Günlerdir düşünüyorum bu kıyaslamayı yapayım mı yapmayayım mı diye ama sonunda nefsime yenik düştüm ve gördüğünüz gibi yapıyorum.
Yapıyorum ama hiç de öyle sandığınız gibi siyasete giriş şartlarını, toplumun dışlanmış-horlanmış kesiminden geliyor olmalarından kaynaklanan benzerliklerini vs. kıyaslamayacağım. İki lideri tamamen bambaşka bir açıdan karşılaştırmaya çalışacağım.

Bizde yaşananı biliyorsunuz ama yine de hatırlatayım.
Barack Obama Amerika'da seçimi kazanınca Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru, o sabah çıktığı bir televizyon programında kendini tutamayıp bir benzetme yaptı ve 'Ak Parti de iktidara Obama gibi geldi ama şimdi Bush gibi yönetiyor' dedi.

Bu, kendi çapında masum bir eleştiriydi, hatta belki eleştiri bile sayılmazdı. Ama bizde neyin söylendiği kadar kim tarafından söylendiği de önemlidir, o yüzden bu benzetme yer etti.

Ama sonra ne oldu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çıktı ve bu benzetmeyi yapan Fehmi Koru'ya 'Sevsinler seni' dedi. Belli ki çok kızmıştı Başbakan, 'Biz ne Obama'yız ne Bush. Biz biziz' dedi.
Başbakan'ın eleştiri karşısındaki tahammül seviyesiyle ilgili son örnek olaydı bu.

Peki aynı günlerde Amerika'da ne oldu?
Barack Obama, seçimi kazanmasından bir gün sonra bir basın toplantısı düzenledi. Önce kendi açıklamasını yaptı, ardından da soruları cevapladı. Gelen sorulardan biri, Beyaz Saray'a kızları için alacağı köpekle ilgiliydi.

Obama, bu köpek meselesinin çok büyük bir mesele olduğunu söyledi cevabında, kampanyasının web sitesine en çok başvuru bu konuda oluyordu. Alınacak köpekle ilgili iki kriteri vardı. Birincisi büyük kızı Malia, köpeklere karşı alerjikti, o yüzden alınacak köpek alerji yapmayan cinsten olmalıydı. İkinci kriteri ise Obama aynen şöyle açıkladı: "Tercihimiz, bir barınaktan almak. Ama açıkçası, çoğu barınak köpeği bana benzeyen itler." (Our preference would be to get a shelter dog, but obviously a lot of shelter dogs are mutts like me.)

Ben basın toplantısını canlı yayında izledim, Obama, 'mutts like me' dediğinde salonda bir kahkaha koptu. 'Mutts' argoda, it veya sokak köpeği anlamına geliyor.

Obama, seçim gecesi zafer konuşmasında kızına hitaben, 'Beyaz Saray'da senin de bir köpeğin olabilecek' dediğinden beri Amerika'da bir kısım insan işi gücü bırakmış Başkan'ın ne cins köpek alacağını tartışıyor, tahmine çalışıyor, köpek öneriyor.

Obama da, alınacak köpeğin cinsine yönelik bu arayışlara bence gayet esprili, kendi kendisiyle dalga geçmeyi becerecek kadar özgüven sahibi bir insan olarak cevap veriyor: Alınacak köpek 'cins' değil kendisi gibi bir melez olabilir, hatta büyük ihtimalle öyle olacak!
***
Varın bundan sonrasını siz kıyaslayın artık.

Kaynak: Radikal