Nusayriler, kıyı dağlarında Nusayri Devleti kurmaya çalışacaklar mı?

Pek çok muhalif ve gazeteci, Nusayrilerin ayrı bir devlet kurmak üzere Nusayri Dağlarına geri çekilmeyi planladıklarında ısrar ediyorlar. İkna edici değil bu. Bir Nusayri Devletinin niçin kurulmayacağına dair beş önemli sebep var.

Birincisi, Nusayriler dağlardan inip şehirlere yerleşmeye uğramışlardı. Fransızlar 1920’de Suriye’yi zaptettiklerinde yapılan nüfus sayımları, Sünniler ve Nusayriler arasında derin bir demografik tecrit olduğunu göstermişti. Nüfusu 200’ü aşan hiçbir kasabada Sünniler ve Nusayriler bir arada yaşamıyorlardı. Sahil şehirleri Lazkiye, Tartus, Banyas ve Cible, Hıristiyan semtlerin de bulunduğu Sünni şehirlerdi fakat buralarda Nusayriler yaşamıyordu. Nusayriler yalnızca Antakya’da (1938’de Türklere devredilmiştir) şehirde yaşıyorlardı ve bu şehir özerk İskenderun bölgesinin başkentiydi. 1945’te Şam’da sadece 400 Nusayri’nin yaşadığı kayıtlıdır. Osmanlı döneminin sona ermesinden beri Nusayriler kıyılardaki dağlık bölgelerden şehirlere aktılar. Fransızların kurduğu özerk Nusayri Devleti ve Nusayrilerin burada orduda istihdam edilmeleri şehirleşme ve Suriye’deki şehirlerde kümelenme sürecini hızlandırdı. Esad Suriyesi, Nusayrileri üniversitelere yerleştirerek, bakanlıklarda ve ulusal kurumlarda onları istihdam ederek şehirleşmelerini hızlandırdı.

İkincisi, Esadlar, Nusayrileri “Müslüman” olarak Suriye’yle bütünleştirmek suretiyle mezhep sorununu çözmeyi planladı. Laik bir devleti teşvik ettiler ve ayrı bir Nusayri kimliğini ele veren her geleneği ezmeye çalıştılar. Nusayri kültürünü, din veya Nusayriciliği tanımlayacak resmi bir Nusayri kurumu oluşturmadılar. Nusayri Devleti planı yapmadılar. Aksine, Esadlar Nusayrileri ana damar Müslümanlar olarak tanımlamak için aşırı çaba sarfettiler; Beşşar, ulus inşası ve bütünleşme örneği sergilemek adına Sünni bir Müslüman’la evlendi. Laik bir Suriye vizyonunu öne çıkardı.

Üçüncüsü, Esad, bir Nusayri Devletinin zeminini oluşturmak için hiçbir şey yapmamıştır. Kıyı bölgelerinde ulusal bir devleti ayakta tutacak hiçbir altyapı yoktur: Uluslararası havalimanı, santral, bahse değer bir sanayi yoktur; ulusal bir ekonomi inşasına yarayacak hiçbir şey yoktur.

Dördüncüsü, bir Nusayri Devletini hiç kimse tanımaz.

Beşincisi, önemlidir, bir Nusayri Devleti savunmasız olacaktır. Şam düştüğünde Nusayri Şebbiha milisleri ve özel kuvvet tugayları Nusayri dağlarına çekilebilir. Fakat buna ne kadar dayanabilirler? Sünni milisler birleşir birleşmez – öyle görünüyorlar da – Nusayri direnişiyle çabuk çabuk ilgileneceklerdir. Şam’a hâkim olan kısa sürede Suriye’nin tamamına sahip olacaktır. Paraları, meşruiyetleri ve uluslararası destekleri olacaktır. Kıyı bölgeleri olmadan Suriye ayakta kalamaz. Daha önemlisi, kıyılar, liman şehirleri Tartus ve Lazkiye olmadan olmaz; bunu kabul etmezler. Ayrıca tüm kıyı şehirleri bugüne değin çoğunlukla Sünni olmuştur.

Kaynak: SyriaComment

Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı