Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız son derece ciddi bir çehre ile karşısındaki alımlı hanımın anlattıklarını dinliyordu. Hanımın "Gerçekten büyük bir hata olmuş, tekrar özür dilerim" sözleriyle Iğsız'ın yüz hatları rahatladı; 'Tamam' anlamında bir hareketle belli belirsiz gülümsedi. Karşısındaki hanım da gülümsedi, konu krize dönüşmeden kapanmıştı.

Cuma akşamı İran caddesi 59 numaradaki ABD'nin Ankara büyükelçiliği konutunda ABD Yüksek Düzeyli Savunma Grubu (YDSG) üyeleri için verilen davetteydik. Orgeneral Iğsız'ı sinirlendiren konu, davetli bazı Türk subayların kapıdaki üst arama cihazından geçmelerinin istenmesi olmuştu; subaylar durumu protesto etmişti. Davete makam aracıyla gelmeyen subaylar, yayalara ayrılan kapıdan alınmış ve bu kapıda bulunan arama cihazıyla karşılaşmılardı; teknik bir sorun gibi duruyordu. "Siz ne yapacaksınız, Büyükelçiye protestonuzu iletecek misiniz?" diye sordum. "Gerek kalmadı" dedi; "Zaten biz söylemeden önce kendileri gelip özür dilediler, ben de kabul ettim. Çünkü özür dileyen kişi yeterince üst düzeyde; benim ABD'deki muhatabım."

Böylece daha birkaç gün önce güven mektubunu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunarak göreve başlayan James Jeffrey, büyükelçi olarak evini açtığı ilk davette kriz yaşamamış oldu. İlişkilerdeki bahar havasının bunda payı vardı.

Orgeneral Iğsız'dan özür dileyip sorunu yatıştıran hanım, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesi güvenlik konularından sorumlu Müsteşar Yardımcısı Mary Beth Long idi. Daha önce Türkiye'de büyükelçilik yapmış Müsteşar Eric Edelman'a bağlı olarak çalışıyordu.

Tıpkı yeni seçilen ABD Başkanı Barack Obama'nın George Bush döneminden yerinde tutmak istediği tek kişi olan Savunma Bakanı Robert Gates gibi, o da Amerikan istihbarat örgütü CIA kökenliydi. Hukuk eğitimi aldıktan sonra, yıllarca CIA'nin gizli operasyonlar, uyuşturucuyla mücadele, kitle imha silahları ve terörizmle mücadele bölümlerinde çalıştıktan sonra Pentagon'a katılmıştı. 

Her halinden ne yaptığını ve ne dediğini bilen bir yetkili olduğu anlaşılan Long, 4-5 Aralık günlerinde Ankara'da YDSG heyetinin başkanı olarak askeri ve siyasi temaslarda bulunmuştu. Long'a 2003'te Tezkere ve Süleymaniye gelişmeleriyle dibe vurduktan sonra PKK'nın Irak'taki varlığına karşı mücadeleyle yeniden canlanan Türkiye-ABD ilişkilerinin Obama yönetimindeki geleceği üzerine birkaç soru sorma imkânı buldum. ABD'nin Türkiye'ye ne kadar önem verdiği ve vazgeçilmez bir müttefik olarak gördüğü yolundaki 'zorunlu hareketler' cümlelerini aktarmaya belki gerek yok, ama (Iğsız'ın konuşmamızı dikkatle dinleyen mevcudiyetinde) şu söylediklerini aktarmakta yarar var:

  •  "Geçmiş geçmişte kaldı, geleceğe bakıyoruz. (Iğsız başıyla onaylıyor.) Türkiye ile askerden askere ilişkilerimiz çok iyi bir düzeyde yürüyor. Bunu çok yönlü geliştirmek için karşılıklı çaba harcıyoruz. Bildiğiniz gibi halen Başkan Bush'un talimatlarıyla çalışıyoruz. Seçilmiş Başkanımız Obama ocakta göreve başlayacak, onun talimatlarını henüz bilmiyoruz. Ama bildiğiniz gibi Bakan Gates yerini koruyacak. Kendi adıma ben Türkiye'yle ilgili güvenlik politikamızda köklü bir değişiklik olmasını beklemiyorum. Terörizmle mücadelede Türkiye ile iyi bir işbirliği içindeyiz. Yeni yılda, yeni dönemde bu işbirliğinin daha da gelişeceğini birlikte göreceğiz."
    Iğsız'a dönüp, Long'un söylediklerine ekleyeceği, ya da çıkaracağı bir şey olup olmadığını sordum. Bu kez Long dinliyor, Iğsız konuşuyordu:
  •  "Terör örgütüne karşı özellikle istihbarat paylaşımı konusunda işbirliği düzeyi mükemmel. ('Ortak operasyon olabilir mi?' sorum üzerine) Örgütün Irak'taki hareketlerine ilişkin istihbaratı ABD sağlıyor, biz vuruyoruz. Bakın daha bugün (dün) önemli bir hava operasyonu gerçekleştirdik. (Bu kez Long başıyla onaylıyor.) Örgüte karşı belki en kapsamlı değil, ama en etkili operasyonlarımızdan biri oldu. Belli bir toplanmayı zamanında haber alınca hemen harekete geçtik. Çıkarlarımız doğrultusunda işbirliğini daha da geliştirmek için sürekli görüşüyoruz."
    Başbakan Tayyip Erdoğan, Bush yönetiminden özellikle son dönemde memnundu. Ama Obama yönetiminde Türkiye'yi yakından tanıyan pek çok isim var. Yeni büyükelçi Jeffrey şimdiye dek Türkiye'ye atanmadan önce en üst düzeyde ve en etkin konumda görev yapmış diplomat; adeta devamlılığın simgesi. Birbirinin ayağına basmadan ortak çıkar zemini bulup o zeminde hareket etmek için elverişli ortam mevcut aslında. O ortamdan yararlanmayı bilmek ayrı konu.
    ***

Herkese sağlıklı, mutlu bir Bayram dilerim.

Kaynak: Radikal