Lizbon'daki NATO Zirvesi yarın başlıyor. Zirve konuşulacak konular ve varılacak mutabakatlar bakımından son yılların en önemli, en kritik zirvelerinden biri olmaya aday görünüyor.

Gündemdeki belli başlı konular ise şunlar: İttifakın önümüzdeki 10 yıldaki stratejik tavrını belirleyecek olan yeni Strateji Belgesi; yaygın adıyla füze kalkanı olarak bilinen füze savunma sistemi; Rusya-NATO ilişkileri ve şüphesiz Afganistan.Bunlardan ilk üçünde belli bir anlaşma zemininin ortaya çıkmakta olduğu çeşitli haber ve yetkililerin açıklamalarından anlaşılıyor. Bizde çeşitli çevrelerin normal bir güvenlik ve savunma konusu olmaktan çıkarıp konuyu 'Yeni Soğuk Savaş' ve benzeri basit ve tarih olmuş sloganlarla ideolojik çerçeveye oturtmaya ve böylelikle hükümeti baskı altına almaya çalıştıkları kalkan konusunda sağduyunun ve Türkiye'nin uzun vadeli milli çıkarlarının ağır basacağını ben şimdiden tahmin ediyor; aksi olduğu takdirde bundan ülkenin zarar göreceğini şimdiden söylüyorum. Esasen bu konu bir anlamda 1 Mart tezkeresine de benzetilmek isteniyor. Umarız kalkanın başına aynısı gelmez.Afganistan konusuna gelirsek; bu konuda Amerika'nın bu ülkeyle ilgili bir 'Geçiş Dönemi Stratejisi' planını zirvede sunacağı söyleniyor. Bu plana göre Amerika ve NATO Afganistan'ın seçilmiş bölgelerindeki güvenlik misyonlarını önümüzdeki 18 ya da 24 ay içinde Afgan güvenlik güçlerine devretmeye başlayacaklar. Bu plan gerçekleştiği takdirde Amerikan güçleri 2014 yılına kadar ülkedeki muharip görevlerine son verecekler. Esasen Başkan Obama, Afganistan'dan askeri çekilme takviminin başlangıcı olarak Haziran 2011'i açıklamıştı. Bu olduğu takdirde Amerika Haziran 2011'de askerlerini savaş alanındaki duruma bağlı olarak geri çekmeye başlayacak; ancak muharip görev ise 2014'te sona erecek.

Bunlara bakıldığında 2014'ün Afganistan-Amerika ve NATO bakımından savaş misyonunun bitebileceği bir tarih olarak belirlenebileceği anlaşılıyor. Lizbon Zirvesi işte bu 'Geçiş Dönemi Stratejisi'ni her yönden ele alacak, bunun ne kadar mümkün, ne kadar mümkün olmadığına karar verecek. Bu bakımdan da zirve önemli olacak.Diğer yandan, 'Geçiş Dönemi Stratejisi' planının başarılı olabilmesinin çok önemli bir şartı olduğunu da burada belirtmek gerekiyor. Bu da şüphesiz Afgan güvenlik güçlerinin bu dönemdeki durumu elbette. Bunlar bu dönem içinde kendilerine devredilecek bölgeleri korumaya hazır olabilecekler mi? Sayı ve savaş kabiliyetleri bunlar için yeterli olabilecek mi? Bu soruların bugün hazır cevapları yok.

Amerika ve NATO yıllardır zaten Afgan ordu ve polisini ülkenin genel güvenliğini devralabilecek sayı ve kaliteye ulaştırmaya gayret ediyorlar. Ancak bu konuda ne kadar başarılılar, söylemesi zor.Bugün Afgan ordu ve polisinin toplam miktarı 264 bin kadar.Bunun 70-80 bin kadarı ordu, geriye kalanı da polis gücü. Bu sayının 2013'e kadar 350 bine çıkarılması hedefleniyor. Sayılar böyle; ama kalite ne durumda, yine bunu söylemesi de çok zor. Çeşitli haberlerden hem orduda hem de polis gücünde ciddi problemler olduğu belirtiliyor. Bunların arasında cehaletin, yetersiz eğitimin, motivasyon eksikliğinin, sadakat konularının olduğu bildiriliyor.

 Bu problemlerin ordu ve polisin genel performansını ne kadar etkilediği ise bilinmiyor.Amerikan ve NATO güçlerinin Afganistan'dan çekilmesi işte Afgan ordu ve polisinin ne kadar usta, yetenekli ve ülkeyi savunacak motivasyona sahip olmasına bağlı. Kısacası, ordu ve polis gücü ülkeyi savunabilecek duruma 2014'ten önce ulaşırsa ne ala; ulaşamazsa Amerika ve NATO'nun tamamen çekilmesi elbette çok zora girer; belki de ertelenip durur. Bu bakımdan bu tartışmalar NATO Zirvesi'ne damgalarını da vuracaklar ve bu zirve Amerika'nın Afganistan ve Pakistan özel temsilcisi tecrübeli diplomat Richard Holbrooke'un birkaç gün önce söylediği gibi Afgan Savaşı için bir dönüm noktası olacak. Holbrooke'a göre, Amerika ve NATO'nun Afganistan konusunda bir 'geçiş stratejisi' var; bir 'çıkış stratejisi' yok. Milletlerarası güç de ülkeyi tamamen terk etmeyecek.Bütün bu anlattıklarımızın ışığında bakalım, Lizbon Zirvesi Afganistan konusunda neye karar verecek veya veremeyecek?

Kaynak: Zaman