna batmış durumda.

Göreve gelir gelmez ABD tarihinin en büyük mali krizinin yanı sıra Irak, Afganistan ve Kaide’ye karşı üç büyük savaşı miras aldı. Dönemi, İran’la ‘nükleer bomba’nın patlamaya yaklaşmasına denk geldi. Bu konu kendisine, Tahran’la mücadele veya anlaşma noktasında hayati bir karar alınması açısından seleflerinden daha fazla sorumluluk yüklüyor. John F. Kennedy dönemindeki Küba füze krizinden bu yana alınacak en önemli karar bu.

Obama Arap Körfezi’nden Amerikan tarihinin en büyük çevre felaketini yaşayan Meksika Körfezi’ne dek suya batmış durumda. Delik petrol borusu Obama açısından İran’ın nükleer tesislerinden daha tehlikeli hale geldi. Herkesin başlarda hafife aldığı bu mesele, başkanı seçimleri kaybetme tehdidiyle karşı karşıya bıraktı. Anketler destekçilerinin çoğunluğunu kaybettiğine işaret ediyor.

Obama selefi George W. Bush’tan daha şanslı değil. Madalyalarla donatılmış en önemli generallerinden Stanley McChrystal bir askerden beklenmeyen bir çıkışla kendisini yaylım ateşine tuttu. McChrystal savaşı Afganistan’dan ABD’ye taşıdı; Obama’nın savaş stratejisini eleştirerek, Bush’un Irak’ta karşılaştığı felaketleri hatırlatan başarısızlıkların sebebi olarak niteledi.

Ortadoğu’da da ‘aşk’ uzun sürmedi. Obama müzakere heyetinin yoluna çiviler döşeyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu nedeniyle barış projesini savunamadığı için birçoklarını kaybetti. Ardından Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan Obama’ya karşı çıktı. Obama’nın bölgemizdeki başarısızlıklarının yoğun gündeminden mi, yoksa bölge ülkelerine yönelik aşırı esnek üslubundan mı kaynaklandığını bilemiyoruz. Ancak insanlar genelde sebeplerle ilgilenmez, sonuçlara bakar. Ve sonuçlar pek umut vaat etmiyor. Düşmanları McChrystal’dan Britanyalı BP’ye, İsrailli Netanyahu’ya, Türk Erdoğan’a ve İranlı Mahmud Ahmedinecad’a kadar çoğaldı.

Obama’nın petrol sızıntısında boğulması ve Afganistan mağaralarına girmesi sebebiyle, İran’a yönelik önemli başarısından dolayı kendisine teşekkür eden pek az kişi var. Obama İran’a karşı uluslararası desteği seferber etmekte ve yaptırım çıkartmakta başarılı oldu. Böylelikle İranlılarla uzun süren maçta harika bir gol attı.
Diğer yandan, başkan ülke içinde halk desteğini kaybederse dış konularda pek ilerleyemez. Kongre seçimleri Obama’nın akıbetini belirleyecek. Demokrat Parti’deki arkadaşlarının seçimi kaybetmesi, başkanın görev süresinin kalan iki yılında pek bir şey yapamayacağı anlamına gelecektir.

Bu durumda Filistin devleti projesi gerçekleştirilemeyebilir, barış sağlanmayabilir, Irak İranlıların eline geçebilir, bölgemizde terörist örgütler ve aşırılıkçı gruplar şiddetin dozunu artırabilir. Fakat Obama söz konusu seçimleri kazanırsa dünyayı istediği gibi idare etmek için yeni bir fırsata sahip olacaktır. (Londra’da Arapça yayımlanan
Şark ül Evsat gazetesi, 24 Haziran 2010)

Kaynak: Radikal