Rusya'da hukukun üstünlüğünü yerleştirme kararlılığını vurgulayan Medvedev'in bu hedefi desteklenmeli. Rusya bağımsız yargıya muhtaç
Dimitri Medvedev'in devlet başkanlığı, Rusya tarihinde umut verici yeni bir dönemin başlangıcı olacak mı? Seçim zaferinin üzerinden üç hafta geçmişken bir şey söyleyemeyiz. Medvedev, KGB tedrisatlı selefi Vladimir Putin'den daha çekici ve ulaşılabilir bir görüntü veriyor. Fakat 42 yaşındaki çiçeği burnunda devlet başkanı kapalı kutu; öte yandan Putin de başbakan sıfatıyla güçlü bir Kremlin şahsiyeti olarak varlığını sürdürecek. Rus siyaseti her zaman gizemli ve bilmeceli olmuştur -fakat bugün daha da öyle.
Medvedev'in bu hafta Financial Times'ta yayımlanan söyleşisi bu yüzden nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu anlama imkânı sunuyordu. Kendisinin de kullandığı bir imkândı bu. Medvedev Putin'le 'omuza omuza' çalışacağını, fakat iç ve dış politikanın hâkimiyetini elinden bırakmayacağını söyledi. Rusya'nın ulusal çıkarlarını dışarıda koruyacağını da açıkça belirtti. Fakat röportajın hepsinden öte açığa vurduğu şey, ülke içi siyasette reform yönünde Batı'nın dikkatini çekecek ciddiyette arzuları olduğuydu.
Ekonomi de güçlenir
Medvedev, Rusya'da hukukun üstünlüğünü yerleştirme kararlılığını bilhassa vurguladı. Desteklenmeye değer bir hedef bu. Batı'nın Rusya'da demokratik hakların eksikliğine yönelik endişelerini gidermeyebilir. Fakat 'demokrat' kelimesinin, Boris Yeltsin'in piyasa ekonomisini yüzüne gözüne bulaştırdığı 1990'larda yaşanan kaos döneminde kirli bir kelime halini aldı.
Medvedev daha ziyade, bağımsız yargı ve mahkemeler eşliğinde işleyen bir hukuk sisteminin oluşturulması gereğinin altını çiziyor. Bu başarılabilirse (ki devasa bir görev olduğu ortada), muazzam tesirleri olacaktır. Rusya'nın ekonomik kültürünü güçlendirecek, rüşvet ve yolsuzluğu ortadan kaldıracaktır. Demokrasinin serpilip gelişebileceği bir tohum görevi de görecek, muhalefet partilerini kendilerini Kremlin'in saldırılarına karşı savunma fırsatı verecektir.
Geri adım atması taihsizlik olur
Elbette birçokları Medvedev'in başarıp başaramayacağı konusunda kuşkular besleyecek. Putin de başkanlığının ilk dönemlerinde 'hukuk diktatörlüğü' sözü vermiş, fakat geldiği son noktada tamlamanın hukuk kısmını unutmuştu. Rusya'nın artan ekonomik sorunları da bir zorluk teşkil ediyor. Küresel büyümedeki yavaşlama enerji fiyatlarını düşürebilir, bu da Rusya'nın petrol gelirlerine ağır bir darbe vurabilir. Böyle bir durumda da Medvedev'in ekonomik sorunlarla boğuşmaktan başka bir şey yapmaya mecali kalmayabilir.
Yine de Medvedev bir tercihle karşı karşıya. Hukukun üstünlüğünü tesis etme planına sarılırsa (ve Kremlin'in iktidar tekelini elinde tutmasını isteyenleri yüz geri ederse), seçimi Rusya için yeni ve cesur bir başlangıcı ifade edebilir. Fakat geri adım atarsa, başkanlığı heba edilmiş bir fırsat olacak, Putin'in azgın otoriterliğini sağlamlaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır
Kaynak: Radikal