Ey Musa!...

            Soyu kesik bir siyasetin ruhuyla raptolduğun müstahkem nizâm, senin köle ve imansız kavminin pazularında yükselen ehramlar gibi ucu semâya dek vuran bir firavunlukla köpürüyor. Görmüyor musun?

            Panteon taşlarına atılan çentikler, kokuşmuş tanrıların ölümsüzlüğü adına bestelenen kutsal bir marştır senin için, köle kavmine belletmen gereken. Ahkâm-ı asrı hiçe sayan pespayeliklerin muhkemdir. Esas duruşta emre itaat ve yüksek sesle amadeliktir senin önderliğin. Emzirilip büyütüldüğün saraylarda firavun"a karşı homurdanmak firavunun mihrabına saygısızlıktır artık. Sen bunu anlıyorsun. Onun için şimdi baştan ayağa secde olmuş ve tüm kalbinle ona yöneliyorsun.

            Ey Musa!...

            Başını kendi ayaklarının altına almış lâl-ü melûl sunuyorsun imanını. Kavmin umurunda değil ve ama kendi kendinden de utanmıyorsun. Bir baş koyuna karşılık boğazlıyorsun vicdanını. Tutuştuğun kavgada hep kendi taraftarını öldürüyorsun.  Ne bir vahiy bekliyor ne bir akıl soruyorsun. Dilinin bağı çözülmüş Harun"u da artık istemiyorsun. Asanı ejderhaya dönüştüren eli kendi kudretin sanıyorsun. Bembeyaz ve efsunkâr ellerinle işlediğin cinayet, seni sürgün kılacak Medyen"e. Anlamıyor musun?

            İffetinden davarlarını susuz bırakan kadınlara güven vermiyorsun artık. Sen İsrail oğullarının peygamberi değil apaçık düşmanısın. Bilmiyor musun?

            Görüldüğün her yerde seni ihbar edecek gözlerin esaretindesin. Ve artık parmaklarının ucunda yürüyorsun korkudan. Firavun ve Hâmanları rahatsız etmiyorsun.

            Ey Musa!...

            Sana firavunlara kafa tut diye verildi bu ilahi paye.

            Ve köle kavmini kurtar diyedir seni önder yapan bu ulvi gaye.

            Nedir senin şimdi kavmine anlattığın melun hikâye.

            Elindeki asaya güveniyorsun. Önünde yarılacak nehirde, bilmiyorsun ki önce kendin boğulursun. Tertemiz kıyafetlerle gezinip tanrısal ahkâm kesiyor ve fakat Rabbini yüceltmiyorsun. Firavunlardan ödünç aldığın Hâman ve Bel"amlarla müstahkem bir nizamın emirberliğine soyunursun. Yusuf"la bu topraklara sokulan kavmini firavunlarla bir olup köleleştiriyorsun. Kaderinle kilitlendiğin sandığını taşıyan sulara borcunu unutuyorsun. Seni ehramlarda büyüten firavunların minneti altında zûl oluyorsun.

            Ey Musa!...

            Kavminin arasına fitne fücur taşıyan seçkinlere gösterdiğin imansız itaat, encamı helak olan bir maceradır ve sen almış başını gidiyorsun. Tur"da yanan ateşten payına bir avuç kor düşmeyecek. Firavunlardan kurtarman için gönderildiğin kavmini yeni firavunlara köle ediyorsun. Firavunun üstünlüğü adına kavminin boynuna ip geçiren ve asayla döven sihirbazlara karşı sen de sihirler gösteriyorsun. Elindeki asayı ejderhaya çevirecek bir kudretin yabancısı gibi duruyorsun. “Korkma muhakkak sen üstün geleceksin.” diyen ilahi sesleri duymuyorsun.  “Sağ elindekini atıver, onların yaptıklarını yutacaktır; çünkü onların yaptıkları yalnızca bir büyücü hilesidir. Büyücü ise nereye varsa kurtulamaz.”  Telkini karşısında suskun ve çaresiz bocalıyorsun.

            Ey Musa!...

            Avane ordusunun soytarı bilgelikleriyle yönetiyorsun kavmini. Senin kavmin her gün harç taşıyor, asla içinde yaşayamayacağı firavunun ehramlarına. Kardeşin Harun"a karşı affı imkânsız hatalar işliyorsun. Sütünü emmediğin kadınların yüzüne bakmamak senin kaderine yazıldı. Yazgından kaçışını hiçbir ilim tefsir edemiyor. İlahi kuvvet böbürlenerek yürüdüğün yolları sana çoktan açtı. Elindeki asanın hikmetini bilseydin önünde yarılmayacak hiçbir nehir olmadığını anlayacaktın. Elinden fırlattığın anda nasıl bir yılana dönüşüp kıvrıla kıvrıla yolları ezdiğini görecektin. Görecektin köle kavminin giremediği ehramlara nasıl girdiğini. Şimdi tüm kavmini yeryüzüne dağıttın. Onları firavunun değneğiyle terbiye ettin. Her gün ve tek tek sığındıkları köşelerde vuruluyorlar. Her gün ve her bahaneyle firavunlara secde ediyorlar.

            Ey Musa!...

            Şimdi git yeni baştan doğursun seni annen. Erkek çocuk avına çıksın firavunun adamları. Annen saklasın seni. Ya da bir nehire salıversin kaderinle baş başa. Ya kilitlendiğin sandıktan Musa olarak çık. Ya da git ehramlar senin olsun.

            Senin ellerin bembeyaz ve efsunkâr.