İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, 7 Aralık’ta diplomatlara yaptığı açıklamada, 7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı operasyonunun ardından kamuoyuna duyurduğu temel stratejik hedefi yeniden dile getirdi. Netanyahu, İsrail’in amacının Hamas, Hizbullah ve nihayetinde İran’ı ortadan kaldırarak Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek olduğunu itiraf etti.

Netanyahu, 7 Ekim’den hemen sonra kurulan savaş kabinesinde Lübnan’a doğrudan saldırı seçeneğinin tartışıldığını, ancak aynı anda iki ayrı cephede çatışmanın riskli bulunarak bu adımdan vazgeçildiğini ifade etti. Bu süreçte İsrail ordusunun Lübnan’a karşı “aktif caydırıcılık” stratejisini benimsediğini, tüm askeri gücünü Gazze’ye yönlendirdiğini aktardı. Gazze’deki hedefler tamamlandıktan sonra kuzeye, yani Lübnan’a yönelme planı üzerinde durulduğunu da vurguladı.

GAZZE’YE SALDIRI PLANI 2022’DE MASADAYDI

İsrail’in önde gelen gazetelerinden Yediot Ahronot, İsrail Güney Komutanlığı’nın 2022 yılında Gazze’ye yönelik önleyici bir saldırı önerisinde bulunduğunu yazdı. Ancak bu öneri, hem siyasi hem de askeri liderlik tarafından reddedildi. Habere göre, o dönemde İsrail’in önceliği, çok daha büyük çaplı bir çatışmaya, yani Hizbullah ve İran’la karşı karşıya gelmeye hazırlık yapmaktı.

Bu bilgiler, İsrail’in şu anki askeri adımlarının 7 Ekim sonrasında oluşan bir refleks değil, uzun süredir hazırlanan kapsamlı bir stratejinin parçası olduğunu ortaya koydu.

İsrail yine hukuk ve kural tanımadı BM kınamakla yetindi
İsrail yine hukuk ve kural tanımadı BM kınamakla yetindi
İçeriği Görüntüle

PLANLI GENİŞLEME VE YIKIM

Netanyahu’nun açıklamaları ve basına yansıyan belgeler, Gazze’deki sivil altyapının yıkımı, kitlesel göç hareketleri ve bölgesel çatışmanın genişlemesinin ani gelişmelerin sonucu olmadığını gösterdi. Bu gelişmeler, yıllar önce alınmış kararların sonucu olarak değerlendirildi.

Netanyahu’nun sözleriyle, 7 Ekim, bu süreci başlatan değil, hızlandıran bir dönüm noktası oldu.