Dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Nijer, 13 milyon nüfusa sahip olan bir Orta Afrika ülkesi… Tek geçim kaynağı tarım ve hayvancılık... Ve maalesef ülkenin %80’inin çöl olmasından dolayı yaklaşık her 5 ila 10 yılda bir yaşanan kuraklık beraberinde açlık ve bulaşıcı hastalıkları getirmekte.

 

Açlık, susuzluk, hastalıklar ve çekirge istilaları, okuma-yazma oranının çok düşük olması, yöneticilerin sorunları çözmedeki başarısızlıkları da eklendiğinde dünyanın görmediği ve nedense görmek istemediği büyük bir insanlık ayıbı yaşanıyor bu talihi kara ülkede… 5 yaşına gelmeden ölen çocukların sayısı sürekli istatistik olarak verilir.

 

Her dört çocuktan biri maalesef 5 yaşına gelmeden hayata gözlerini kapar, sadece yeterli su ve gıda alamadığı için. Kronikleşen açlık ve kuraklık vakaları sonucunda insanlar yaşadıkları köylerini terk ediyor. Büyük şehirlerin hemen dışındaki bölgelerde küme küme varoşlar oluşturarak ilerliyorlar. En azından su ve yiyecek bulma şansını elde edebiliriz düşüncesi ile yollara vuruyorlar kendilerini…

 

Ot yiyen insanlar ve annelerinin sütünü emecek gücü olmayan çocuklar, bir müddet sonra hayata gözlerini kapatıveriyorlar... Tüm zorluklara rağmen ayakta kalmayı başaran çocuklar sokaklarda ellerinde plastik ve teneke kutularla sadece bir parça ekmek toplamaya çıkıyor bu mazlum ülkede.

 

Çocuklar 5 yaşını atlatırsa yaşama şansları hayli yüksektir. Bu kez karnını doyurma mücadelesi vermeye başlar… Yılda ortalama 100 bin çocuk hayatını kaybetmektedir Nijer’de. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, Kızıl Haç, Sınır Tanımayan Doktorlar, G8 Ülkeleri belirli zaman dilimlerinde dünya kamuoyuna Acil yardım çağrısı yaparak belirli bir limit bütçe açıklaması ile Nijer’de yaşanan vahim tabloyu gözler önüne sererler… Lakin bu koca koca reklâmlar kalıcı yeterli ve sorunu çözmeye yönelik bir uygulamaya asla dönüşmez… Ülkede bugün 4 milyona yakın insan açlık sınırında yaşmaktadır.

 

Bu ülkenin sağlık sorunundan bahsetmeye hiç gerek yok. 30 000 insana sadece bir doktor düşmekte. Biraz imkânı olan insanlar komşu ülkelere göç ediyor. Özellikle çocuklar sürekli olarak açlık ve salgın hastalık tehdidi ile yaşıyor. Ülke nüfusunu göz önünde bulundurduğumuz zaman yaklaşık olarak 10 milyon insanın yardıma muhtaç olduğu istatistiklerle sabit. Bu tablo Nijer’de hayatın ne kadar zor ve vahim bir durum içinde olduğunu bize anlatıyor… Oysa Afrika gibi fakir bölgelerde günlük bir insanın yiyecek ihtiyacı sadece 1 dolar.

 

Uluslararası kurum ve kuruluşların Nijer’de uzun yıllardır devam eden çocuk ölümleri ve açlık sorununu görmezden gelmesinin acaba başka sebebi mi var? İnsan bunu düşünmeden edemiyor doğrusu. Afrika ülkelerinde uluslararası yardım kurumlarının genelde seçtikleri ülkenin etnik ve dini yapısına göre hassasiyet gösterdikleri gerçeği maalesef inkâr edilemez bir vakadır artık… BM’nin yardıma muhtaç en fakir ülkelerle ilgili almış olduğu mali yardım kararını gerçekleştirmediği ve ödemeyi vaat ettiği rakamların sadece beşte birini ancak ödediği gerçeğini de bilmekte yarar var. Bu kurumların Afrika ve kriz bölgelerindeki yaklaşımlarının artık tartışmalı bir durum arz ettiği ortadadır.

 

1990 yıllardan beri dünyada açlık ile mücadele kampanyasını yoğun bir şekilde sürmesine rağmen sorunun üstesinden gelinemediği ve BM’nin yardım taleplerine pek yardım yapılmak istenmediğini görüyoruz.17 yıl içersinde açlık sorunu ile pençeleşen insan sayısı 100 milyon daha arttığı istatistiklerle doğrulanmıştır. Nijer’de çocuk ölümleri ve açlık ile mücadele hiç kuşkusuz uzun vadeli fakat proje merkezli çalışmalar ile çözülecek sorunlardır. Uygulanacak olan istikrarlı ve kararlı programlar ile Nijer’de çocukların ve insanların basit sebepler ile ölümlerinin önüne geçilebileceğini unutmamalıyız…

 

Dünya kamuoyu sadece doğal felaketler ve savaş krizlerini gündem yaparken küresel medya gücü maalesef ABD, Avrupa ve Kuzey toplumuna Afrika gerçeğine doğru kameralarının objektiflerini doğrultmayı pek düşünmüyor. Küresel sermeye güçlerinin vicdanı her zamanki gibi ikiyüzlü olmaya devam ediyor…